Uploaded by hcigdemzagra

ANTİK DÖNEMDE KEMER VE TONOZ

advertisement
Tarih Okulu Dergisi (TOD)
Aralık 2017
Yıl 10, Sayı XXXII, ss. 815-846.
Journal of History School (JOHS)
December 2017
Year 10, Issue XXXII, pp. 815-846.
DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh1168
Geliş Tarihi: 01.12.2017
Kabul Tarihi: 06.12.2017
ANTİK DÖNEMDE KEMER VE TONOZ
Nil DİRLİK
Öz
Mimaride herhangi bir açıklığı geçmenin iki yolu vardır: birincisi lento denilen
düz yatay atkı ya da kiriş yapmak, ikincisi ise eğrisel bir yapı elemanı yani “kemer”
inşa etmektir. Kemer formundan dolayı, üzerindeki yükleri aşağıya aktarmada daha
emniyetli ve uzun vadede yapı için daha olumludur. Kendi içinde yapının şekline ve
döneme göre farklı formları da bulunan bu yapı elemanları yapı da sadece tek bir
amaç doğrultusunda hizmet etmemiştir. Bu yapının ötelenmesiyle meydana getirilen
kargir örtü sistemine de “tonoz” denir ve tonozlarında farklı formları bulunmaktadır.
Çok erken dönemlerden bu yana inşacıların yapılar üzerindeki yükü dağıtma ve
yapıların üst örtülerini oluşturma konusunda yaptığı çalışmalar dönem dönem bölgesel
farklılıklar göstermektedir. Bu yapı elemanlarının yapılar üzerinde ne şekilde
kullanıldığı ve dönemlere göre gelişimini anlamak için çeşitli bölgelerdeki örnekler
değerlendirilecektir. Aynı zamanda bu yapı elemanlarının dönemsel gelişimleri ve
değişimleri de yapılan bu çalışmada ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Tonoz, Kemer, Antik Çağ, Mimari.
Arch and Vault in Ancient Time
Abstract
In architecture, there are two ways of linking any opening: the first one is to
build a plain horizontal weft or beam that is called lintel and the second one is to build
a curvilinear structure that is called "arch ". Arch transfers loads to the base in a safer
way and it is a better option for the building in the long term. These structural
elements, that come in different forms according to the period and the shape of the
building, do not serve only one purpose in a building. The masonry revetment system

Arş. Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü.
Nil Dirlik
that is generated with this structure is called "cross vault" and has different forms. The
works of the constructors to spread the load throughout the building and to create their
cover coats have differed according to regions from period to period, ever since very
early periods. To understand how these construction elements were used in the
buildings and how they improved from period to period several examples from
various regions will be evaluated. At the same time, a presentation of the periodical
improvements and changes these structural elements went through in time will be
attempted in this study.
Keywords: Vault, Arch, Ancient Age, Architecture.
Kemer ve Tonoz
İlk inşai faaliyetler doğanın sınırlayıcı ve belirleyici baskısı altında
yaşayan insanoğlunun doğanın olumsuz etkilerinden ve dışarıdan gelebilecek
tehlikelere karşı korunabilmek için kendisine yaptığı barınaklarla ortaya
çıkmıştır. İnsanlar temel gereksinimlerinden biri olan barınma ihtiyaçlarını
başlangıçta doğal oluşumlar olan kaya altı sığınakları ve mağaralarla gidermiş
ancak bu tip yerlerin yeterli gelmemesi ile beraber doğada buldukları taş ve
ağaç gibi malzemelerle ilk barınaklarını inşa etmişlerdir. Sonraları yine
deneyimleri sonucu doğadan elde ettikleriyle ürettikleri kerpiç ve tuğla
malzemeleri kullanarak daha rahat ve sağlam barınaklar oluşturmaya
başlamalarıyla mimarlık doğmuştur. Hiç şüphe yoktur ki insan yapı inşasında
çevresinde ulaşılabilir ve bol bulunan hangi malzeme var ise o malzemeye
bağlı olarak inşa teknikleri geliştirmiştir. İnsanoğlu zaman içerisinde
becerisini strüktürel formlar üzerinde geliştirip taş, tuğla, ahşap ya da benzer
malzemeleri üst üste yığarak mekânlar biçimlendirmiş ve zaman içerisinde
daha geniş mekânlar oluşturma isteğine sahip olmuştur. Bu istek ise geniş
açıklıkları geçme sorunu ve yeni örtü sistemleri arayışını da beraberinde
getirmiştir. Doğal malzemenin olanaklarıyla iki taşıyıcının arasındaki açıklık
ilk olarak tek bir taş ya da ahşap malzeme ile geçilmiştir. En erken tarihlerden
bu yana yığma yapıların döşemelerinde küçük ve orta ölçekli açıklık söz
konusu olduğu zaman ahşap kirişler, ahşap kirişlerin yetmediği açıklıklarda
ise kemer ve tonozların kullanıldığı görülmektedir. Yapıların üst örtülerinde
ve yapıların girişlerinde (dekoratif amaçlı olarak) kullanılan kemer ve
tonozlar, mimari yapıların vazgeçilmez bir unsuru olarak antik çağlar boyunca
kullanılagelmiştir. Bu mimari unsurların dönemler içerisinde gelişimi
kullanımı ve farklılıkları kendi içerisinde teknik gereksinimler ve gelişen
teknoloji eşliğinde değişim göstermiştir. Bu bağlamda bu mimari unsurların
[816]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
yapılarda kullanımları ve dönemsel olarak değişimleri yapılarda rahatça
gözlemlenebilmektedir.
