RADYO TİYATROSU DEĞERLENDİRME ÖDEVİ TÜRK DİLİ-1 SERENA, BARBARA CARTLAND Yer: Sör Gills’in evi, Lord Valcin’in şatosu, düello meydanı, kumar oynanan salon. Zaman: Belli bir zaman dilimi olmamak üzere kurgu, Serena’nın evde babasının Londra’dan dönmesini beklerken Nicola’nın gelip ona kötü haberi vermesi ve onu takip eden birkaç gün içerisinde geçer. Kişiler: o o o o o o o o o o o o Serena: Güzel, akıllı, cesur, özgürlüğüne düşkün kadın başrol Nicola: Serena’nın dostu, aynı zamanda Isabelle adlı karaktere aşık Edora: Serena’nın bebekliğinden beri yanında olan dadısı Sör Gills: Serena’nın kumarbaz babası Lord Valcin: Sert, soğuk olduğu söylenen, evlilik düşüncesinden uzak bir adam Lady Valcin: Lord Valcin’ın annesi Micheal Blacknorten: İngiltere’nin en keskin nişancısı Isabelle: Lord Valcin’a aşık karakter Justin: Isabelle’in erkek kardeşi Misses Mathews: Lady Valcin’ın yardımcısı Lord Völtrem: Davetteki konuk Haydut: Yardımsever bir haydut Çatışma: Güzel, akıllı, özgürlüğüne sahip çıkan bir kadın olan Serena’nın birkaç gün içerisinde hayatının anlık bir öfke sebebiyle nasıl alt üst edildiğini konu ediniyor. Londra’ya seyahate çıkan Serena’nın babası olan Sör Gills, bir kumar oynuyor. Kumar masasında şansı uzun bir süre yaver gittiği için kazanacağını düşünerek yeni oyunda ailesini düşünmeden elinde avucunda ne varsa ortaya koyuyor ve Lord Valcin’a karşı kaybediyor. Olayların patlak vermesi ise tam da bu andan sonra başlıyor. Çok fazla sinirlenen ve anlık öfkesine yenilen Sör Gills, kızını para ve kaybettiği mallar karşılığında ortaya koyuyor ve onu da kaybediyor. Bu olay sonucu nasıl bir hata yaptığını fark eden Sör Gills, ölmek istiyor ve o an karşısına çıkan İngiltere’nin en keskin nişancısı Micheal Blacknorten’ı rahatsız edip düello teklif etmesini sağlıyor. Çünkü kızını satacak kadar kötü ama kendisini öldürebilecek kadar cesur bir adam değil. Olaylar tam da istediği gibi gelişiyor ve Sör Gills ölüyor. Sör Gills’in yanında bulunan Nicola kötü haberi vermek üzere Serena’ya gidiyor. Bu sırada arkadaşı Justin ile yaşananları konuşan Lord Valcin’ın yanına aşığı Isabelle geliyor ve onu doldurmaya çalışıyor. Onu değiştirmeye çalışan, kendisine muhtaç olan kadınlardan hiç hoşlanmayan Lord her seferinde Isabelle’i reddediyor. Aynı zamanda sert, gururlu, bağlanmaktan korkan, ezilmemek için ezen bir adam olmayı tercih eden Lord Valcin, Serena hakkında atıp tuttuktan sonra onu görmeyi teklif ediyor. Eve gittiklerinde beklemediği kadar güzel bir kadınla karşılaşan Lord, bir anda nazik ve merhametli bir adam oluveriyor. Ertesi günü tekrar geleceğini söyleyen Lord, mağrur, dürüst ve güçlü Serena’ya aşık oluyor ve onu evine davet etmesiyle olaylar daha farklı bir durum almaya başlıyor. Fakat bu durumdan hiç hoşlanmayan Lady Valcin, gelecekteki çıkarları için yardım ettiği Miss Mathews’i tehdit ederek Serena’yı zehirlemesini istiyor. O akşam Valcin ailesinin evinde her gün olduğu gibi bir davet gerçekleşiyor ve bir sürü konuk geliyor. Bu konuklar arasında bulunan ve kadınlar üzerinde hak sahibi olabileceğini düşünen ahlaksız Lord Völtrem ise Serena’ya korkunç davranışlar sergiliyor ve ardından Isabelle ile oyun kurarak Serena’yı kaçırıyor. Fakat asla boyun eğmeyen Serena yoldaki hayduta güvenerek onunla birlikte şatoya dönüyor. Şatoya ulaştığında Lady Valcin’ın hazırlattığı zehir yüzünden kötüleşen Serena bayılıyor. Tedavisi sırasında Misses Mathews, herkesin yaptıklarının cezasını çekmesi gerek diyerek Lady Valcin’ı yaptığı zalimlik yüzünden zehirleyerek öldürüyor. İyileşen Serena ve Lord Valcin ise sanırım artık evlenerek mutlu bir hayat sürecekler. Anlaşılan o ki, ne olursa olsun kendi hayatının sorumluluğunu alarak savaşan; değerlerinden vazgeçmeden bir hayat süren insanlar bir şekilde hak ettikleri noktaya ulaşıyorlar. Ayrıca menfaatler ve zorluklar karşısındaki tutumların da bir insanın karakterini belirlediğini açık bir şekilde anlayabiliyoruz. Not: Karakterler ve olaylar üzerindeki değerlendirmelerimi ancak bu şekilde toparlayabildim. Uzun olduğu için kusura bakmayın. Büşra Elif BEYAZ 191120014