The Availability Of Metallic Adhesives For Industrial Purposes Hüseyin ÇİT, Burak BOSTANCIOĞLU, Tevfik KÜÇÜKÖMEROĞLU IMSP’2016 DENIZLI Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü, Trabzon cithuseyin@gmail.com, burakbostancioglu@gmail.com, tkomer@ktu.edu.tr Abstract In this study, instead of bolt, welding, rivet, solder which is used to assemble mainly in the industry, it is aimed to use the technique; assemble with adhesive bonding as an alternative. The bonding process is performed by the metal adhesive bonding provided on the markets, with methods suitable for the usage rules, changing parameters like the curing period. The assembled obtained samples by being put to acceptable tests, it has been tried to indicate the bonding performances It is detected that at the performance of bonding assemble process it gives quite satisfactory results relatively to the bolted and welded assemble. Yapışma ve Yapıştırıcılar Yapılan Çalışma ve Çalışmanın Amacı Yapıştırma bağlantısı iki parçanın yapıştırma görevi yapan genellikle sentetik özellikte bir malzeme yapıştırıcı) ile çözülemeyecek şekilde birleştirilmesiyle elde edilir. Parçalar arasında çok ince bir tabaka teşkil eden yapıştırıcı çok defa kimyevi reaksiyonlar sonucu makro moleküllerin teşkili ile sertleşir ve gerek kendi iç mukavemetini ve gerekse parça yüzeylerinin yapışması ile (adezyon ve kohezyon kuvvetleri ile) etki eden dış kuvvetlerin karşılanmasını sağlar (Loctite, 1998). Bu çalışmanın amacı, sanayide genellikle birbirinin yerine yaygın olarak kullanılan oksiasetilen kaynağı, gaz altı (TIG) kaynağı ve lehim gibi birleştirme yöntemleriyle, yapıştırma ile birleştirme yöntemini karşılaştırmak ve oda sıcaklığında yapıştırıcının kürlenme süresinin yapışma mukavemetine etkisini incelemektir. Adezyon, yapıştırıcı ile yüzeyler arasında kurulan kimyasal bağdır. Yapışmada en önemli kısmı oluşturan bu bağda, metal ile yapıştırıcı arasındaki en baskın bağ van der Waals bağıdır. Yüksek dayanımlar, yapıştırıcının yüzey pürüzlerinin içine iyi girmesine (penetre olmasına), şekil bağı oluşturmasına, bir başka deyişle ıslatmanın (yapıştırıcının yüzey ıslatma kabiliyeti) etkinliğine bağlıdır. Yapıştırıcının yüzey pürüzleri çine giremediği durumlarda birleştirme dayanımı da daha düşük olacaktır (Kinloch. 1987). Bu çalışma kapsamında kullanılan metalik yapıştırıcılar piyasadan ticari olarak satılan epoksi ve akrilik esaslı yapıştırıcılardır. Yapıştırılacak numune olarak ise sanayide en yaygın kullanıma sahip olan sıcak haddelenmiş durumdaki S235JR (1.0038) DKP sac malzemeden 80x20x0,8 mm3 boyutlarda numuneler hazırlanmıştır. Hazırlanan numuneler 20x20 mm2 boyutlarında bindirme oluşturacak şekilde birbirlerine yapıştırıldı. Yapıştırma işleminin standart uygulanabilmesi için montaj kalıbı hazırlandı ve numuneler bu kalıp üzerinde yapıştırma işlemine tabi tutuldu. Bu deneyler sırasında yapıştırılmış numuneler farklı kürlenme sürelerinde bekletilerek yapışma mukavemetleri ölçüldü. Belli zaman periyodlarıyla kürlenme süreleri dolan numuneler çekme . testine tabi tutularak, kürlenme sürelerinin mukavemete olan etkisi araştırıldı (Şekil 2) . Ayrıca, yapıştırma için kullanılan numune malzeme ile endüstriyel amaçlı uygulamaları karşılaştırmak için aynı numuneler, en yaygın birleştirme uygulamalarından olan alın alına şekilde lehim, TIG kaynağı ve oksi-asetilen kaynağı kullanılarak birleştirilmeleri gerçekleştirildi. Bu numuneler, TS EN ISO 6892 Metalik Malzemeler için Çekme Deneyi-Numune Ölçü ve Toleransları standardına uygun hale getirilerek çekme testi uygulandı ve birleşme bölgesinin mukavemet değerleri elde edildi. Kohezyon, yapıştırıcının