inspired: ilhamlı astonishing: hayret verici humble: mütevazi display: görüntülemek wisdom: bilgelik teased: sataşmak graciously: nezaketle allowed: izin verdi correspondent: muhabirlik autograph: imzalı obstacle: engel treat: davranmak, tedavi etmek adopts: kabul etmek, benimsemek preaching: öğüt vermek pursue: izlemek, peşine düşmek article: makale synonym: eş anlamlı sözcük allow: izin vermek, sağlamak regret: pişmanlık, üzüntü achieve,accomplish : başarmak predict: tahmin etmek, öngörmek external: dış doting: düşkün Sophisticated: yapmacık Negligent: savsak, umursamaz Affectionate: seven, şefkatli Inexperinced: deneyimsiz Accuse: suçlamak Infer: anlam çıkarmak Extraordinary: olağanüstü Uproarius: şamatacı Subjective: öznel Predict: tahmin etmek Determination: kararlılık Ambassador: büyükelçi İntroduce: tanıtmak Values: değerler Guide: rehber Risen: yükselmek Pleased: memnun İnfluence: etkileşim, etki Notable: önemli Requirement: gereksinim Acquire: edinmek Caution: uyarı, dikkat Devotion: bağlılık, adanmışlık Praise: övmek Setbacks: aksilik, gerilemek Dedication: özveri Achievement: kazanım Related: ilişkili Rely: inanmak Mass: kütle Matter: madde Above: yukarıda Balance: denge Due: sebep, yüzünden Conversions: dönüşümler Ordinary: sıradan Durable: dayanıklı, saygın Summary: özet Include: içermek Demand: istemek, hak talep etmek Record: kayıt Author: yazar Passage: geçiş Aspire: arzulamak, heves Tenacity: mukavemet, azim Compassion: merhamet Solitude: yalnızlık Reconciliation: uzlaştırma Perseverance: azim Expect: beklemek, sanmak Except: dışında Persevere: direnmek Reminiscing: anılarını anlatmak Bantering: takan, şaka yapmak Flailing: dövmek Voucing: kefil olmak Musing: düşünceye dalmak Curve: eğri Columnists: köşe yazıları Aware: farkında, bilinçli Reign: saltanat Consist: oluşmak, dayanmak İnitially: başlangıçta, ilk olarak Prevent: önlemek, alıkoymak Distract: oyalamak, dikkatini dağıtmak Libel: hakaret, karalama Bias: önyargı, aklını çelmek Altered: değişmiş Attached: bağlı, yapışık Unpredictable: belirsiz, beklenmedik Determine: belirlemek, kararlaştırmak Captivity: esaret Specimens: örnek Extinction: yok olma, nesli tükenme Threatened: tehdit İncome: gelir Contribution: katkı, kalıtım Sank: batmak Satellite: uydu Rise above: başarmak, üstesinden gelmek(korkuların vs.) Adequate: yeterli İnfrastructure: altyapı Feature: özellik Shortage: eksiklik, kıtlık Enable: olanak Aeronautics: havacılık Devoted: adamış, ayrılmış Varying: değişen Significant: önemli Observation: gözlem Remarkable: kayda değer, dikkat çekici Constant: sabit Distance: uzaklık, mesafe Expedition: sefer, gezi Expectantly: beklentiyle Frustration: bıkkınlık, hayal kırıklığı Labeled: etiketli Postponed: ertelenen Courage: cesaret Demonstrate: göstermek Meticulously: titizlikle Tightly: sıkıca Resignation: istifa Roughly: kabaca Eventually: sonunda Recklessly: pervasızca Rapid: hızlı Avoid: önlemek, uzaklaşmak İnquiry: sorgulama, araştırma Predict: tahmin etmek İnadequate: yetersiz, uygunsuz Enhance: geliştirmek, artırmak Approach: yaklaşmak, varmak Tend: eğilimi olmak, yönelmek Productive: üretken, yaratıcı Audience: seyirci