Kemer, yapısal olarak taş, kerpiç veya ahşap parçalardan kavisli olarak
örülen ve iki duvar veya ayağı birbirine bağlayarak kapı, pencere ve çatı gibi
açıklıkların üstündeki ağırlığı yanlardaki ayaklara vererek yapıların üst
örtülerini hafifleten mimari unsurdur1. Kemerler ile yarım daire veya yay
şekilli ve merkezi bir kilit taşı ile bağlanmış, iki ayak üzerinde yükselen ve
duvarın üst ağırlığını bu ayaklara yükleyerek istenilen mesafede açıklıklar
oluşturulması sağlanmıştır. Kemeri oluşturan taşların birbiri üzerine
uyguladığı yükü taşıyarak zemine aktarma prensibi ile oluşturulmuş olan bu
mimari yapının ortasında kemer taşlarının en büyüğü ve en önemlisi olan kilit
taşı yer almaktadır. Kilit taşı yapının dengede kalmasını sağlayarak bir nevi
yapıyı kilitleme görevi görmektedir. Bunun yanı sıra kemer uygulaması, daha
geniş mekânların düzenli bir şekilde örtülmesine de olanak vermektedir. Bu,
biçimsel özelliklerinin düşey yükleri, önce kemerin çevresine ve daha sonra da
dikey desteklere yönlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Yığma bir kemer inşa
edebilmek için iskele üzerine kama biçimine getirilmiş kemer taşları her iki
taraftaki ayaklardan başlanarak yukarıya doğru yerleştirilir ki, kilit taşı yerine
yerleştirilinceye kadar bu yapı ayakta duramadığı için iskele bir destek görevi
üstlenmektedir. Destek kaldırıldığında ise taşlar mesnetleri itmeye başlar ve
böylece kemer hafifçe yayılır böylece kilit taşının yerleştirilmesiyle kemer
inşası gerçekleşmiş olur. Kemerlerde mesnetlerin açılmasını önlemek
amacıyla ahşap ya da demir gergiler kullanılmaktadır. Gergilerde oluşan
çekme kuvveti kemerin açılmasına engel olur böylece yapı sağlamlığı
sağlanır. Kemerlerin stabilitesinin bozulmasının en büyük nedeni ise
mesnetlerin açıklık yönüne doğru açılmasıdır (Res. 1).
Tonoz, bir mekânın üstünün kavisli biçimlerle kapatılmasını sağlayan
bir dizi kemerin aynı sırada arda arda dizilmesi ve birbirine bağlanması ile
elde edilen kapalı koridor şekilli mimari elemanlardır. Tonoz yapımı için
öncelikle yapının kenar duvarlarının tüm yükseklikleriyle inşa edilmesi
gerekmektedir. Bu sayede üst yapıyı taşımak için sağlam fakat hafif alt
yapıların sağlanması mümkündür (Res. 2)2. Ardından tonoz kavisinin dış hattı
oluşturulur. Tonozun kavisini yaratabilmek için ihtiyaç duyulan en temel
husus iç kısımda sağlam bir destek yaratılmasıdır. Bu destek aynı kemer
1
2
Hasol 1998, 247.
Roth 2006, 54.
[817]
Nil Dirlik
inşasında olduğu gibi ahşap bir iskele ya da gergi ile sağlanmaktadır. Ahşap
gergi ya da iskele kurulduktan sonra, tonozun kalıbı üstüne malzemeler
yerleştirilir. Tonozu örerken tüm alan ya doğrudan zeminden yapılan ahşap
kazıklarla ya da kavisin altına yerleştirilen ahşap kazıklarla
desteklenmektedir3. Örttüğü mekânın geometrik biçimine, işlevine ve kesitini
oluşturan eğrinin formuna göre çok çeşitli tonoz örnekleri geliştirilmiş ve
uygulanmıştır. Kemer ve tonozun yapımı, genel anlamda birbirine dayanarak
taşıyıcılık kazanan iki öğenin üst kısmına doğru kavis verilerek küçük parçalı
tuğla veya taş gibi malzemelerin örülmesiyle oluşturulur.
Kemer ile tonoz, mimari yapılarda ayrı unsurlar olarak ele alınsa da
aslında birbirlerine bağlı unsurlardır. Tonozu, kemerin bir yapıda süreklilik
kazanmasını sağlayan yapı örtüsü, kemeri ise mekânın uzunlamasına, üst
örtüsünü kapatmaya yarayan unsur olarak da değerlendirebiliriz. Hatta gelişim
anlamında değerlendirildiğinde ilk karşımıza çıkan üst örtü sistemi içerisinde
kemerden tonozun gelişmiş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tonozlu
yapıların başlangıcında kemer yer alır; ancak her kemerli yapı da tonoz, her
tonozlu yapıda da kemer olacak diye bir özellikte yoktur4. Kemer ve
tonozların birçok çeşidi vardır. Bunlar dönemine göre çeşitlilik kazanırken,
antik çağlar boyunca yoğun olarak yuvarlak kemer, sivri kemer, tahfif
kemerleri ve abanık kemerler kullanılmıştır (Res. 3-4). Bu kemerlerin neyi
ifade ettiğine bakarsak; Yuvarlak kemerler yüksekliği, açıklığının tam yarısı
olan yarım daire şeklindeki kemerdir (Res. 3n: 6). Sivri kemerler, yarıçapı
kemer açıklığının yarısından büyük olan ve tepe noktasında birleşen iki daire
yayının meydana getirdiği kemerdir. “Çift merkezli kemer” de denir (Res. 3n:
11). Tahfif kemer, yapılarda kapı, pencere gibi açıklıkların üzerine gelen yükü
azaltmak için yapının üst kesimlerine yapılan kemerdir. Hafifletme kemeri de
denen bu kemer sayesinde örtü ögelerinden gelen yükün yönü değiştirilerek,
kapı ve pencerelerin üstünü geçen lento ya da kemerler yalnızca hafifletme
kemerinin altında kalan duvar parçasının yükünü taşır (Res. 3n: 2) 5. Abanık
kemer ise iki ayağından biri kısa olarak inşa edilen dolayısıyla üzengi taşları
aynı düzeyde olmayan kemerdir (Res. 3n: 18).
Tonozlar ise genel anlamda bindirme (sahte) tonoz, beşik tonoz ve antik
çağın sonlarına doğru çapraz tonozlar halinde karşımıza çıkmaktadır.
3
Adam1994,174.
Ersoy 1997a, 983; Ersoy 1997b, 1801.
5
Ersoy 1997a, 982.
4
[818]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Bindirme (sahte) tonoz bir açıklığın iki yanındaki taşların birbirinin üzerindeki
her sırada biraz daha ileriye kaydırarak sonunda birbirlerine dokunacak
şekilde yaklaştırılması sonucu oluşturulmuş tonoza verilen addır (Res. 4).
