Be Going To Kullanım Yerleri ‘Be going to’ aynı will gibi Future Tense anlamı taşıyor ve -ecek, -acak anlamına geliyor. ‘Will’ kalıbına kıyasla daha yakın bir geleceği ifade etmede ve güçlü delile dayanan durumlara çok daha uygun bir kalıp. Özne + Be Going To + Fiil formülüne göre kullanılıyor. ‘I’m going to buy a new bag.’ dediğinizde ‘Ben yeni bir çanta alacağım.’ dendiği ve bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini anlıyoruz. Olumlu Yapı Olumsuz Yapı Soru Yapısı I am going to buy I am not going to buy Am I going to buy? You are going to buy You are not going to buy Are you going to buy? He is going to buy He is not going to buy Is he going to buy? She is going to buy She is not going to buy Is she going to buy? It is going to buy It is not going to buy Is it going to buy? We are going to buy We are not going to buy Are we going to buy? They are going to buy They are not going to buy Are they going to buy? Örnekler: Jake is going to take her to dinner. (Jake onu akşam yemeğine götürecek.) They are going to leave tonight. (Onlar bu gece ayrılacaklar.) I am going to play tennis. (Ben tenis oynayacağım.) She isn’t going to tell. (O söylemeyecek.) It isn’t going to rain. (Yağmur yağmayacak.) Are you going to join the party? (Partiye katılacak mısın?) Daha Önceden Gelecekle İlgili Planlanmış Eylemlerde Eğer bir eylem önceden planlanmışsa ve yakın bir zamanda olmasına karar verilmişse ‘going to’ kullanılır. Örnek: A: They are going to get married in two months. (Onlar iki ay içinde evlenecekler.) -İki ay sonrası için evlilik planı yapıyorlar. A: Did you give him his present? (Ona hediyesini verdin mi?) B: No. I am going to give it to him tonight at dinner. (Hayır. Hediyeyi ona bu gece akşam yemeğinde vereceğim.) A: Are you coming to the party tonight? (Bu gece partiye geliyor musun?) B: No, I am not. I am going to go to the theatre with my mom. (Hayır, gelmiyorum. Annemle tiyatroya gideceğiz.) Bir Olayın Gerçekleşeceğine Dair Güçlü Bir Kanıt Varsa Bir olayın yakın zamanda olacağına dair güçlü bir kanıt varsa ‘be going to’ kalıbı tercih edilir. Örnek: A: Look at the clouds! (Bulutlara bak!) B: It is going to rain. (Yağmur yağacak.) A: It is very cold and the streets are frozen. (Hava çok soğuk ve sokaklar buz tutmuş.) B: Look! That woman is going to fall. (Bak! O kadın düşecek.) A: Watch out! You are going to hit your head. (Dikkat et! Kafanı vuracaksın.) B: Oh! I didn’t notice the door. (Oh! Kapıyı fark etmedim.) Geleceğe Dair Bir Plan veya Niyetin Varlığında Gelecekle ilgili planlarımız ve niyetlerimiz için ‘be going to’ kalıbını kullanırız. Örnek: A: I am going to become a famous actress one day. (Bir gün ünlü bir aktrist olacağım.) A: You won the lottery, didn’t you? (Piyangoyu kazandınız, değil mi?) B: Yes. We are going to buy a big house and a new car. (Evet. Büyük bir ev ve yeni bir araba alacağız.) A: He is going to become a doctor when he finishes medical school. (Tıp fakültesini bitirdiğinde doktor olacak.) İki kalıp arasındaki farkları özetleyecek olursak; 1. ‘Will’, bir dayanağı olmadan geleceğe dair tahmin yürütmede kullanırken; ‘Going to’, güçlü bir delile dayanır. 2. ‘Will’, olay anında verdiğimiz anlık kararları kapsarken; ‘Going to’, önceden planlanmış yakın bir gelecekte gerçekleşmesine karar verilmiş eylemleri kapsar.