Properly: uygun şekilde, iyice Proper: uygun, özel Occasion: neden, durum Consume: tüketmek, harcamak Consumption: tüketim Decrease: azaltmak Variety: çeşitlilik Consist: oluşmak, dayanmak Contrary: aksine, zıt Resist: karşı koymak, direnmek Constitute: oluşturmak, kurmak, seçmek, atamak İndicate: göstermek, belirtmek Contradict: çelişmek, zıt düşmek Regard: saygın, ilgili olmak, bakmak Aspect: görünüş, yön Attain: ulaşmak, elde etmek Steady: sabit, değişmez, istikrar Contribute: katkıda bulunmak, katılım Longevity: ömürlülük İnclination: eğilme, meyil Consistent: tutarlı, uyumlu, kalıcı Stable: kararlı, azimli Affectionate: sevecen, şefkatli Retain: korumak, alıkoymak, saklamak Attach: bağlamak, iliştirmek, takılmak Target: hedef, amaç Enable: etkinleştirmek, sağlamak Surround: çevrelemek, etrafını sarmak Shortage: kıtlık, yetersizlik Room: oda, yer Devote: adamak, ayırmak Vary: farklılık göstermek, çeşitlendirmek Entire: tüm, komple Observation: gözlem, inceleme Remain: sürdürmek, geriye kalmak Constant: sürekli, daimi İnventor: mucit, yaratıcı Attempt: girişim, deneme Accompany: eşlik etmek, katılmak Arrange. ertelemek, geciktirmek Demonstrate: kanıtlamak, göstermek Flexible: esnek Set off: başlatmak, yola çıkmak, patlatmak Repressive: bastırıcı, önleyici Pioneer: öncü, çığır açan Aviator: havacı, pilot Orbit: yörünge, etki alanı Bond: bağlamak, yapıştırmak Voyage: yolculuk, seyahat Summit: zirve, doruk Obligation: yükümlülük, zorunluluk Willingness: isteklilik Knit: örmek, birleşmek Fold: katlama Mold: yapı, biçimlendirmek Promote: tanıtmak, desteklemek Revise: gözden geçirmek, düzeltmek Forecast: öngörü, tahmin Delighted: memnuniyet, zevk almak Essential: önemli, zorunlu Extraordinary: olağanüstü, görülmemiş Conclude: sonuçlandırmak, bitirmek Display: görüntülemek, sergilemek Manner: görgü, tutum Cruel: zalim, dayanılmaz Anxious: endişeli Extent: alan, kapsam Concession: imtiyaz, izin Attain: ulaşmak Adapt: uyarlamak, adapte olmak Plenty of: bolca Gather: toplamak, kazanmak Wander: dolaşmak, sayıklamak Attitude: tutum, yaklaşım Conclusion: sonuç Attack: eklemek, bağlamak Substantially: esasen, özünde Doubt: şüphe, tereddüt Nutrition: beslenme Saturated: doymuş, doygun Associated: ilişkili While: iken Thus: böylece, bu nedenle Vast: engin, uçsuz bucaksız Apart from: bunun dışında Considered: kabul Lessens: azaltır Remain: kalmak Estimate: tahmin Labor: emek, işgücü Vessel: damar sistemi Separated: ayrılmış, ayrımlı Inherited: kalıtsal, miras Urban: kentsel, şehir Discrimination: ayrımcılık Entrepreneurs: girişimci Emphasize: vurgulamak Admission: kabul, giriş, itiraf Admirable: takdire şayan, hayranlık İmitate: taklit etmek Controversy: tartışma, çelişki Merely: sadece, adeta İnspriation: ilham Striving: çaba, gayret Gearing up: hazırlanmak Dazzling: göz kamaştırıcı Audiences: izleyiciler Arbitrary: keyfi, isteğe bağlı, zalim Superlative: mükemmel Conscientious: vicdanlı Bizarre: tuhaf, garip Stupendous: muazzam Endure: katlanmak, dayanmak Struck: çarpmak, izlenim bırakmak Grin: sırıtma Beaming: ışınlanma, ışık saçma Astounding: şaşırtıcı, hayret verici Lingering: kalıcı, oyalanmak Enrolled: kayıtlı