Hazırlayanlar Bayram KÖK Ayşegül GÜLŞEN KAÇMAZ Muhammed Refik TEKELİ Son Okuma Bayram KÖK Ayşegül GÜLŞEN KAÇMAZ Muhammed Refik TEKELİ Dizgi ve Düzenleme Recep Avcı Kapak Tasarımı Hatice ELMAS ISBN 978-605-68804-7-6 Yayın Hakları Bu çalışma “Kültürel Süreklilikte Gençlik Rolü Projesi” bildirilerinden oluşmaktadır. Gençlik Projeleri Destek Programı (2020-1) kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenmektedir. Bu eserin yayın hakları Tiryakizade Kıraathanesi’ne aittir. Kaynak gösterilerek alıntısı yapılabilir. Kısmen ya da tamamen kopyalanamaz, basılamaz çoğaltılamaz. ı The Effect of Family Structure to Insurance of Izmir Economic Unıversity Psychology Department Students on Religious Attitude Sena ERMAN Abstract In this study, it is investigated whether there is a relationship between family structure and religious attitude, and if so, to explain what kind of a relationship is built in between. The population of the research consists of the students of the Department of Psychology at Izmir University of Economics, without any discrimination in terms of variables such as age, gender, and belief. The sample of the study consists of 60 people (44 women, 16 men) who were reached via the internet on a voluntary basis. The sample was created by random method without determining any criteria other than being a student of Izmir University of Economics, Department of Psychology. The hypothesis of the research is that the family structure will significantly affect the individual's religious attitude. Other studies in the literature have looked at the effect of constrained variables on religious attitudes. This research is important in that it includes other important variables that may affect the researched relationship. In the study, sampling created by random method; The Personal and Family Information Form prepared by the researcher, and the Religious Attitude Scale adapted from the Intrinsic-Externally Inspired Religiosity Scale developed by Allport and Ross (1967) and adapted into Turkish by Ok (2011) were applied. Data were analyzed using 'SPSS 21.0'. As a result of the statistical analysis of the obtained data, when compared to those who did not define their family as conservative, it was determined that the DTO score of those who defined their family as conservative was statistically significantly higher (p = 0.005). Keywords: Family Structure, religion, religious attitude. 88 Şerif Mardin’in eserlerinde üzerinde durduğu ‘toplum, din, ideoloji, kültür, siyaset, vaziyet alış (tutum) ve şahsiyet’ kavramlarını geniş bir eksende ele almıştır. Bu kavramlar birbirleriyle dirsek temasındadır. Özellikle, Türkiye üzerinde yaptığı gözlemler ve eleştirilerinde bu temel kavramlarla gündem olan sorunlara da değinmiştir. Türkiye’de modernleşme, aile, toplum, kültür, şahsiyet, siyaset ve din gibi kavramlar üzerinde eleştirel düşünürken Şerif Mardin’in gerek sosyolojik gerekse psikolojik analizleri çalışmayı yürütmeye rehber olmuştur. Onun ışığı altında bu kavramların dini tutuma bir etkisi olup olmadığı üzerine bu araştırmaya başlanmıştır. 