Beşik tonoz ise tonozun en basit biçimidir. Tonozun kesit eğrisini oluşturan
kemer yarım daire biçiminde bir görüntüye sahiptir. En yaygın görülen tonoz
tipleri arasında yer alan bu tonoz özellikle anıtsal yapıların revak, avlu,
koridor, galeri gibi bölümleri ile çarşı, han gibi uzun dikdörtgen planlı
yapıların üst örtülerinde sıkça kullanılmıştır (Res. 4). Beşik tonozların yük
taşımasını arttırmak için tonoz bitiminin birbiri üzerine kaydırılarak
birleştirilmesi ile oluşturulmuş olan destek kaburga sisteminin görülebildiği
tonoz biçimine ise kaburgalı tonoz denmektedir. Daha karmaşık gibi gözüken
tonoz yüzeyi taş ya da tuğladan örülen kaburgalarla sağlamlaştırılır (Res.4).
Kuramsal olarak, iki beşik tonozun dik açı yaparak kesişmeleri durumunda
oluşan tonoz biçimine ise çapraz tonoz adı verilmektedir (Res. 4).
Kemer ve Tonoz’un Ortaya Çıkışı, Kullanıldığı Yerler
Yalancı Kemer ve Tonozlar
Tonoz ve kemerin kullanımını işaret eden ilk örnekler Mısır’da ve
Mezopotamya’da MÖ 3. binlerde ortaya çıkmaktadır6. Mısır’da Saqqara’da 1.
Hanedan nekropolünde Qa’a mezarının ikincil mezarında kerpiç tonoz
kullanıldığı bilinmektedir7. Mezopotamya’daki Ur Kraliyet mezarlarında
görülen kemer ve tonoz örnekleri ile birlikte Mısırdaki bu örnek şu an için
malum en erken örnekler olarak bilinmektedir (Res. 5-6)8. Mezopotamya’da
taşın kolay bulunabilir bir malzeme olmamasından dolayı kemer ve tonozlar
kerpiç ya da tuğlalar ile yapılmıştır9. Bu kerpiç ve tuğla yardımıyla
Mezopotamya’da birçok yapının girişinde kemer ve tonoz örneklerine
rastlamak mümkündür10. Ayrıca aynı dönemlerde Güney Asya Bölgesi’nde
MÖ 3. binde İndus Vadisi’nde (Res. 7) Mohejan-daro kentinde de yalancı
kemer ve tonoz örnekleriyle karşılaşılmıştır11. Batı Anadolu’da ve Yunan
6
Gates 2003, 49-50; El-Derby & Elyamani 2016, 296.
El-Derby & Elyamani 2016, 296.
8
Leick 1988, 17.
9
Robertson 1929, 232.
10
Sevin 1999, 156.
11
Jansen 2015, 54.
7
[819]
Nil Dirlik
Anakarasında ise MÖ 3. bine ait şimdiye kadar ne kerpiç ne de taştan hiçbir
kemer ve tonoz yapısı bilinmemektedir12.
MÖ 2. binde Çin, Mısır, Anadolu ve Girit’te yalancı kemer ve tonoz
örneklerine rastlanmaktadır. Anadolu’da, MÖ 2. bin yılından günümüze kadar
koruna gelmiş tonoz ve kemer örneklerinin hepsi bindirme tekniği ile
yapılmıştır13. Yani gerçek anlamda kemer ve tonoz diyebileceğimiz örnekler
bu dönemde de henüz yoktur. Hattuşa ve Alacahöyük’te yer alan gizli geçitler
(Res. 8-9) Anadolu’da yalancı tonoz ve kemerin ilk örnekleridir (Res. 8-9)14.
Aynı dönemlerde Kıta Yunanistan’da Mykenai, kentinde yer alan Aslanlı giriş
kapısı (Res. 10) ve Kral Atreus’un tholos mezarında da benzer örneklere
rastlamaktadır (Res. 11)15. Daha sonraki dönemlerde yalancı kemer ve tonoz
uygulaması Etruria Bölgesinde görülmektedir. . Bu bölgede MÖ 10. yüzyılda
bindirme tekniği kullanılarak oluşturulmuş çatı örtüsünü Etruria’da Velletri
Vigna d’Andrea da kremasyon mezarı içinde görmek mümkündür (Res.
12)16.Ancak Yunan dünyasına bakıldığında bu tarihlere ait yalancı kemer ve
tonoz örneklerine rastlanmamaktadır. Bu bağlamda kemer ve tonoz üzerine
çeşitli çalışmaları olan T. Boyd, Yunan dünyasında kemer kullanımının MÖ 4.
yüzyılın sonlarından önceye gitmediğini ifade etmektedir.17 Bu durumun
nedeni, MÖ 13. yüzyıl sonlarında Anadolu, Yunanistan ve Girit’e yapılan
saldırılar olabileceği düşüncesi doğmaktadır. Diğer taraftan Yunan toplumu
mimari yapılarda yer alan kemer ve tonozu, kendi yapılarında kullanmayı
benimsememiş olmaları da akla gelmektedir. Diğer bilim adamı D.S.
Robertson, ise MÖ 300 yılına kadar Yunanlıların Mezopotamya’daki
yapılarda kullanılan kemer ve tonoz örneklerini kendi yapılarında
kullanmadıklarını ki büyük ihtimalle kemer ve tonozun yapılarda sağladığı
kolaylıklardan bu dönemde habersiz olduklarını ya da yapılarda kullanımının
kendi geleneksel mimarileri ile örtüşmemesi olabileceğini ifade etmektedir18.
Çünkü tanınmış birçok Yunanlı mimar, kemer ve tonozla ilgili herhangi bir
bilgiyi bize aktarmamıştır. Öyle ki MÖ 1. yüzyıl ile MS 1. yüzyıl arasında
12
Naumann 1998, 126; Boyd 1978, 83.
Leick 1988, 18; Naumann 1998, 128.
14
Naumann 1998, 128.
15
Fletcher 1996, 109-111.
16
Bartoloni&Cerasuolo 2012
17
Boyd 1978, 82.
18
Robertson 1929, 231.