Voluntary: gönüllü, istekli Required: gerekli, zorunlu Fleeting: kısa süren Aloof: uzak, soğuk, ilgisiz Flair: yetenek, sezgi Dread: korku, dehşet Direct: dolaysız, yönlendirmek, yol göstermek Prevent: önlemek, engel olmak Apparently: görülen, anlaşılan Rely: inanmak Mass: kitle, yığın Establish: kurmak, yerleştirmek, belirlemek, saptamak Booked: rezerve edilmiş Enthusiastic: hevesli, coşkulu Willingness: isteklilik İnevitable: kaçınılmaz, çaresiz Contribution: katkı, destek, yazı, makale Attitude: tutum, davranış Provide: sağlamak, sunmak Hostile: düşmanca, tehlikeli Constantly: sürekli, durmadan Fulfilling: tatmin, doyurucu, yerine getirmek, yapmak Arose: kaynaklanıyordu, oluşmak Repressive: bastırıcı, önleyici Manned: insanlı, tayfalı Benefits and Drawbacks: yararları ve zararları Compact: sıkıştırmak, yoğunlaştırmak Privilege: ayrıcalıklı, dokunulmazlık Cruel: acımasız to Some Extent: bir dereceye kadar Branding: marka, dağlama, Persistent: kalıcı, sürekli, inatçı Perceived: algılanan, kestirmek, kavramak Lifespan: ömür Convert: dönüştürmek, çevir Associate: ilişkilendir, ortak Neutral: nötr Unconsciously: bilinçsizce Assigned: atanan Exposed: maruz, gösterilen, sergilenen Apparent: aşikar, görülen, bariz Subtle: örtük, gizli Perception: algılama, kavrayış Consistency: tutarlılık, uyum Leisure: eğlence, aktivite İnvestment: yatırım, atama, para yatırma Revise: gözden geçirmek, yenilemek Promote: tanıtmak, desteklemek, yükseltmek Attendance: katılma, katılım, devamlılık Widespread: yaygın, geniş Lawmakers: milletvekilleri Evaluate: değerlendirmek, ölçmek, yorumlamak Advocate: savunucu, avukat Literacy: yazarlık, okuryazar Duped: aldatmak, kandırmak Consciousness: bilinç, farkındalık Current: geçerli, şimdiki, akım Establish: kurmak, yerleştirmek, oluşturmak İnvolved: dahil, ilgili, içermek, kapsamak Replicate: yinelemek, kopyalamak Revise: gözden geçirmek, yeniden incelemek Utilize: yararlanmak, faydalanmak İntegrate: birleştirmek, bütünlemek İmplemented: uygulamak, sağlamak Spread: yaymak, dağılmak, bulaşmak Assertions: iddialar Thrived: gelişiyordu, büyümek Bewildering: hayret verici İntentionally: kasıtlı olarak, kasten Plagiarism: aşırmacılık, eser hırsızlığı Legitimate: meşru, yasal Quotations: alıntılar, aktarmalar Reliable: güvenilir, sağlam Strive: çabalamak, gayret etmek Outright falsehoods: düpedüz yalanlar Considerable: önemli, hatırı sayılır ölçüde İncome: gelir, kazanç, getiri Outrageous: rezil, acımasız, zalim Deceived: aldatmak, kandırmak İmitated: taklit, sahte İnterrupted: kesilmiş, durdurmak, ara vermek Misinformed: yanlış bilgi vermek Monitored: izlemek, gözetlemek Purveyor: müteahhit Valid: geçerli, yürürlükte Credentials: kimlik, referans Masquerade: maskeli balo, sahte tavır takınmak Reprimand: kınama, azarlama Multilingual: çok dil bilen Verbal: isim fiil Estimate: tahmin etmek, öngörmek Virtually: neredeyse, gerçekte, aslında Contribute: katkıda bulunmak, vermek Urge: dürtü, teşvik etmek, zorlamak Facilitate: kolaylaştırmak, olanak tanımak Acquire: edinmek, kazanmak Deliberate: kasıtlı, planlanmış Convey: iletmek, devretmek Resemble: benzemek, andırmak İnnate: doğuştan, fıtri