yapısındaki moleküller arasında var olan ve yapıştırıcıyı bir arada tutan bağ kuvvetidir. Adezyon ve kohezyon birlikte önem arz etmektedir, dolayısıyla her iki kuvvetin de birleşme performansında eşit öneme sahip olduğu anlaşılmaktadır. Adezyon ve kohezyon kuvvetlerinin oluşabilmesi çin yapıştırıcı tatbik edildikten sonra kürlenmesi yani katılaşması için beklenmesi gerekir. Bu çalışmanın asıl . amacı da bu süreyi saptayabilmektir. Yani yapışma gerçekleştirildikten ne kadar bir süre sonra yapışma eaksiyonu tamamlanıp, asıl yapışma mukavemeti elde edilecektir (Petrie, 2000; Temiz, 2013). Malzeme sınıflandırmaları incelendiğinde doğada yapıştırıcı diye bir malzeme türü olmadığına vurgu yapılmaktadır. Yapıştırıcılar çeşitli malzemelerin karışımıyla meydana gelen maddelerdir. Yapıştırıcıların temel bileşeni ya bir organik polimerdir ya da polimer oluşturmak için tepkimeye girebilen bileşiklerdir. Yapıştırıcı hazırlanmasında kullanılan maddelerin çokluğu ve çeşitliliği, değişik özelliklere sahip yapıştırıcıların formüle edilmesini sağlamaktadır. Ancak bu durum yapıştırıcıların gruplandırılmasını da zorlaştırmaktadır. Çeşitli kaynaklarda, yapıştırıcıların sertleşme davranışlarına, kimyasal yapılarına, uygulama yöntemlerine ve kullanım alanlarına göre sınıflandırmalar yapılmaktadır (Aydın, 2003). Yapıştırıcılar, kullanım durumlarına göre yapısal, tabakalı ve basınca duyarlı yapıştırıcılar olarak sınıflandırılırlar. En yaygın olarak kullanılan yapısal yapıştırıcılar olup ana elemanın kimyasal yapısına göre epoksi, akrilik, poliüretan, anaerobik ve silikon yapıştırıcılar olarak sınıflandırılırlar.(Kaya, 2004; Adams, 2005); Yapışma Bölgesi Kontrolü Metal Yapıştırıcı Şekil 1. Yapışma bölgesinin “SEM” görüntüleri Şekil 2. Akrilik esaslı yapıştırıcının kürlenme süresinin yapıştırıcının kayma gerilmesine etkisi Conclusion and Outlook Akrilik ve epoksi esaslı yapıştırıcılar kullanılarak erçekleştirilen deneylerden elde edilen bulgular eğerlendirildiğinde aşağıdaki sonuçlara varılmıştır. Akrilik ve epoksi esaslı yapıştırıcılar ile metalik malzemelerin irleştirilmesinde endüstiyel amaçlı uygulamalar için yeterli mukavemet sağlanabilir. Yapıştırıcı malzemelerin uygulanmasında kullanılan ürlenme süreleri erişilen birleşme mukavemetini önemli ölçüde tkilemektedir. Lehim, oksi-asetilen kaynağı ve TIG kaynağı ile birleştirilen metalik malzemelerde erişilen birleşme mukavemet değerleri apıştırmalı birleştirmelere oranla daha yüksek mukavemete sahip Yapıştırmalı birleştirmelerde şekil değiştirme kabiliyeti ve tokluk değeri lehimli birleştirmeye göre çok daha yüksektir.. Kaynaklı birleştirmelere göre mukavemet değeri oldukça düşük olan yapıştırma uygulamalarında birleşme bölgelerinde yüzey alanını arttırıcı ve şekil bağı tasarımları ile yapıştırmalı uygulamaların yük taşıma kabiliyetleri tatmin edici seviyeye çıkartılabilinir. References • Adams, R. D., Adhesives Bonding: Science, Technology and Application, Woodhead Pub, Cambrige, 2005. • Aydın, M., D., Yapıştırıcı ile Birleştirilmiş Tek Tesirli Bindirme Bağlantısının Mekanik Özelliklerini Deneysel ve Teorik İncelenmesi, Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum, 2003. • Kaya, F., Ana Hatları ile Yapıştırıcılar, Birsen Yayınevi, İstanbul, 2004. • Kinloch. A., J., Adhesion and Adhesives: Science and Technology, Chapman and Hill, London, 1987. • Loctite European Group,Corporation, Loctite Worldwide Design Handbook, Second Edition, Erasmusdruck GmbH Mainz, 1998. • Petrie, E., M., Handbook of Adhesives and Sealants, Second Edition, McGraw Hill, New York, 2000 • Temiz Ş., Yapıştırıcı Bağlantılarının Mekanik Özellikleri Üzerine Çevresel Faktörlerin Etkisinin