1. GİRİŞ Şerif Mardin Din ve İdeoloji kitabında yukarıdaki kavramlara değinmiştir. Araştırmanın temelinin oluşturan kavramların anlamlarına, kökenlerine ve kullanımlarına değinmenin faydalı olacağı düşünüldüğünden öncelikle kavramların detaylı incelemesi verilmiştir. 1.1. Aile Yapısı Araştırmada üniversite öğrencilerinin dini tutumlarına etkisi olup olmayacağına baktığımız aile kavramı; toplumu meydana getiren kurumların temeli (Peker, 2015) ve aslında toplumun özüdür (Karslı, 2019). “Aile, ilk insandan beri varlığını koruyan ve varlığı pek çok eskiye dayanan temel bir yapıdır” olarak tanımlıyor (Canatan ve Yıldırım, 2011: 21). Gürler (2005), yaptığı bir çalışmasında ‘aile’ kavramını şöyle özetlemiştir: “Aile, içinde bulunduğu kültürün bir parçasıdır, içinde bulunduğu toplumun tüm koşullarından etkilenir ve tüm değerlerini bir nesilden diğerine miras alır”. Toplumun sosyal ve kültürel unsurları aile içinde beslenir. Bir coğrafi ve biyolojik bir alan üzerinde, bunlarla etkileşime geçerek sosyal hayat alanının var olması ve devamını getiren coğrafi, biyolojik, ekonomik, siyasi, sosyo-kültürel vb. faktörler ailenin de oluşumunu, yapısını ve değişimini yönlendirmektedir (Eyce, 2000). İlk çağlardan itibaren devam eden sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel gelişmeler aile oluşumunu da işlevsel ve yapısal değişime uğratmıştır çünkü büyük ölçüde toplumda olan değişim, aile yapısını da etkilemektedir (Eyce, 2000). Ailenin yapısı, içindeki iletişim ve ilişkilerin strüktürü gibi işlevler değiştiştikçe aile ile ilgili düşünceler de değişecektir (Canatan, 2011: 60- 62). Eğitim seviyesindeki artış, ailenin ideolojik yapısı, kırdan kente olan göç gibi faktörler Türkiye’deki aile yapısının değişmesine etki etmektedir (Karadeniz, 2018). 89 1.2. Kültür Şerif Mardin (1993), kültür kavramını toplumsal meselelerin en anlaşılmaz kavramı olarak tanımlamıştır. En anlaşılmaz olması düşüncelerin belli bir biçimde işlenmesi gerektiği doğrultusundadır. Toplumdaki her bireyin yaşayış tarzı ve görüş biçimini bilerek kendi hayatına da uygulaması ve sonraki kuşaklara da bu toplumsal yapının aktarılmasıdır. Bu şekilde bir toplumun kültürü kalıcı ve geniş kapsamlı bir şekilde var olacaktır (Mardin, 1993: 50). “Kültür, tarihî açıdan varlıklı olan bir insan topluluğunun zaman içinde meydana getirdiği, daha iyi, daha doğru, daha güzel, daha faydalı, daha ahlâkî, daha konforlu, daha ekonomik, daha huzurlu, daha güvenli olduğunun kabullenildiği değer, norm, davranış ve sosyal denetim kontrol unsurlarından oluşan bir hayat tarzıdır.” (Tural, 2006: 164). Bir toplumda bir bireyin tevarüs ettiği kültür, aynı toplumda yer alan bir diğer kişinin miras aldığı kültürden farklıdır (Mardin, 1993: 61). Kültür ailelerden gelmektedir fakat aynı kültüre ait olan her aile o kültürün tüm özelliklerini kendi bünyesinde toplayamaz. Aile, kültürün aileye göre seçilen bazı niteliklerinin diğer nesillere aktarılmasını sağlayan bir süzgeç gibidir. Çocuk tarafından aileden öğretilenlerin büyük çoğunluğu bir sünger gibi alınmaz (Mardin, 1993: 61). Bir değişim söz konusu olduğunda, eski kültürün etkisi altında kalan aileler, çocuklarına aktaracakları değerleri değiştirinceye kadar ait oldukları eski kültürün değerlerini muhafaza edecektir ve kültür yapıdan bağımsız olarak kendi benliğini sürdürecektir (Mardin, 1993: 62). 