13
[820]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
yaşamış Roma İmparatorluğu’nun baş mimarlığına
Vitruvius’da kemer ile ilgili bir bilgi vermemektedir.
kadar
yükselen
Gerçek19 Kemer ve Tonozlar
R. Naumann, V. Sevin ve G. Leick, gibi bilim adamları yalancı kemer
ve tonozların MÖ 3. binden MÖ 9. yüzyıla kadar kullanıldığından
bahsetmektedir20. Gerçek kemer ve tonoz örneklerinin en erkeni Tell Halaf
kazılarında ortaya çıkarılmıştır ve bu ilk gerçek kemer ve tonoz örnekleri yine
tuğladan yapılmış MÖ 9. yüzyıla ait yapılarda görülmektedir (Res. 13)21.
Etruria Bölgesi’nde ise görülen ilk gerçek kemer Civita of Tarquinii’da MÖ 7.
yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen yapı üzerinde tespit edilmiştir taştan
örnektir ( Res. 14)22.
Yunan mimarisinde ilk olarak kemer, Makedon mezarında görülmüştür
( Res. 15)23. Bu kemer iki büyük taşın yukarıya doğru eğik koyularak üstüne
de büyükçe bir taşın konulmasıyla oluşturulmuştur. Gerçek anlamda kemeri
her ne kadar burada göremesek de şu ana kadar Yunan mimarlığında ilk
olması açısından oldukça önemlidir24. Hellenistik Dönem ile birlikte kemer ve
tonozun Yunan mimarisinde kullanılmaya başlaması, yapı girişlerinin üst
kısmında yer alan lentoların yerini yavaş yavaş kemerlerin almaya başladığı
söylenebilir. 19. yüzyılda Samothrake ve Delos gibi kentlerde yapılan kazılar
sonucunda kemerin Yunan mimarisinde kullanıldığı belirgin hale gelmiştir.
Yunan mimarisi içerisinde tonozun ilk kullanımı ve ortaya çıkışı,
kökeni ve kronolojisi hala bir tartışma konusudur. Bazı bilim adamları en
erken gerçek tonozu (Oiniadai kapısı ve sur duvarı, Lefkandi mezarı ya da
Kassope heroonu) kesin bir kanıt olmamakla birlikte MÖ 5. yüzyıl ve 4.
yüzyılın ilk yarısına tarihlemektedir25. Bunun için en erkene tarihlenen tonoz
örnekleri varsayımsal olarak MÖ 4. yüzyıl sonlarında, Vergina, Dion ve
Lefkandi; Lakonia’daki Vatheia, Girit’teki Lagandha, Chersonese’deki
Vasiorinska ve Pontus’daki Gorgipia’daki Makedon mezarlarında
19
Yarım daire yapıda radyal taş dilimler ile kendini destekleyen beşik tonozdur. Blokların şekli
ve düzenlemesi tonozun istikrarı ile yakından alakalıdır. İnşa için ahşap merkezli bir çerçeve
gerekmektedir. Konu ile ilgi olarak bkz. Bartoloni&Cerasuolo 2012
20
Naumann 1998, 126; Sevin 1999, 154 vd.; Leick 1988, 17.
21
Naumann 1998, 126-127.
22
Bartolini&Cerasuolo 2012.
23
Boyd 1978, 83.
24
Boyd 1978, 83.
25
Bartolini&Cerasuolo 2012.
[821]
Nil Dirlik
kullanılmıştır26. Ancak bu en erken gerçek tonozlarla ilgili varsayımları
destekleyecek veriler şimdilik yeterli değildir. Kemer ve tonozun Yunan
mimarisinde sağladığı kolaylık çabuk kavranmış ve MÖ 3. yüzyılda
Yunanistan, Batı Anadolu ve Ege adalarında birçok yapıda kullanılmıştır.
Bunlar başlıca Sikyon’da gymnasium ve tiyatrolarda (Res. 16), Eretria
tiyatrosunda (Res. 17), Samothrake’de tünel yapımında (Res. 18),
Herakleia’da kapı girişlerinde ve sur duvarında (Res. 19), Rhodos’ta atık
suları boşaltmada (Res. 20), Alinda’da yine tiyatroda27 (Res. 21) kullanımı
görülmektedir28. Kemer ve tonoz MÖ 3. yüzyılda Yunan mimarisinde o kadar
yaygınlaşmıştır ki ilk defa bir Yunan tapınağında, geleneksel Yunan tapınak
mimarisine aykırı olarak Didyma Apollon tapınağının pronaosunda da
kullanılmıştır (Res. 22)29.
Etruria Bölgesi’nde ise bu süreç çok daha rahat takip edilebilmektedir.
MÖ 7. yüzyıldan sonra Laviniun da MÖ 575-550 tarihlenen oldukça tahrip
olmuş bir oda mezarın çatısı gerçek tonoz ile örtülmüştür. Roma da ki Palatine
Tepesi’nin kuzey yamacında tonozlu sarnıç MÖ 6. yüzyıl sonuna
tarihlenmiştir (Res. 23 (e2) ). Roma da ‘S’ nin iki tapınağı arasında yer alan
uzun tonozlu sarnıç, Omobono kutsal alanı MÖ 400-375 tarihlenir (Res. 23
(e4)). Cerveteri’deki iki kamalı Charun mezarı MÖ 4. yüzyıl sonuna tarihlenir
(Res. 23 (e5) )30. Etruria’daki diğer tüm tonozlar MÖ 3. yüzyıl ya da Roma
fethi sonrasına tarihlendirilir. Tonozun Roma mimarisine girişinin Etrüsk
kökenli olduğu ve Romalılar tarafından geliştirilerek kullanımının
yaygınlaştığı düşünülmektedir31. Bununla birlikte Seneca gibi bazı Romalı
yazarlar gerçek bir kemer yapımının yaratıcılarının Yunanlılar olduğunu ve
tonoz yapımında Romalılar’dan önde olduklarını belirtmiştir32.
Geç Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Güney Etruria’da, Etrüskler’den
bilinen loculuslar (niş mezarlar) yerine Romalılar, Arcosoliumlar (kemerli niş)
yapmaya başlamışlardır33. Romalılar, kemer ve tonozu diğer medeniyetlerden
daha bilinçli olarak kullanmışlardır. Kemer ve tonozun yapıların sağlamlığını
26
Bartoloni&Cerasuolo 2012.
