Uploaded by tufan bekmez

Aktarma Merkezlerinde Erisilebilirligin

advertisement
Konu Başlığı: Aktarma Merkezlerinde Erişilebilirliğin Mekânsal Dizim Yöntemiyle Modellenmesi
Özyeğin Üniversitesi
gul.canakcioglu@ozyegin.edu.tr
02165649307
NEVŞET GÜL ÇANAKÇIOĞLU
ÖZGEÇMİŞ
Nevşet Gül Çanakçıoğlu, 2002 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mimarlık alanında lisans
derecesini, 2011 yılında “İstanbul’da Farklı Sosyal Grupların Yerleştiği Çevrelerde Yaşayan Çocukların
Algısal Süreçlerinin Bilişsel Haritalar Yöntemiyle İrdelenmesi” başlıklı teziyle yüksek lisans derecesini, 2016
yılında ise, “Pediyatrik Tedavi Mekânlarını Kullanan Bireylerin Mekânsal Algılarının Bilişsel ve Mekân Dizimi
Yöntemleriyle İrdelenmesi” başlıklı teziyle doktora derecesini almıştır. Çeşitli mimarlık ofisleri ve inşaat
şirketlerinde proje koordinatörü olarak çalışmış, bireysel ve farklı ekiplerle mimari tasarım yarışmalarına
katılmıştır. 2011-2012 yılları arasında Okan Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmıştır.
Çalışmaları, ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmıştır. Akademik çalışmaları, pediatrik tedavi
çevreleri, çocuğun mekân algısı, davranış haritaları, bilişsel haritalar ve mekân dizimi üzerine
yoğunlaşmıştır. 2016 yılından itibaren Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde doktor
öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
SHORT BIO
Nevşet Gül Çanakçıoğlu, obtained her B.Sc. degree in architecture in 2002 from Istanbul Technical
University; M.Sc. degree in 2011 with the dissertation titled “Analysis of Perceptual Processes of Children
Living in Different Settled Social Groups in Istanbul by the Method of Cognitive Maps” and her Ph.D.
degree in 2016, with the dissertation titled “Analysis of Perceptual Processes of Individuals Using Pediatric
Healthcare Spaces by the Method of Cognition and Space Syntax”. Worked in various architecture offices
and construction companies as project coordinator, participated in a number of architectural project
competitions both individually and with different teams. She worked at Okan University as a research
assistant in 2011-2012. She has studies, published nationally and internationally. Her research focuses on
pediatric healthcare environments, spatial perception in children, cognition, behavior maps, cognitive
maps and space syntax in her academic studies. Since 2016, she has been working at Ozyegin University
in Architecture and Design Faculty as an assistant professor.
Unrestricted
AKTARMA MERKEZLERİNDE ERİŞİLEBİLİRLİĞİN MEKÂNSAL DİZİM YÖNTEMİYLE MODELLENMESİ
Kentlerin yıllar boyunca sosyal, politik, ekonomik ve teknolojik nedenlerle değişime uğrayan arazi
kullanımları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yaya ve araç güzergâhları, kentlerin gündelik pratiklerine
etki eden, sosyal değişim ve ticari etkileşime yön veren önemli dinamiklerin başında gelmektedir. 20.yüzyıl
itibariyle yaşanmakta olan endüstri faaliyetlerindeki ilerlemeler, özellikle büyük kentlerdeki iş imkânlarının
çoğalmasına ve nüfusun öngörülmeyen bir ivmeyle artmasına sebep olmuş, kentlerdeki ulaşım
sistemlerine ilişkin yetersizliğin gündeme gelmesine neden olmuştur.