1.3. Din ve İdeoloji Türk Dil Kurumu (TDK) din kavramını “Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet” olarak açıklanmıştır (TDK Çevrimiçi Sözlük, 2021). Cihangiroğlu (2013)’nun Psikolojik ve Psikanalitik Terimler Sözlüğünden alıntıladığı din kavramı şöyle açıklanıyor: “bireylerin veya bir topluluğun, maddesel dünyadaki olaylar hakkında hüküm vermek için değerler edindiği ve kendilerini tanrıyla veya ilahi dünyayla ilgili hale getirdiği tutumlar, uygulamalar, dinsel törenler, dini vesilelerle yapılan töre, yasa vb. kurallarla belirlenmiş eylemler ve inançlar sistemidir” Şerif Mardin (1993), din kavramını Türkiye’de bir ‘eylem aracısı’ olarak işlemiştir. Bunun nedeni, dinin Türk kültürü için elzem bir etken olmasıdır. Siyaset ile din kavramları arasındaki ilişki Türkiye’de sıkça karşı karşıya gelmiştir. Farklı siyasal ideolojilerin (laiklik, kemalizm vb.) kültür yapısının beraberinde toplumda siyasal davranış değişikliği oluşturacağı şüphesiz doğrudur (Mardin, 1993: 37). 90 Şerif Mardin, din kavramını belirli fonksiyonları ile tanımlamıştır (1993: 62). Bu fonksiyonlardan ilki bireysel plandır yani kişi dini anlamak için bilişsel bir sisteme ihtiyaç duymasıdır. İkincisi ise, kültür kavramının altındadır. Eğer ki bir toplum benimsediği kültürün bakış açısıyla dünyaya bakarsa bir süre sonra bu toplumsal yapı elementlerinden biri olarak sabit kalacaktır. Bu yüzden, din, semboller yığınına benzer çünkü din toplum için uzun vadeli, etkili ve çok amaçlıdır (Mardin, 1993: 63). TDK, ideoloji terimini siyasal ve sosyal prensipleri meydana getiren ve topluluğa rehberlik eden politik, hukuki, bilimsel gibi kavramların bir toplamı olarak açıklamıştır (Çevrimiçi Sözlük, 2021). İdeoloji, bir toplumun stratejik işlevlerinin bir anlam yığını olarak başköşesinde yer almaktadır. İdeolojiler bu şekilde ele alındığında insanlara yön vermeye yarayan birer "harita" olarak görülebilir (Mardin,1993). Mardin (1993), ideolojiyi yapı ve şahsiyet teşekkülünün birleşimi olarak da tanımlıyor. Bireylerin dengesini sağlayan psikolojik bir destek gibi olup, bir toplumda çözülmesi gereken sorunlardan biri olan bireylerin şahsiyetlerinin dengesini sağlamaktadır (Mardin, 1993: 25). 1.4. Tutum Kağıtçıbaşı (1979) tutum kavramını, “bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik nesne ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilim” olarak tanımlamaktadır. Vaziyet alış (tutum) kavramını Şerif Mardin "bir insanın dünyanın diğer görünüşlerinden ayırt ettiği bir dünya görüşü karşısında davranışlarından çıkarılmış psikolojik süreç örgütlenmesidir" olarak tanımlamıştır. Buna ek olarak, vaziyet alışlar, ideolojiler gibi, insan eylemine ışık tutan, şekillendiren içyapılardır (Mardin, 1993: 14-15). 