Kara Saçlara Eleştirel Bir Bakış Gülten Akın tarafından kaleme alınmış “Kestim Kara Saçlarımı” şiiri, toplumsal cinsiyet rollerinden kendini yabancılaştıran ve özgürleşmiş bir kadını konu alır. Şiirde, kültür, gelenek, başkaldırı gibi temalar işlenmesinin yanı sıra toplumsal cinsiyet rollerinin dayatılmasına bir eleştiri de sunulur. Şiir kişisi, kendini kısıtlamalardan kurtaran ve diğer kadınları aynı eyleme davet eden biridir. Gülten Akın, “Kestim Kara Saçlarımı” isimli şiirinde kullandığı dil ve anlatım unsurlarıyla erkek egemen toplumun kadını özgürlüğünü sürekli hapsettiğini okuyucuya aktarır ve diğer kadınları bir başkaldırıya teşvik eder. Şiirde kadının kısıtlandığı ve bir döngüye hapsedilip kurtulamadığı iletilmiştir. Şiir kişisi, kadınların gördüğü baskının her yerde olduğunu iletirken tekrarlardan büyük ölçüde faydalanmıştır. İlk bentte “dön” kelimesinin tekrarlanması, şiir kişisinin toplumdaki yasakların ve geleneklerin arasında bir kısır döngüye maruz bırakıldığının sembolüdür. Bu kısır döngü, aynı zamanda “dön” kelimesinin bir ritim oluşturmasıyla da desteklenmiştir. Şiir kişisi, yüzünü nereye dönerse dönsün törelerle karşılaştığını ve bundan kurtulamadığını anlatmıştır, bu sebeple karanlık bir atmosfer oluşturularak baskıların etkisi güçlendirilmiştir. Benzer durum, ikinci bentte de görülebilir. “Gittikçe” kelimesinin dört kere tekrar edilmesi artan baskıların ve kadına yönelik kısıtlayıcı kuralların yansımasıdır. Şiir kişisine göre bu baskılar gittikçe artan ve etrafını sarıp acı çektiren bir yapıdadır. Ayrıca “bunaltı” ve “gerekti” ifadelerinin tekrarlaması da odak figürün içinde bulunduğu zorunluluk halini ve kadınların kendilerine yüklenenlerden dolayı hissettiği rahatsızlığı sembolize eder. Şiir kişisi, üçüncü bentte, kullandığı betimleyici ifadelerin tonunu ve atmosferini değiştirerek geleneklerden rahatsızlığını ve özgürleşmesi sonucu o rahatsızlığın neşeye dönüşmesini dile getirmiştir. Şiirde özellikle birinci ve ikinci bentte karşılaşılan duygu belli eden sözler karamsar bir atmosfer yaratmıştır. “Çekilmez” ve “tutsak” gibi sıfatlar umutsuzluğu ve rahatsızlığı betimler. Şiir kişisinin bu sözleri, içindeki bıkmışlığın ve baskılanışının anlatımını kuvvetlendirir. Bu betimlemeler üzerinden kendisini değersizleştiren yasakların aslında şiir kişisinin umudunu yok ettiğini ve kendini gerçekleştirmeye engel olduğu gösterilmiştir. Üçüncü bentte bu atmosfere karşıt olarak betimlemelerin olumlu bir atmosfer oluşturduğu gözlemlenmiştir. “Aydınlık” ve “rüzgarlı” gibi sıfatların kullanımı, şiir kişisinin ilk bentteki umutsuzluğuyla tezatlık yaratır. Şiir kişisi, zıt betimlemeleri art arda yerleştirerek bir mücadele sonucu oluşmuş heyecanı ve hayatının iyimserleştiğini dile getirmiştir. Üçüncü bentteki olumlu atmosfer kadınların cinsiyet rollerinden uzaklaştıkça hayatlarının anlam kazandığına bir işarettir. Şiir kişisi, bir mücadele sonucu kazandığı sevinçli halini, betimlemelerin karşıtlığıyla desteklemiştir. Şiir kişisinin toplumsal baskıdan kurtuluşu ve özgürlüğe olan düşkünlüğü metaforlar yoluyla okura sunulmuştur. Şiirdeki en sık kullanılan metafor “kara saçlar” metaforudur ve bir döngüye işarettir. Kara saçlar, şiir kişisinin üstündeki cinsiyet rollerinin sembolüdür ve metaforda kara sıfatının kullanılması melankolik bir anlam katar. Ayrıca saçlar da yapısal olarak sürekli uzadığından, şiir kişisinin ne kadar keserse kessin tamamen cinsiyet normlarından kurtulamayacağı anlaşılabilir. Olumsuz bir anlam yüklenen gelenekler ve bu geleneklerin ne olursa olsun şiir kişisine geri döneceği kara saçlar ile yansıtılmıştır. Bunun yanı sıra “kurtulan, dirilen kişi” ve “kayısıyı sallayan yel” sembolleri devrimsel ve isyankar bir nitelik taşımaktadır. Bu sembolik anlatım, şiir kişisinin baskılara başkaldırıyı teşvik ettiğine ve kadının özgürleşmesinin gerekliliğine dikkat çeker. Anlatıcının verdiği mücadeledeki zaferi bir isyan gibi sunulmuştur, bu isyan yeniden doğma ve düzeni bozma anlamına gelen metaforlar ile güçlendirilmiştir. Gülten Akın, toplumdaki cinsiyete dayalı basklar sonucu zulme uğrayan kadının ezilişini, erkek egemen toplumun kadını bir döngüye sıkıştırdığını ve kadının bu döngüden kurtuluşunun zor olduğunu “Kestim Kara Saçlarımı” şiiriyle eleştirmiştir. Şiir kişisinin mücadele sonucu ulaştığı rahatlık ve bağımsızlık; şiirde tekrarlar, sıfatlar ve metafor gibi dil unsurlarıyla özdeşleşip sunulmuştur. Şiir kişisi, tüm kadınları saçlarını kesmeye ve ataerkil toplumdan kurtuluşa davet eder.