Konu, İstanbul özelinde incelendiğinde ise, 1950’lerden itibaren başlayan nüfus yoğunluğu, kentteki konut
dokusunun değişimine, otomobil ulaşımına öncelik tanıyan geniş yol ve caddelerin yapılmasına ve fiziksel
çevrede kalıcı etkiler bırakan değişimlere neden olmuştur. Bu dönemde ortaya çıkan akaryakıta bağlı toplu
ulaşım sistemleri ise, banliyö trenleri ve şehir hatları vapurlarıyla birlikte, kentin toplu taşımasını üstlenen
ana aktörler haline gelmiştir. 90’lı yıllarda İstanbul’un ikinci çevre yolunun kente katılımının dahi trafikte
yaşanan aksaklıkları istenilen düzeyde iyileştiremeyeceğinin ortaya çıkması, yer altı ulaşım sistemlerinin,
ulaşımda öncelik verilmesi gereken bir konu olduğunu ortaya koymuştur. 2006 yılında açılan TaksimLevent metro hattı, kent içi toplu taşıma sisteminde metro hatlarının yeniden etkin olmasına öncülük eden
önemli bir hattır. Sonrasında, yeni metro bağlantılarının açılması ve tramvay hatlarıyla entegre edilmesi
ve Marmaray projesinin tüm metro hatlarıyla bütünleştirilmesi, Avrupa- Anadolu arasındaki ulaşımı
kesintisiz hale getirmiştir.
Ulaşımda sağlanan entegrasyon, çeşitli metro hatlarının ve deniz, tramvay, otobüs ve metrobüs gibi ulaşım
hatlarının kesiştiği durakların daha yoğun yolcu sirkülasyonunu karşılayabilecek özellikte tasarlanması
konusunu gündeme getirmiş olup, bu duraklar aktarma merkezleri olarak öne çıkmıştır. Yenikapı,
Söğütlüçeşme, Zincirlikuyu, Sirkeci gibi ulaşımda aktarmanın sağlandığı bu durakların arasına katılan
Kabataş aktarma merkezi, Taksim-Kabataş füniküler hattı ile Hacıosman’a, Yenikapı aktarma durağıyla ise
Halkalı ve Gebze’ye uzanan konumuyla, Kabataş-Bağcılar tramvay hattının ilk durağı olup, aynı zamanda
Anadolu yakasıyla olan deniz ulaşım bağlantısını Adalar, Kadıköy ve Üsküdar vapur seferleri aracılığıyla
sağlayan önemli bir konumda yer almaktadır.
Boğaz ön görünümünde yer alan Kabataş aktarma merkezi, aynı zamanda turistik amaçlı çalışan kurvaziyer
gemilerin yanaşacağı Karaköy limanına olan yakınlığıyla da İstanbul’u toplu taşıma ile ziyaret edecek olan
pek çok turist için de bir eşik niteliğindedir. Tüm bu özellikleriyle Kabataş aktarma merkezi, yalnızca çeşitli
ulaşım ağlarının kesiştiği bir düğüm noktasını değil, aynı zamanda kent içi ve kent dışından gelen pek çok
ziyaretçinin birlikte kullanacağı bir sosyal etkileşim alanını temsil etmekte olup, bu yanıyla özel bir öneme
sahiptir. Bu sebeple, aktarma merkezi dahilindeki ulaşım güzergâhları, hem yer üstünde hem de yer altında
yer alan geçit, aktarma holleri gibi alanların kullanıcıların kolaylıkla yön bulması bakımından anlaşılabilir
bir konfigürasyona sahip olmalıdır. Başka bir deyişle, mekândaki görüş açıları ne kadar geniş ve açık ise, o
mekândaki yön bulma eylemi o denli sorunsuz bir biçimde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda, mekândaki
yön bulma ve mekanın anlaşılabilirliğine ilişkin özelliklerin, literatürde bireyin görsel ve kinestetik algısı ile
birlikte, mekânın görülebilirlik (visibility) özelliklerine bağlı olduğu belirtilmektedir (Gibson, 1979;
Benedikt, 1979). Mekânların yön bulmada verimli bir planlamaya sahip olup olmadığı ise, Hillier ve Hanson
(1984) tarafından ortaya konan mekansal dizim (space syntax) teorisiyle sınanabilmekte, bu sayede
herhangi bir proje, tasarım aşamasında çeşitli dijital simülasyonlar aracılığıyla modellenerek olası kullanıcı
hareketleri ortaya konabilmektedir (Turner ve Penn, 2001).