1.5. Dini tutum Din, mensuplarının tutum ve davranışlarını şekillendirir (Özbaydar, 1970: 5). Aile, çocuğun sahip olduğu her tutumunda olduğu gibi (Koç, 2008:43) çocuğun bir dini tutum edinmesinde de büyük rol oynar (Murphy ve Newcomb 1937; Horowitz, 1936 akt.: Krech ve Crutchfild, 1999: 209). Bireyin çocukluk döneminde ailesinden izlenimlediği dini tutumlar yetişkinlik döneminde göstereceği dini davranışlar ile bağlantılıdır (Koç, 2008: 43). Dolayısıyla, çocuğun edindiği bir dini tutum ailesinden gözlemlediği ve örnek aldığı dini tutumla doğru orantılıdır (Arslan, 2009). Araştırmada yer alan temel kavramların kavramsal olarak incelenmesinin ardından araştırma konusuyla ilgili literatürde benzer çalışmalara bakılarak literatürdeki eksiklikler ve konuyu destekleyen kısımlar bulunmuştur. Araştırmada etkisi olabilecek cinsiyet, eğitim 91 düzeyi, yaşanılan bölge, ailenin ideolojik yapısı, aile içi iletişim vb. gibi değişkenlerin literatürde de bazı çalışmalarda kullanıldığı tespit edilmiştir. Eğitim düzeyi değişkeninin dindarlık meyili ile ilişkisini araştıran ülkemiz bazında yapılmış çalışmalara bakıldığında, kişinin sahip olduğu eğitim seviyesi yükseldikçe dindarlık meyilinin azaldığı bulgusuna varılmıştır (Kurt, 2009). Kızılaslan (2012) tarafından yapılan “Kente uzaklığın kırsal aile yapısına etkileri” çalışmasında Sivas ili araştırma alanına göre, kente yakın olan köylere bakıldığında kente ait davranışlar ve düşünceler sergileme hususunda kente uzak yaşayanlara göre farklılık göstermektedir ve bunu ailenin şekli, aile düşünce yapısı, eğitim durumu, gelir düzeyi gibi öğeler etkilemiştir. Apaydın (2001) yaptığı “Aile içi iletişimin çocuğun dinsel gelişimine etkisi” konulu araştırmasında Geçmişten günümüze dek değişime uğrayan aile yapısı ve görevleri, geçmişte olduğu gibi gelecekte de yeni nesillerle ilk etkileşimi sağlayan birim olacaktır. Bu savı ile birlikte yaptığı araştırmasında çıkan sonuç şu olmuştur: “Başarılı ve etkili bir dini öğretebilmenin temelinde anne ve babanın öncelikle kendi yaşamları ile çocuklarına örnek olmaları yatıyordur”. Çocuğun ilk çevresi ve sosyalleştiği alan ailesi olduğu için çeşitli konularda rol model olarak da yine ailesini örnek alacaktır (Apaydın, 2001). Apaydın’ın (2001) araştırmasına bakıldığında, aile dini değerlerin ve dini davranışların rol modelidir. Dinî değerler ailede tasvir edilen şekliyle çocuğun dünyasına girer. Bu bağlamda ailede din eğitimi çocuğu derin bir şekilde etkiler. Apaydın (2001), aile içi iletişimin ve ailedeki dini birikimin, dışavurumunun çocuğun dini tutumlarına önemli ölçüde bir etkide bulunduğunu ortaya koymuştur. Kavas (2013) “Demografik değişkenlere göre dini tutum” adlı, araştırmanın evrenini Denizli il merkezinde yaşayan 15 yaş ve üstü bireyler oluşturan araştırmasında dini tutumu, bireyin dinle ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını şekillendirme tarzıdır olarak yorumlamıştır. Demografik sorularla birlikte Dini Tutum Ölçeği (DTÖ) ile yaptığı araştırmanın sonuçlarından ilkinde dini tutumların cinsiyete göre farklılık göstermediği anlaşılmıştır. İkincisinde, yaşın artması ile DTÖ puanının da arttığı gözlemlenmiştir. Üçüncüsünde ise, eğitim düzeyi ile DTÖ puanı ters orantılı olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir sonuçta ise, din eğitimi ile DTÖ puanı ortalaması arasında bireylerin dini tutumları düşünüldüğünde istatiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı ancak ailesinden din eğitimi alanların, almayanlara göre DTÖ puan ortalamasında daha düşük bir puana sahip oldukları bulgularına erişilmiştir. Son olarak, bireylerin din eğitimini dini içerikli kitaplardan almasının dini tutumuna etkisi var olduğu ve dini yayınlardan din eğitimi alanların DTÖ puan ortalamaları almayanlara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kansu (2017)’nun ‘Benlik saygısı ile dini tutumu etkileyen faktörlerin incelenmesi’ adlı çalışmasında, ailelerin tutumuna yönelik ayrılan gruplar arasındaki DTÖ toplam puan ortalamasına bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir fark gözlemlenememiştir. 92 Aile tutumlarından demokratik ile otoriter tutumlarına sahip olanlar arasında bir fark bulunamamıştır. Aydın (2017) tarafından yapılan “Üniversite öğrencilerinin dini tutum ile hayattaki anlam düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi” çalışmasında yukarıdaki çalışmalara ek olarak yaşanılan yer ve çocuğun ailesinin eğitim düzeylerine göre önemli iki sonuca ulaşılmıştır. Sonuçlardan ilkinde, öğrencilerin yaşanılan yer bakımından, hayatlarının çoğunluğunu kırsal bir bölgede geçirenlerin DTÖ puan ortalamasının kentte geçirenlere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir fakat bu yükseklik istatiksel olarak anlamlı bir fark düzeyine ulaşamamıştır [t(235)=1.708, p>0,05]. Çalışmanın ikinci sonucunda ise, öğrencisinin ailesinin eğitim düzeyi önlisans/lisans olanların DTÖ puan ortalamasının ailesinin eğitim düzeyi lise olanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Yaşanılan bölgenin dini tutuma etkisi bakımından Apaydın (2001)’ın yaptığı “Kişilik özelliklerinin dini tutum ve davranışlara etkisi” adlı başka bir çalışmasında köyde yaşayan bireylerin DTÖ puan ortalamasına bakıldığında diğer bölgelerde yaşayan bireylerin DTÖ puan ortalamalarından daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu çalışmada yukarıdaki literatür ışığındaki aile yapısı ve üniversite öğrencilerinin dini vaziyet alışları (tutumları) değişkenleri arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda şu problem cümlesi oluşmuştur: Üniversite öğrencilerinin ait oldukları aile yapılarının dini vaziyet alışlarına direkt olarak bir etkisi var mıdır? Yukarıdaki amaç ve problem cümlesi ışığında da şu hipotezler oluşturulmuştur: 1) Ailenin ideolojik yapısı üniversite öğrencilerinin dini vaziyet alışlarına etkisi vardır. 2) Ailenin dini aktarmadaki isteği üniversite öğrencilerinin dini tutumlarını etkiler. 3) Anne ve babanın yaşadığı yerin dini vaziyet alışlara bir etkisi yoktur. 4) Yaşanılan bölgenin dini tutum üzerinde bir etkisi vardır. 2. YÖNTEM Bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden olan İlişkisel Tarama Modeli kullanılmaktadır. Karasar (2011)’a göre, “İlişkisel Tarama Modeli, iki veya daha çok sayıdaki değişkenler arasında birlikte değişimin olup olmadığını saptamayı hedefleyen tarama yaklaşımıdır. Bu tarama modelinde, değişkenlerin birlikte değişip değişmediğini ve şayet değişkenler arasında bir değişim varsa bu değişimin nasıl olduğu bulunur” (Karasar, 2011). 93 2.1. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Araştırmanın evrenini, yaş, cinsiyet ve inanç gibi değişkenler bakımından ayrım gözetilmeksizin, İzmir Ekonomi Üniversitesi psikoloji bölümü öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, evrenden, gönüllülük esasına göre, çevrimiçi iletişim kanalları üzerinden ulaşılmış 60 kişiden oluşmaktadır. Katılımcıların %73,3’ü kadın ve katılımcıların %26,7’si erkektir. Örneklem, İzmir Ekonomi Üniversitesi psikoloji bölümü öğrencisi olmak dışında bir kriter belirlenmeden Rastlantısal (Gelişigüzel) Örnekleme Yöntemiyle oluşturulmuştur. Dawson ve Trapp (2001) Rastlantısal (Gelişigüzel) Örnekleme Yöntemini şu şekilde açıklamıştır: “Rastlantısal (Gelişigüzel) Örnekleme Yöntemi, araştırmacının saptanan örneklem büyüklüğüne göre herhangi bir şekilde evrenin bir parçasını seçmesidir. Herhangi bir okula gidip saptanacak sayıda rastlanan öğrenciyi olasılıklı olmadan örnekleme alma Rastlantısal Örneklemedir”. 2.2. Veri Toplama Araçları Çalışmada anket kullanılmıştır. Katılımcılara yönlendirilen anketin içeriğinde Gönüllü Onam Formu, Sosyo-Demografik Form ve Dini Tutum Ölçeği kullanılmıştır. 1) Sosyo-Demografik Form (Kişiye ve Ailesine Ait Bilgi Formu) Bu anket; cinsiyet, yaşanılan yer ve ailenin eğitim düzeyi, ailenin ideolojik yapısı, aile içi iletişim, ailenin dini çocuğa aktarma isteği başlıca olmak üzere 15 sorudan oluşmuştur. Araştırmada, öğrencilerin dini tutumları üzerinde etkili olabileceği varsayılan bu değişkenler, soru haline getirilerek ankete konulmuştur. 2) Dini Tutum Ölçeği (DTÖ) Dini Tutum Ölçeği, Allport ve Ross (1967) tarafından geliştirilen İç Güdümlü-Dış Güdümlü Dindarlık Ölçeği’nin sorularından oluşturulmuştur. Ölçeğin Türk kültürüne uyarlanması Ok (2011) tarafından gerçekleştirilmiştir. Ölçek, bireylerin dinle ilgili bilişsel, davranışsal, duygusal boyutlarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Dini Tutum Ölçeği toplam 10 sorudan oluşmaktadır. Soruların yanıtları “Çok katılıyorum (1p)”, “Katılıyorum (2p)”, “Kararsızım (3p)”, “Katılmıyorum (4p)” ve “Hiç katılmıyorum (5p)” olmak üzere 5’li Likert tarzından oluşmaktadır. 1,2,5,8. soruları için düz puanlama sistemi kullanırken; 3, 4, 6, 7, 9 ve 10. sorularda ters puanlama sistemi kullanılarak toplam puanları hesaplanmıştır. Katılımcıların yanıtlarına göre puanın yüksek olması dini tutumlarının da güçlü olduğunu simgelemektedir. Alfa katsayısı 0,90 olarak bulunmuştur (Ok, 2011). 2.3. Prosedür Veri toplama anketi katılımcılara online iletişim kanalları üzerinden gönderilmiştir. Katılımcılar, anketi internet üzerinden, bireysel olarak ve katıldıkları çalışma hakkındaki bilgilendirme metnini (Gönüllü Onam Formu) okuduktan sonra doldurmuşlardır. 94 Katılımcılara yönlendirilen anketin içeriğinde, bağımsız değişkene etki edebileceği öngörülen soruların derlenmesiyle araştırmacı tarafından hazırlanan Sosyo-Demografik Form ve Dini Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Katılımcılar gönüllü onamları alındıktan sonra Sosyo-Demografik Formu’nu doldurmuşlardır. Ardından Dini Tutum Ölçeği sorularını cevaplamışlardır. Katılımcılara yöneltilen anketin verileri Google Forms’da toplanmıştır. 