Burada istisna olarak abanık kemer kullanılmıştır.
28
Boyd 1978, 86 vd.
29
Boyd 1978, 86-87.
30
Bartoloni&Cerasuolo 2012.
31
Adam 1994, 159.
32
Seneca, Epustula Morales, 90, 32.
33
Tulunay 1997, 563.
27
[822]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
arttırdığını gören Romalı mimar ve mühendisler hemen hemen bütün
yapılarında bu mimari öğelere yer vermişlerdir. Ancak Vitruvius gibi diğer
Romalı mimar ve mühendislerde kemer ve tonoz ile ilgili pek fazla bilgi
vermemektedirler. MÖ 1. yüzyıl sonlarında İmparator Nerva tarafından Roma
şehrinin su kaynakları (Cura Aquarum) yöneticiliğine Frontinus getirilmiştir.
Vitruvius gibi Frontinus’da eseri olan “De Aquis”te kemer ve tonozların
kullanımı ile ilgili bir bilgi vermemektedir. Plinius’ta “Naturalis Historia”da
(Doğa Tarihi)bu konu ile ilgili bilgi aktarmamaktadır34.
Roma’da kemer kullanımı, büyük açıklıkların sütunlarla geçilmesindeki
riskleri ortadan kaldırmaktadır. Çünkü pratikte düşey yük, sadece yere doğru
dik bir basınç uygulamakla kalmayıp, yanlara doğru da belirli bir basınç
uygulamaktadır. Bunun yanı sıra kemer uygulaması, daha geniş mekânların
düzenli bir şekilde örtülmesine de olanak verir. Bu, biçimsel özelliklerinin
düşey yükleri, önce kemerin çevresine ve daha sonra da dikey desteklere
yönlendirmesinden kaynaklanır. Kemerler ve köşe taşları bazen taştan olsa da,
daha çok tuğladan yapılmaktadır. Yaklaşık 60,96 cm. boyutlu kare ince
tuğlalar yaklaşık 91,44 cm~152,4 cm düzenli aralıklarla dizilir. Tuğla
kemerler, duvarlarınkiyle aynı yapım tarzına sahiptir. Çoğu tuğlanın yaklaşık
sadece 12,7 veya 15,24 cm’lik uç kısmı betonun içine girer. Fakat her altıncı
veya yedinci tuğlada bir diğer yüze kadar uzatılır. Kaplamanın gerisindeki
kemer yapısı böylece, doldurulmuş kutulara bölünmüş bir görünüm alır (Res.
24)35.
Romalılarda iki tonoz çeşidi yaygındır: Beşik ve Kaburgalı tonoz (Res.
25)36. Beşik Tonoz bir kemerin derinliğinin arttırılması yoluyla elde
edilmiştir37. Kaburgalı tonoz ise genellikle hamam ve diğer geniş mekânlarda
kullanılmış olup, iki eşit beşik tonozun kesişmesiyle oluşturulmuştur. Bu
tonozun beşik tonoza göre 2 önemli avantajı vardır. Ağırlığı belirli noktalarda
toplanır ve iç alanların aydınlatılmasını kolaylaştırır. Beşik tonozların iki tür
yapım tekniği vardır: Tuğla halkaları genellikle yaklaşık 60, 96 cm aralıklarla
yerleştirilir ve düzenli aralıklarla oluşturulan tuğla dizileri ile birbirine
bağlanmaktadır38. Bunlar tonozu dikdörtgen şeklinde bölmelere ayırır ve bu
34
Landels 2000, 246 vd.
Plommer 1956, 294.
36
Çapraz veya haç tonoz diye de adlandırılabilir.
37
Pompei’deki Stabius Hamamları’nın apodyterium, tepidorium ve caldorium’u beşik tonozlara
örnek gösterilebilir.
38
Plommer 1956, 298.
35
[823]
Nil Dirlik
bölmeler çok büyük olmayan kalınlıklarda betonla doldurulmaktadır. Beton
dökmeden önce Tuğlalar ahşap kemer kalıbı üzerine oturtularak
sabitlenmektedir39.
Betonun ilk tabakasını destekleyen uzun kalaslar
yerleştirildiğinde, ikinci kat betonu taşımak için yeterince güçlü olmaktadır40.
Beşik tonozun diğer bir yapım şekli ise; ahşap kalıbın üstüne geniş kare
kiremitler yayvan bir şekilde serilerek, çimentoyla bağlanmasıyla
oluşturulmasıdır41. Daha sonra ise biraz daha küçük kiremitlerden oluşan diğer
bir katman üzerine serilmektedir. Bu küçük kiremitlerden bazıları ise betona
daha iyi bir tutuş kabiliyeti vermesi için dikey olarak yerleştirilmektedir. Bu
şekildeki bir uygulamada altta bulunan ahşap kalıba da yardımcı olmakta ve
betonun taşınmasında yeterince mukavemet kazandırmaktadır. Kaburgalı
tonozda yapımında da hemen hemen aynı metotlar uygulanır. İlk önce çapraz
kaburgaların hatları oluşturulur. Kiremitlerden oluşturulan hatlar, özellikle
istenilen formlarda yapılır. Hatlar, her iki tarafta az bir mesafe olmak üzere
istenilen formu alacak biçimde kiremit dizilerinden oluşturulur. Üç kiremit
dizisi birlikte diğer bir dizi ile bağlanır ve sürekli çapraz kaburga biçimi
verilir. Bu kaburgalar yerleştirildikten sonra daha fazla kalıba gerek olmadan
içlerine doldurulan ıslak betonu yeterince sağlam bir şekilde taşır42.Daha
önceki medeniyetlerde görülen sistemlerin aksine Roma mimarlık konusunda
gelişime ve geliştirmeye daha çok yönelmiş, olasılıkla bu duruma MS 1.
yüzyılda Roma şehrinde çıkan yangınlar etkili olmuştur. İmparator Nero ve
İmparator Titus Flavius Dönemi’nde olan yangınlar Roma’da daha dayanıklı
yapıların yapılmasını şart koşmuştur. Şüphesiz ki Romalı mimar ve
mühendislerin kemerler ile yaptığı en büyük buluş, su kemerleri ve
köprülerdir. Yüksekliğin 2 metreden fazla olduğu yerlerde arazi eğimini
korumak için kemer kullanmak daha ekonomik olmaktadır ve ortaya çıkan
yapıya su kemeri (arcuatio) adı verilir (Res. 26)43. Bu sayede kilometrelerce
ötedeki su kaynaklarını şehirlerine kadar getirebilmişler ve su kaynaklarının
üzerinden geçebilmişlerdir. Su kemerleri, ayaklar arasına kemerler yapılarak
oluşturulur. Bu sayede sınırsız şekilde yapı kendini yinelemektedir. Aynı
sistemin daha basit bir uygulaması köprülerde uygulanmıştır. Böylece
39
Fletcher 1961, 176.