Bu bağlamda, bu sunum kapsamında, mekânsal dizim teorisine dayanarak Penn ve Turner (2001)
tarafından geliştirilen temsilci-tabanlı analiz (agent-based analysis) aracılığıyla, Kabataş Aktarma Merkezi
projesinin vaziyet planı analiz edilmeye çalışılacaktır.
Unrestricted
MODELING OF ACCESSIBILTY IN TRANSFER HUBS THROUGH SPACE SYNTAX
The land use of the cities, which have been changed for years due to social, political, economic and
technological reasons, and the resulting pedestrian and vehicle routes are the leading dynamics which
affect the daily practices of the cities and direct social change and commercial interaction. Advances in
industrial activities as of the 20th century have led to an increase in employment opportunities, especially
in big cities, and an increase in population with an unforeseen acceleration, leading to the inadequacy of
transportation systems in cities.
In the case of Istanbul, the increase in population density starting from the 1950s has caused the change
of the housing pattern in the city, the construction of wide roads and streets giving priority to automobile
transportation to be built and the changes that have permanent effects on the physical environment. In
this period, fuel-driven systems have become the main actors that undertake the public transportation of
the city together with commuter trains and city line ferries. The fact that even the participation of
Istanbul's second highway road in the 90s could not improve the traffic disruptions to the desired level
revealed that underground transportation systems should be given priority in transportation. Within this
context, the Taksim-Levent metro line, which was opened in 2006, is an important route leading to the
re-activation of metro lines in the urban public transport system. Afterwards, the establishment of new
metro lines and integration of them with the tram lines and the incorporation of Marmaray project with
all metro lines made the transportation relation between Europe and Anatolia uninterrupted.
The integration provided in transportation has brought forward the issue of design of the intersecting
stops where various metro lines and transportation lines such as sea, tram, bus and metrobus meet the
intensive passenger circulation. Kabataş Transfer Hub which serves as a connection between these stops
where transportation is provided such as Yenikapı, Söğütlüçeşme, Zincirlikuyu, Sirkeci, is the first stop of
Kabataş-Bağcılar tram line with its location extending to Hacıosman with Taksim-Kabataş funicular line
and to Halkalı and Gebze with Yenikapı transfer stop. At the same time, the maritime transport connection
with the Anatolian side is located in an important position that provides ferry services to the Princes'
Islands, Kadikoy and Uskudar.
The Kabataş transfer center, which is located in the front view of the Bosphorus, is also a threshold for
many tourists who will visit Istanbul by public transport due to its proximity to the port of Karaköy where
cruise ships will operate. With all these features, Kabataş transfer center represents not only a joint point
where various transportation networks intersect, but also a social interaction area that will be used by
many visitors coming from within and outside the city and has a special importance in this respect. For
this reason, the transportation routes within the transfer center should have an understandable
configuration for the easiness in wayfinding of the areas such as passageways, transfer halls both above
and below ground. In other words, the wider and legible the visual angles in the space, the better the
action of way finding in that space. In this context, it is stated that the features related to finding direction
and the intelligibility of the space depend on the visual and kinesthetic perception of the individual and
the visibility characteristics of the space (Gibson, 1979; Benedikt, 1979). Whether spaces have a wellorganized configuration in wayfinding can be tested with the space syntax theory proposed by Hillier and
Hanson (1984), so that any project can be modeled through various digital simulations during the design
phase (Turner and Turner). Penn, 2001).
In this context, within the scope of this presentation, through the agent-based analysis developed by Penn
and Turner (2001), the site plan of the Kabataş Transfer Hub project will be analyzed.
Unrestricted
Download