2020-07-26T20:16:34+03:00[Europe/Moscow] en true sip, poverty, treatment, ruin, at all, jail, creepy, bug, accomplish, reap, majority, exceptional, wheel, aware, thicker, convince, fellas, in terms of, overall, fetch, as well as, considerably, decoy, bother, milestones, exciting, Epoch, propose, slightly, thereby, rumor, wise, tyke, Shoo, blasted, bloody, miserable, demand, prune, Keeper, wager, swear, proud, freak, outrage, folk, crackpot, fool, insult, appreciate, cauldron, pewter, toad, presume, quill, broom, perhaps, withdrawal, vault, Apparently, No matter, Curious, tail, feather, reside, destine, forehead, mark, curse, Codswallop, reckon, Blimey, nervous, trolley, lot, Flavor, peppermint, spinach, tripe, booger, Pathetic, daisy, Pleasure, triumph, ceiling, strictly, caretaker, courage, doubt, feast, nasty, fancy, Dismal, Gather, assessment, incantation, As such, subtle, predisposition, possess flashcards
Daily English

Daily English

  • sip
    yudumlamak, yudum
  • poverty
    fakirlik, sefalet
  • treatment
    tedavi, muamele, işlem
  • ruin
    harabe, mahvetmek, yıkım
  • at all
    hiç, hiçbir şekilde
  • jail
    hapis, hapishane
  • creepy
    ürpertici
  • bug
    böcek, dinleme cihazı
  • accomplish
    başarmak, yerine getirmek
  • reap
    biçmek, kazanmak, hasat etmek
  • majority
    çoğunluk, ekseriyet
  • exceptional
    olağanüstü, fevkalade, nadir
  • wheel
    tekerlek, direksiyon
  • aware
    farkında, haberdar
  • thicker
    kalın, koyu, yoğun
  • convince
    ikna etmek, inandırmak
  • fellas
    dostlar
  • in terms of
    açısından
  • overall
    tüm, bir uçtan bir uca
  • fetch
    getirmek, almak, çekmek, gidip almak
  • as well as
    Hem de, yanısıra, birlikte
  • considerably
    önemli ölçüde
  • decoy
    tuzak, tuzağa düşürmek
  • bother
    sıkıntı, dert, rahatsız etmek
  • milestones
    kilometre taşları, kilometre taşı
  • exciting
    heyecan verici, heyecanlı
  • Epoch
    çağ, dönem
  • propose
    önermek
  • slightly
    hafifçe
  • thereby
    böylece
  • rumor
    söylenti, dedikodu
  • wise
    bilge, akıllı
  • tyke
    sokak köpeği, it herif
  • Shoo
    hoşt, Pist!, Kış kış!
  • blasted
    Allah'ın belası, lanet olası
  • bloody
    kanlı, lanet olası
  • miserable
    sefil, perişan, berbat
  • demand
    talep, istek, talep etmek
  • prune
    kuru erik, budamak, budala
  • Keeper
    Kaleci, bekçi, koruyucu
  • wager
    bahis, bahse girme
  • swear
    yemin etmek
  • proud
    gururlu, onurlu, gurur verici
  • freak
    ucube
  • outrage
    rezalet, hakaret
  • folk
    insanlar
  • crackpot
    çılgın, ilginç tip
  • fool
    aptal, budala
  • insult
    aşağılamak, hakaret etmek
  • appreciate
    takdir etmek
  • cauldron
    kazan
  • pewter
    kalaylı
  • toad
    karakurbağası, iğrenç tip
  • presume
    varsaymak, ihtimal vermek, haddini aşmak
  • quill
    tüy, tüy kalem
  • broom
    süpürge
  • perhaps
    muhtemelen, bir ihtimal
  • withdrawal
    para çekme, çekme
  • vault
    kasa dairesi, mahzen
  • Apparently
    Görünüşe göre, görünen o ki
  • No matter
    Önemli değil
  • Curious
    Meraklı, ilginç, acayip
  • tail
    kuyruk
  • feather
    kuş tüyü, tüy
  • reside
    ikamet etmek, ait olmak
  • destine
    nasip etmek, kaderinde olmak
  • forehead
    alın
  • mark
    işaret, işaretlemek
  • curse
    lanet, lanetlemek
  • Codswallop
    Saçmalık
  • reckon
    Hesaba katmak, saymak
  • Blimey
    vay canına, Vay canına!
  • nervous
    sinirli, gergin, asabi
  • trolley
    tramvay, el arabası, servis masası
  • lot
    çok, bir sürü
  • Flavor
    Lezzet, tat
  • peppermint
    nane, nane şekeri
  • spinach
    ıspanak
  • tripe
    saçmalık, işkembe
  • booger
    sümük
  • Pathetic
    acınacak, ümitsiz
  • daisy
    papatya, pırlanta gibi insan
  • Pleasure
    Zevk, memnuniyet
  • triumph
    başarı, zafer kazanmak
  • ceiling
    tavan
  • strictly
    kesinlikle, tam anlamıyla
  • caretaker
    bakıcı, hademe
  • courage
    cesaret, yüreklilik
  • doubt
    şüphe, kuşku
  • feast
    bayram, şölen, ziyafet
  • nasty
    pis, kötü
  • fancy
    fantezi, süslü, fantezi kurmak, istemek
  • Dismal
    kasvetli, sıkıntılı
  • Gather
    toplanmak, bir araya getirmek
  • assessment
    değerlendirme
  • incantation
    büyü
  • As such
    Gibi
  • subtle
    ince, hoş, ustaca yapılmış
  • predisposition
    yatkınlık, eğilim
  • possess
    sahip olmak, hakim olmak