2.4. Verilerin Analizi Çalışmanın istatistikleri SPSS 21.0 paket programı ile gerçekleştirilmiştir. Sürekli sayısal değişkenler ortalama ± standart sapma ve min – max değerleri ile kategorik değişkenler sayı ve yüzde değerleri ile sunulmuştur. Sürekli sayısal değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro Wilk testi ile kontrol edilmiştir. Normal dağılıma uyan sayısal değişkenlerin ikili grup arasında karşılaştırmasında Bağımsız Örneklemler T-testi, ikiden fazla grup arasında karşılaştırılmasında Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) testi kullanılmıştır. İstatistiksel olarak anlamlılığın kaynaklandığı grubun belirlenmesi amacıyla Bonferroni düzeltmesi ile Post-Hoc Tukey testi yapılmıştır. Normal dağılıma uymayan sayısal değişkenlerin ikili gruplar arasında karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Sayısal değişkenler arasında korelasyon ilişkisi Spearman korelasyon testi ile değerlendirilmiştir. p değerinin 0,05’in altında olması istatistiksel anlamlılık sınırı olarak kabul edilmiştir. 3. BULGULAR 3.1. Sosyo-Demografik Değişkenler Katılımcıların %73,3’ü kadındır ve yaş ortalaması 22,22 ± 2,6 yıldır (min – max: 19-34). Katılımcıların ve ebeveynlerinin sosyo-demografik özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo 1. Katılımcıların ve ebeveynlerinin sosyo-demografik özelliklerinin özeti Cinsiyet Erkek 16 (%26,7) Kadın 44 (%73,3) 22,22 ± 2,6 Yaş (yıl) Çocukluğunun büyük bölümünün geçtiği yer Kentsel 53 (%88,3) Kırsal 7 (%11,7) Ebeveynlerine ait özellikler 48,71 ± 5,17 Anne yaşı (yıl) Anne öğrenim düzeyi* İlkokul 11 (%18,6) 95 Ortaokul 8 (%13,6) Lise 22 (%37,3) Üniversite/YO 18 (%30,5) Annesinin yaşadığı yer* Büyükşehir 38 (%64,4) Şehir 16 (%27,1) İlçe 3 (%5,1) Köy 2 (%3,4) 52,98 ± 6,02 Baba yaşı (yıl) Baba öğrenim düzeyi İlkokul 10 (%16,7) Ortaokul 3 (%5,0) Lise 18 (%30,0) Üniversite/YO 29 (%48,3) Babanın yaşadığı yer Büyükşehir 40 (%66,7) Şehir 16 (%26,7) İlçe 1 (%1,7) Köy 3 (%5,0) Ebeveynlerin medeni durumu Evli 54 (%90,0) Boşanmış 4 (%6,7) En az biri ölen 2 (%3,3) *Annesi vefat eden 1 kişi bu soruya cevap vermemiştir. Sayısal değişkenler ortalama ± standart sapma, kategorik değişkenler sayı (yüzde) olarak özetlenmiştir. Ailesinin ideolojik yapısını kişilerin %50’si liberal, %35’i muhafazakar, %28,3’ü otoriter, %23,3’ü milliyetçi, %21,7’si apolitik ve %16,7’si politik olarak tanımlamıştır. Katılımcıların ailesinin diğer özelliklerini tanımlama biçimi Tablo 2’de özetlenmiştir. 96 Tablo 2. Katılımcıların ailesini tanımlama biçimi Ailesinin ideolojik yapısı* Liberal Muhafazakâr Otoriter Milliyetçi Apolitik Politik Ailesinin ekonomik durumu Kötü Orta İyi Çok iyi Çekirdek aile içi iletişim Çok kötü Kötü Orta İyi Çok iyi Ailesinin dine verdiği önem Az Orta Fazla Çok fazla Ailesinin dini aktarmadaki isteği Çok az Az Orta Fazla Çok fazla *Bu soruda birden fazla seçenek işaretlenebilmiştir. Veriler sayı (yüzde) değerleri ile özetlenmiştir. 