Prove: kanıtlamak, göstermek Commerce: ticaret, alım satım Settle: yerleşmek, anlaşmak Evaluate: değerlendirmek, yorumlamak Distinct: ayrı, farklı, başka İmmigrate: göçmek, göç etmek Respectively: sırasıyla, ayrı ayrı Purchase: satın alma, etki, nufüz Currently: şu anda, şimdilik Contrary: tersine, aksi, zıt Allocated: atamak, ayırmak Simultaneously: eş zamanlı, aynı anda Impact: etki, tesir, darbe, şok Significantly: önemli ölçüde Benefit: yarar, avantaj, çıkar, menfaat Resident: vatandaş, sakin, ikamet eden kimse Facility: tesis, olanak, imkân Reduce: azaltmak Condition: şart, durum, rahatsızlık Feature: özellik, nitelik Envy: imrenme, gıpta İmmoral: ahlaksız Frequent: sıklıkla Arrange: düzenlemek, ayarlamak Endorse: onaylamak, desteklemek Publicity: reklam, tanıtım Subtle: belirsiz, gizli Medium: araç, vasıta, orta Persistent: kalıcı, sürekli, ısrarlı, inatçı Perceive: algılamak, hissetmek, kavramak Expose: göstermek, sergilemek, bırakmak, terk etmek, ortaya çıkarmak Crops: mahsul İmported: ithal Devote: adamak, ayırmak, tahsis etmek Separate: ayrılmak, çıkmak, ayrı Estimate: tahmin etmek, kestirmek, öngörmek, değer biçmek Resemble: benzemek, andırmak Discrimination: ayrımcılık Controversy: tartışma, çelişki Whereas: iken, oysa Spread: yaymak, yayılmak Disorderly: düzensiz, ahlaksız İllustrated: göstermek, örneklendirmek Whistleblower: muhbir Mistreated: muamele, kötü davranmak Tale: masal, öykü Frustrated: yıldırmak, sinirli, hüsran Empower: güçlendirmek, yetki vermek Escalating: tırmandırmak, yükseltmek Misleading: yanıltıcı, aldatıcı Acknowledge: kabul etmek, onaylamak Deceptive: aldatıcı, yanıltıcı Sincere: samimi, içten Allege: iddia etmek, ileri sürmek Renounce: vazgeçmek, reddetmek Detest: nefret etmek, tiksinmek Assert: iddia etmek, savunmak Countermand: iptal etmek Scrutinize: irdelemek, dikkatle incelemek Tolerate: tahammül etmek, hoşgörü Annul: iptal etmek, feshetmek Prolong: sürdürmek, uzatmak Amphibious: amfibi, yüzergezer Regrets: pişmanlık, hayıflanmak Convinced: ikna olmuş, inanmak Remains: kalıntılar Unearthed: ortaya çıkarmak, topraktan çıkarmak Vibrant: canlı, hareketli Diverse: çeşitli, farklı Substance: madde, cisim, töz, öz Semolina: irmik Drought: kuraklık Flood: sel, su baskını Debris: enkaz, yıkıntı Scorching Sun: kavurucu güneş İmpact: etki, çarpma, tesir Forecast: tahmin, öngörü Assess: değerlendirmek, ölçmek, değer biçmek Casualty: kayıp, ölü Evacuate: boşaltmak, tahliye etmek Reinforce: güçlendirmek, desteklemek Arson: kundakçılık Plenty: bol, pek, çok Delighted: memnuniyet, zevk Essential: temel, gerekli, şart Extraordinary: olağanüstü, özel, fevkalade Lunge: hamle, saldırma Fill: doldurmak Wander: dolaşmak, gezinmek Frame: kare, çerçeve, yapı, iskelet Excellence: mükemmellik, mükemmeliyet, üstünlük Associate: ilişkilendirmek, benzetmek, bağlantılı, ortaklık Recruit: işe almak Vital: hayati, önemli Establish: kurmak, yerleştirmek İnvest: yatırım Maintain: sürdürmek, korumak Retrieve: geri almak, kavuşmak Priority: öncelik, önem Constant: değişmez, sabit Maintain: korumak, sürdürmek Being Ahead: önde olmak Sustainable: sürdürülebilir, kalıcı Cosy: rahat, konforlu, sıcacık