Plommer 1956, 298.
41
Plommer 1956, 298.
42
Fletcher 1961,177; Plommer 1956, 297.
43
Crouch 1985, 111.
40
[824]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
malzemeden de tasarruf edilmiş ve oldukça dayanıklı bir yapı ortaya
çıkmıştır44.
Romalılar bu sistemi su kemerleri ve köprüler dışında tapınaklarında da
kullanmışlardır. Önceleri Tapınaklarda uygulanan bu sistemde tapınaklarda
yer alan sütunların üzerindeki arşitrav bloğu bütün üst yapının yükünü alır ve
bunları sütunlara aktarırdı. Bu durumda arşitrav bloğu zamanla ağırlığı
kaldıramayıp çökerdi. Bunun en büyük nedeni de Yunan tapınaklarında
olduğu gibi sütunların birbirlerine olan uzaklığıydı (Res 27). Roma
Dönemi’nde sütunlar birbirine yaklaştırılmaya başlandı45. Vitruvius,
tapınaklara ayırdığı bir bölümde bu sorunu ele almıştır. Eğer bir tapınağın
önündeki sütunlar birbirine yakın yerleştirilirse, iç odadaki (cella) heykelin
çok az ışık alacağını ve tapınağa gelen kadınların içeri kol kola değil, tek sıra
halinde girmelerinin gerekeceğini belirtmiştir46. Bu duruma kesin çözüm
olarak Romalılar, tapınaklarda kemerlere yer vermişlerdir (Res. 28). Böylece
arşitrav bloğunun altına kemerleri yerleştirip, üst yapının ağırlığını da
kemerden sütunlara aktarmışlardır47.
Roma Dönemi’nin hemen her yapısında görülen kemer ve tonozlar,
özellikle Roma’ya özgü olan yapılardan Vespasianus Collesium’u (Res. 29)
ve İmparator Hadrianus Dönemi’nde yapılan Pantheon’da (Res. 30)
kullanımlarıyla onları günümüze kadar oldukça iyi korunmuş bir şekilde
getirmiştir. Pantheon’da kullanılan kemer sistemi yuvarlak ve abanık
kemerdir. Tonoz biçimi ise beşik tonozdur. Kaburgalı tonozları Romalılar
daha çok Geç Antik Dönem’de kullanmışlardır. MS 4. yüzyıl başlarına
tarihlenen Maxentius Bazilikası Roma’da kaburgalı tonozun en iyi
örneklerindendir (Res. 31).
Roma mimarlığının en muhteşem yapılarından bir tanesi de
hamamlardır. Hamamlar büyük kompleksler olup yapımı da oldukça zordur.
Bu yapılarda kemer ve tonozlara oldukça fazla ihtiyaç duyulmuştur.
Tuğlalardan yapılan bu yapıların giriş kısımlarında kemer ve tonoza hemen
her zaman yer verilmiştir (Res. 32)48. Geç örneklerde hamam yapılarında
44
Roth 2006, 53; Robertson 1992, 236.
Thorpe 2002, 104-105.
46
Vitruvius, III, 4.
47
Thorpe 2002, 105-106.
48
Robertson 1992, 238.
45
[825]
Nil Dirlik
sıklıkla kaburga tonozlar kullanılmıştır. Hamamlarda özellikle frigidarium49 ve
caldarium çoğunlukla bir çapraz tonoz sistemiyle, nadiren de beşik tonozla
örtülü olurdu50.
Roma mimarlığı içinde kemerin belki de en çok anlam kazandığı yer
taklardır. Taklar imparatorlar adına yapılan şehrin giriş kapılarıdır.
İmparatorun bir başarısının adına yapılan taklar, genellikle tek veya üç
kemerlidir. (Res. 33). Kemerler sivil mimaride de çoğunlukla tercih
edilmiştir. Hadrianus’un villasının havuzlu bölümünü çevreleyen kemerler
buna iyi bir örnektir51. Roma Dönemi’nde, Roma’da ve Roma’nın hâkim
olduğu bütün topraklarda kemer ve tonoz hiçbir dönemde olmadığı kadar
yaygın kullanım alanı görmüştür. Bunun en büyük nedeni de Roma’nın klasik
Yunan sanatının geleneklerini kırmasıyla olmuştur. Geleneksel Yunan
mimarisinin yapılarını daha da geliştiren Roma, yapılarda daha çok sağlamlığa
önem vermiş ve bunu mimari yapılarda sıkça kullandığı kemer ve tonoz gibi
mimari yapı öğeleri ile başarmıştır. Öyle ki bu öğeler bir müddet sonra
dünyanın hemen hemen her yerindeki, yapılarda kullanılmıştır.