Loose: gevşek, serbest, bol Accompany: eşlik etmek, katılmak Set off: başlatmak, yola çıkmak Summit: zirve, doruk Voyage: yolculuk, seyahat Orbit: yörünge, yörüngede dönmek Absent: bulunmayan, yok, dalgın Flip: çevirme Engage: kullanmak, işe almak, ilgilenmek Advanced: gelişmiş, ileri, ilerlemiş, deneyimli Manner: tutum, davranış Precise: hassas, kesin, tam Fierce: sert, şiddetli, vahşi Backlash: ters tepki Rural: kırsal, köy, taşra Assume: varsaymak, düşünmek, zannetmek, üstüne almak İnspire: ilham vermek, esinlemek Constantly: sürekli, durmadan İnfer: anlam çıkarmak Obsolete: modası geçmiş, eski, kullanılmayan Doubtful: şüpheli, kuşkulu Renovate: yenilemek, tazelemek Endangered: nesli tükenmekte Thoroughly: iyice, tamamen Observe: gözlem Separate: ayırmak Occasion: neden, durum Distinct: farklı, belirgin Reduce: azaltmak Settle: yerleşmek, yerleştirmek Extinct: nesli tükenmiş İmmigrants: göçmenler Establish: kurmak Currents: mevcut, güncel, akım, akıntı Ensure: sağlamak, garantilemek İnherit: devralmak, miras almak Attach: eklemek, bağlanmak İntensions: yoğunluklar, şiddetler İnvention: buluş Labor: çalışma, emek İmpact: etki Demonstrate: göstermek, sergilemek Simultaneous: şu anda Resemble: benzemek Estimate: tahmin etmek İnnate: doğuştan içten gelen özellik Determine: belirlemek Enhance: geliştirmek, iyileştirmek, artırmak Endorse: onaylamak, desteklemek Envy: gıpta, imrenme, kıskanma İnadequate: yetersiz Frequent: sık sık Assume: farzetmek, varsaymak Admire: hayranlık duymak Deliberately: kasten İntentionally: kasten Commerce: ticaret, iş Convey: iletmek, aktarmak Facilitate: kolaylaştırmak, rahatlatmak Alter: değişmek Evaluate: değerlendirmek, ölçmek Asset: mal varlığı İnsult: hakaret, aşağılamak Separate: ayırmak Supply: temin etmek Admit: kabul etmek Cope: başa çıkmak Devote: adamak, vermek Dedicate: adamak, vermek Expand: genişletmek, büyütmek Associate: ilişkilendirmek, birleştirmek Discard: atmak, kurtulmak Distinguish: ayırmak, ayırt etmek Artificial: yapay, suni Soil: toprak, gübre Construct: inşa etmek Virtually: neredeyse, adeta, gerçekte, aslında Bonds: bağ Promote: tanıtmak, güçlendirmek Occur: meydana gelmek, oluşmak Asset: varlık, aktif Comprehensive: kapsamlı, geniş, detaylı Inventive: yaratıcı, özgün Insist: ısrar etmek, diretmek Assumption: varsayım, tahmin Subtle: ince Convert: dönüştürmek, değiştirmek Persistent: kalıcı, sürekli, ısrarlı Precise: hassas, kesin, tam Perceive: kavramak, algılamak, kestirmek Expose: maruz, ortaya çıkarmak, bırakmak, terketmek Perception: algı, algılayış, sezgi, idrak Facilitate: kolaylaştırmak, rahatlatmak Corporation: şirket Embraced: benimsemek, kabullenmek Inherit: devralmak, miras almak Initiate: başlatmak, üyeliğe kabul etmek, sunmak Evaluated: değerlendirmek, ölçmek, yorumlamak Spread: yaymak, dağılmak Insist: ısrar etmek, diretmek Emphasis: vurgu Compromise: uzlaşma Simultaneously: aynı anda, eş zamanlı Domestic: yerel Temporary: geçici Augmented: artmak, büyütmek Portion: porsiyon, bölüm, parça, kısım Phase: dönem, faz, aşama Seek: aramak, aranmak, hedeflemek, uğraşmak Slightly: hafifçe Steadily: istikrarlı, durmadan İmperative: zorunlu, gereklilik, şart Recession: durgunluk, kriz, geri çekilme Dedicate: adamak, vermek, ayırmak Conscious: bilinçli Purposeful: amaçlı, kasıtlı Gathered: toplanan Edible: yenilebilir Plummeted: dalmak, dimdik düşmek Satellite: uydu Substance: madde, cisim Moisture: nem, rutubet Flavor: lezzet, çeşni, tad Estimate: tahmin etmek, değerlendirme Extend: genişletmek Expand: genişletmek Adapt: uyarlamak, adapte etmek Emit: yaymak, çıkarmak Soar: yükselmek, tırmanmak Miraculous: mucizevi, olağanüstü Conscience: vicdan Consciousness: bilinç Backtrack: vazgeçmek, sözünden dönmek Haste: acele, telaş Circumstances: koşullar, şartlar, zenginlik Manage: yönetmek, işletmek, idare etmek Coincidence: tesadüf, rastlantı Crossword: çapraz bulmaca, kare bulmaca Decipher: çözmek, deşifre etmek İnsert: sokmak, yerleştirmek, takmak Arrogant: kibirli, kendini beğenmiş Relief: rahatlama, yardım, destek Manufacture: imalat, yapım Adjust: ayarlamak, düzenlemek Prohibit: engellemek, yasak etmek Disposal: atık, çöp Circumstances: koşullar, şartlar Crucial: hayati, önemli, ciddi Severe: şiddetli, ciddi, ağır, keskin Sore: ağrı, yara Fever: ateş, ateşli, humma Dizzy: baş döndürücü, başı dönen, şaşkın Exert: uygulamak, kullanmak Abolish: kaldırmak, iptal etmek, feshetmek İnevitably: kaçınılmaz olarak Regrets: pişmanlıklar, üzüntüler İnterface: arayüz, arabirim Sore: ağrı, acıyan, yaralı Fever: ateş, humma Dizzy: baş döndürücü, sersem Persuaded: ikna etmek, inandırmak, razı etmek Obtain: elde etmek, almak Nominate: atamak, tayin etmek Corporations: şirketler, kuruluşlar Arrival: geliş Sustain: sürdürmek, desteklemek Relieve: rahatlamak, rahatlatmak Obstacle: engel Encounter: karşılaşma Persuade: ikna etmek, inandırmak, razı etmek Breakthrough: atılım, buluş Compromise: uzlaşmak, uzlaştırmak, anlaşmak, bozmak Innovation: yenilik, yenilikçilik, değişiklik Eventually: sonunda, nihayetinde Stumble: tökezlemek Pursuit: takip, kovalama, arayış Curtailed: kısıtlıyordu, kısıtladı Nutrient: besin, gıda İntroduce: tanıtmak, sunmak Generate: oluşturmak, meydana getirmek, yaratmak Produce: üretmek Receive: almak, kabul etmek Accuracy: doğruluk, kesinlik Admission: kabul, giriş, başvuru Discourse: söylem, konuşma, nutuk Propose: teklif etmek, önermek İnsert: sokmak, eklemek, yerleştirmek, takmak Occupy: işgal etmek, kaplamak, tutmak, oturmak Concern: endişe, ilgi, alaka Represent: temsil etmek, vekili olmak Soar: yükselmek, uçmak Conscious: bilinçli, şuurlu Inevitable: kaçınılamaz Incentive: teşvik, isteklendirme Dedicate: adamak, vermek, ayırmak Abolish: ortadan kaldırmak, feshetmek, iptal etmek Preserve: korumak, muhafaza etmek Annual: yıllık, senelik Appeal: itiraz, çekicilik, ilgisini çekmek Profound: derin, şiddetli Confine: sınırlamak, hapsetmek, kapamak Distinction: ayrım, farklılık Concentrate: yoğunlaşmak Puzzled: şaşkın, kafası karışmış Disposal: atık, çöp, atılma İnterpret: yorumlamak, çeviri yapmak Severe: ciddi, şiddetli Condition: koşul, şart, rahatsızlık Swelling: şişme, şişlik Vivid: canlı, gerçek gibi Prohibit: yasaklamak, engellemek, önüne geçmek Preserve: muhafaza etmek, korumak Remnant: kalan, artık Appraisal: değerlendirme