Değerlendirme
Antik dönemden günümüze kadar geçen süreç içerisinde insanlar
edindikleri tecrübeler ve ihtiyaçları doğrultusunda ortaya koydukları yapılar
içerisinde kemer ve tonozun ortaya çıkıp gelişmesi ve yaygınlaşması uzun
zaman almıştır. MÖ 3. bin içerisinde Mezopotamya Bölgesi’nden bildiğimiz
kemer ve tonoz örneklerinin MÖ 2. bin içerisinde Orta Anadolu’da Hitit
merkezi olan Hattuşa’da ve Yunanistan’da Mykenai’de poternlerde ve
mezarlarda kullanımını görmekteyiz. Gerçek kemer ve tonozların görüldüğü
MÖ 9. yüzyıl sonlarına dek yapılarda kullanılan yalancı kemer ve tonozlar
mezar yapılarında, gizli geçitlerde ve kapı girişlerinde sıkça karşımıza
çıkmaktadır. Daha sonraları Anadolu ve Yunanistan dışında Etruria
Bölgesi’nde varlığını takip edebildiğimiz gerçek tonoz ve kemer örneklerinin
kullanımını yine mezarlardan bilmekteyiz. Eldeki verilerin yetersizliğinden
kaynaklı olarak Yunan dünyasında MÖ 4. yüzyıla kadar gerçek tonoz örneği
hakkında net bir şey söylemek mümkün değildir.
49
Frigidarium, Latin kökenli kelime olup soğuk anlamındadır ve piscinalis cella olarak
Anılmaktadır. Nielsen 1990, 153.
50
Yegül 2006,161.
51
Jacobson 1986, 65-89.
[826]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
MÖ 4. yüzyıl sonlarından itibaren Yunanlı mimarlar tarafından
savunma sistemlerinde, mezar mimarisinde, tiyatrolarda, stadyumlarda vb.
yapılarda da gerçek kemer ve tonozların kullanımı görülmektedir. Daha sonra
en fazla kullanım gördüğü ve hemen hemen her yapıda gözlemlenen dönem
ise Roma Dönemi olmuştur. Roma Döneminde tapınaklar, hamamlar, zafer
takları, tiyatrolar, meclis binaları vb.. sosyal ve kamusal alanların inşasında
tonoz ve kemer kullanımı karşımıza çıkmaktadır.
Cumhuriyet Dönemi sonlarından başlayarak mimari yapılarında kemer
ve tonozu vazgeçilmez bir mimari unsur olarak gören Romalı mimarlar,
özellikle yapıların uzun ömürlü ve dayanıklılığını ön şart olarakbelirlemiş,
bilinçli olarak uyguladığı kemer ve tonozları hemen hemen bütün yapılarında
kullanmışlardır. Aynı zamanda büyük açıklıkları kapatmak için tonozların bir
araya getirilmesiyle oluşturulan kubbe, mimari gelişimin ve zaman içerisinde
kazanılan becerinin bize sunduğu güzel bir kanıttır.
Kemer ve tonozun yapılarda sağladığı kolaylıkların yanı sıra yapılara
kazandırmış olduğu anlamları da mevcuttur. Öyle ki MÖ 3. binden itibaren
görülen bu mimari öğeler daimi olarak bir girişi ifade etmektedir. Bu giriş
herhangi bir yapının ilk ayak basılan yeridir. Simgesel olarak incelenecek
olunursa bunu ilk olarak yapan Mezopotamya’dan artık son aşamasına getiren
Romalılara kadar bu şekilde bir anlam kazandığını görmekteyiz.
Mezopotamya, Hitit, Mykenai ve Roma’da kullanımı daima bir şehrin girişi,
mezarlar veya herhangi bir mekânın girişi olarak görülmektedir.
Mezopotamya’da, Lydia’da, Makedonya’da, Roma’da katakomp mezarlarda
kemer ve tonozların ilkler olarak görülmesi de kemer ve tonozlara diğer
dünyanın girişi anlamını yükleyebilir. Hristiyanlıkta özellikle ikonoklazm
döneminde bir kemer içinde verilen haç öbür dünya veya ruhani bir boyuta
geçişin tek tanrılı dinlerdeki yansıması olarak ileri sunulabilir. Anlaşılacağı
üzere mimari yapılarda oluşturulan sistemler zamanın koşullarına göre
şekillenerek çeşitlenmekte ve gelişen topluma göre de değişmektedir.
Başlangıçta sahte kemer ve tonozun yerini alan gerçek tonoz ve kemer
kullanımı da bu duruma iyi bir kanıt olarak gösterilebilir.
[827]
Nil Dirlik
KAYNAKÇA
Adam, J. P., Roman Buildings, Materials and Techiniques, Çev.: A.
Mathews, London, 1994.
Bartoloni, G.,&Cerasuolo,O., “The Balanced Skill. To Build Arches
and Vaults in Early Etruria”, içinde “Craft and People. Agents of Skilled
Labour in the Archaeological Record” International Conference at the British
Museum, London, 2012.
Boyd, T. D., “The Arch and Vault in Greek Architecture”, AJA, Vol. 82,
No. 1, 1978, 83-100, 1978.
Crouch, D. P., History of Architecture Stonehenge to Skyscrapers,
McGraw-Hill College, New York, 1985.
Jacobson, M. David., Hadrianic Architecture and Geometry, AJA
Vol.90, No-1, 1986, s. 69-83.
El-Derby A.A.O.D.,& A. Elyamani., The Adobe Barrel Vaulted
Structures In Ancıent Egypt: A Study Of Two Case Studıes For Conservation
Purposes, A Mediterranean Archaeology and Archaeometry, Vol. 16, No
1,(2016), 295-315.
Ersoy, H. Y., “Kemer”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi 2, 982-983,
Yem Yayınları, İstanbul 1997a.
Ersoy, H. Y., “Tonoz”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi. 3, 1801-1802.
Yem Yayınları, İstanbul 1997b.
Fletcher, S. B., A History of Architecture on the Comparative Method,
Athlone Press 1961.
Fletcher, S. B., Sir Banister Fletcher’s A History of Architecture,
Architectural Press1996.
Gates, C. Ancient Cities: The Archaeology of Urban Life in the Ancient
Near East and. Egypt, Greece, and Rome, New York: Routledge, 2003.
Güven, S., “Roma Mimarlığını Anlamaya Çalışmak”, Doğu
Batı
Düşünce Dergisi, (Mayıs-Haziran-Temmuz), 177-191, Doğu Batı Yayınları,
2009.
Hasol, D., Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, Yapı Endüstri Merkezi
Yayınları 1998.
Jansen, M., Mohenjo-Daro, Indus Valley Civilization: Water supply and
water use in one of the largest bronze age cities of the third millennium
bc.Technical Report. 2015.
[828]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Landels, J. G. (çev. B. Bıçakçı), Eski Yunan ve Roma’da Mühendislik
Tübitak Yayınları, 2000.
Leick, G., A Dictionary of Ancient Near Eastern Architecture,
Routledge,1988.
Naumann, R., (çev. B. Madra), Eski Anadolu Mimarlığı, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara, 1998.
Nossov, K. S., Hittite Fortifications c.1650-700 BC., Osprey Publishing
Ltd. 2008.
Plommer, H., Ancient and Classical Architecture I, Longmans Green
and Co.1956.
Robertson, D. S.,
Greek and Roman Architecture, Cambridge
University Press, 1992.
Roth, L. M., (çev. E. Akça), Mimarlığın Öyküsü, Kabak Yayınevi,
2006.
Seneca, Epustulae Morales, Kitap I-X (Çev.T.Uzel), Ankara, 1992.
Sevin, V., Yeni Assur Sanatı I Mimarlık, Kabalcı Yayınları, 1999.
Thorpe, M., (çev. R. Akbulut), Roma Mimarlığı, Homer Kitabevi
İstanbul, 2002.
Tulunay, E. T., “Etrüsk mimarlığı ve sanatı”, Eczacıbaşı Sanat
Ansiklopedisi. 1, 561-567, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, 1997.
Yegül, F., Antik Çağ'da Hamamlar ve Yıkanma, (çev. Emel Erten),
İstanbul: Homer Kitabevi, 2006.
Vitruvius, Mimarlık Üzerine On Kitap (çev. S. Güven),Şevki Vanlı
Mimarlık Vakfı 2005.
[829]
Nil Dirlik
RESİMLER
Resim 1: Kemer yapı bölümleri. (Roth 2006, 52).
Resim 2: Tonoz örneği. (Roth 2006, 55).
[830]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 3: Kemer örnekleri (Fletcher 1996, 208).
Resim 4: Tonoz Çeşitleri.
[831]
Nil Dirlik
Resim 5: Ur prenslerine ait kemer ve tonozlu bir mezarın girişi. MÖ 3.
bin ilk yarısı (Leick 1988, 239).
Resim 6: Ur prenslerine ait kemer ve tonozlu bir mezarın girişi ve
mezarın kesiti.
[832]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 7: İndus vadisinde yer alan Mohenjo-daro kentinden tonoz ve kemerli
bir giriş. MÖ 3. bin ikinci yarısı (Fletcher 1996, 25).
Resim 8: Hattusa Bindirme tonozlu gizli geçidin giriş kısmı (Nossov 2008,
21).
[833]
Nil Dirlik
Resim 9: Hattuşa kral kapısı M.Ö. 1800-1200.
Resim 10: Mykenai Aslanlı kapı (Fletcher 1996, 110).
Resim 11: Atreus Tholos Mezarının girişi (Fletcher 1996, 111).
[834]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 12:Velletri Vigna d’Andrea kremasyon mezarı (Bartoloni&Cerasuolo
2012).
Resim 13: Tell Halaf MÖ 9. yüzyıl kerpiç kemer ve kerpiç tonoz
[835]
Nil Dirlik
Resim 14: Civita of Tarquinii’da MÖ 7.yy kemer örneği
(Bartoloni&Cerasuolo 2012).
Resim 15: Makedonia’da MÖ 4. yüzyıl sonlarına tarihlenen sahte kemerli
mezar (http://www.megatur.bg/sites/default/files/field/gallery/Elafohori1.jpg)(20.10.2017)
[836]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 16: Sikyon gymnasionu ve tiyatrosu. MÖ 3. yüzyıl (Boyd 1978, 84-85).
Resim 17: Eretria tiyatrosu. MÖ 3. yüzyıl (Boyd 1978, 85).
[837]
Nil Dirlik
Resim 18: Samothrace’de beşik tonozlu bir tünel. MÖ 3. yüzyıl ortaları (Boyd
1978, 86).
Resim 19: Latmos Herakleia’sında yer alan kemerli bir giriş.
MÖ 3. yüzyıl sonları (Boyd 1978, 87).
[838]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 20: Rodos kanalizasyon şebekesinde kullanılan
örneği. MÖ 3. yüzyıl sonları (Boyd 1978, 92).
kemer
Resim 21: Alinda. Tiyatroda yer alan abanık tonoz örneği (Boyd 1978, 96).
[839]
Nil Dirlik
Resim 22: Beşik tonozlar ve kemerler MÖ 3. yüzyıl itibari ile Yunan
mimarisinde tapınaklarda da kullanılmaya başlamıştır (Didyma Apollon
Tapınağı). (Boyd 1978, 87).
Resim 23: Etrurya bölgesi kemer ve tonoz örnekleri (Bartoloni&Cerasuolo
2012).
[840]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 24: Kerpiç ve tuğla malzemeden kemer örnekleri Roma’da mevcuttur
(Plommer 1956, 295).
Resim 25: Beşik tonoz ve çapraz tonozu oluşturan tuğla dizileri (Plommer
1956, 297).
[841]
Nil Dirlik
Resim 26: Fransa, Pont du Gard su kemeri MÖ 25
http://www.weloveprovence.fr/Gard/Vers-Pont-du-Gard/photo2078185371-Pont-du-Gard-Gard.html
Resim 27: Sütun uzaklıklılarının önemi (Thorpe 2002, 104).
[842]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 28: Sütunların birbirine yakınlaştıklarında yükün dağılımı (Roth 2006,
53).
Resim 29: Kemer ve tonoz kullanılmış olan Vespasianus Colleseum MS.79.
http://www.tatilyum.net/tur-780-adanadan-klasik-italya.aspx
[843]
Nil Dirlik
Resim 30: Pantheon MS 2. yüzyıl başları.
Resim 31: Maxentius Bazilikası MS 4. yüzyıl başları (Roth 2006, 56).
[844]
Antik Dönemde Kemer ve Tonoz
Resim 32: Caracalla Hamamı MS 3. yüzyıl başları.
(https://en.wikiarquitectura.com/building/baths-of-caracalla/#lg=1&slide=1)
[845]
Nil Dirlik
Resim 33: Zafer Takları.
[846]
Download