97 30 (%50,0) 21 (%35,0) 17 (%28,3) 14 (%23,3) 13 (%21,7) 10 (%16,7) 4 (%6,7) 31 (%51,7) 21 (%35,0) 4 (%6,7) 1 (%1,7) 2 (%3,3) 20 (%33,3) 30 (%50,0) 7 (%11,7) 7 (%11,7) 22 (%36,7) 20 (%33,3) 11 (%18,3) 4 (%6,7) 7 (%11,7) 21 (%35,0) 20 (%33,3) 8 (%13,3) 3.2. Dini Tutum Ölçeği Öğrencilerin Dini Tutum Ölçeği puan ortalaması 24,3 ± 7,78’dir (min – max: 10 – 45). Anne öğrenim durumu ile DTÖ arasındaki istatistiksel analize bakmak için ANOVA kullanılmıştır. Anne öğrenim düzeyi grupları arasında DTÖ ölçek puanı bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark vardır (p = 0,048). Hangi değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık gösterdiğine bakmak için Post-hoc kullanılmıştır. Buna göre, annesi üniversite / yüksekokul mezunu olanlarla karşılaştırıldığında, annesi ortaokul mezunu olanların DTÖ ölçek puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazladır (p = 0,032) (Tablo 3). Katılımcı ve ebeveynlerine ait diğer sosyo-demografik özellikler ile DTÖ puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p> 0,05) (Tablo 4). Tablo 3. Anne öğrenim düzeyine göre Post-Hoc DTÖ puan karşılaştırması (I) (J) Mean Std. Anne_öğr Anne_öğr Difference (I-J) Error P İlkokul Ortaokul Lise Ortaokul 95% Confidence Interval Lower Bound Upper Bound -4,57955 3,48577 0,558 -13,8146 4,6555 Lise 1,45455 Üniversite /YO 4,43434 2,77021 0,953 -5,8847 8,7938 2,87097 0,418 -3,1719 12,0406 İlkokul 3,48577 0,558 -4,6555 13,8146 Lise 6,03409 Üniversite /YO 9,01389* 3,09719 0,220 -2,1714 14,2396 3,18763 0,032 0,5687 17,4591 İlkokul -1,45455 2,77021 0,953 -8,7938 5,8847 Ortaokul -6,03409 Üniversite /YO 2,9798 3,09719 0,220 -14,2396 2,1714 2,38421 0,598 -3,3368 9,2964 -4,43434 2,87097 0,418 -12,0406 3,1719 -9,01389 3,18763 0,032 -17,4591 -0,5687 Üniversite/ YO İlkokul Ortaokul 4,57955 Lise -2,9798 2,38421 0,598 -9,2964 3,3368 Tablo 4. Katılımcıların ve ebeveynlerinin sosyodemografik özelliklerine göre dini tutum ölçeği puanının dağılımı 98 Dini tutum ölçeği puan (ort ± SS) Değişkenler p Cinsiyet Erkek 23,44 ± 8,47 0,609 Kadın 24,61 ± 7,59 Çocukluğunun büyük bölümünün geçtiği yer Kentsel 24,04 ± 8 0,477 Kırsal 26,29 ± 5,99 Ebeveynlerine ait özellikler Annesinin öğrenim düzeyi İlkokul 25,55 ± 9,29 0,048 a Ortaokul 30,13 ± 8,89 Lise 24,09 ± 7,24 Üniversite/YO 21,11 ± 5,83b Annesinin yaşadığı yer Büyükşehir 23,79 ± 6,96 0,347 Şehir 26,19 ± 7,98 İlçe 18 ± 0,0 Köy 27,5 ± 24,75 Babasının öğrenim düzeyi İlkokul 25,8 ± 7,79 0,326 Ortaokul 28 ± 7,94 Lise 25,89 ± 8,85 Üniversite/YO 22,41 ± 6,96 Babasının yaşadığı yer Büyükşehir 24,38 ± 7,57 0,132 Şehir 26,19 ± 7,98 İlçe 18 ± 0,0 Köy 15,33 ± 4,62 Ebeveynlerinin medeni durumu Evli 24,35 ± 8 0,650 Boşanmış 21,75 ± 6,29 En az biri ölen 28 ± 2,83 a,b : Farklı harflerle ifade edilen parametreler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardır (p<0,05). 99 Katılımcıların ailesini tanımlama biçimine göre dini tutum ölçeği puanının dağılımı Tablo 5’te gösterilmiştir. Ailesini muhafazakâr olarak tanımlamayanlarla karşılaştırıldığında, ailesini muhafazakâr olarak tanımlayanların DTÖ puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazladır (p = 0,005). Kişilerin ailesinin dine verdiği önem düzeyine göre DTÖ puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde değişmektedir (p <0,001). Buna göre, ailesi dine fazla önem verenlerin puanı az ve orta önem verenlerden (sırasıyla, p = 0,011, p = 0,040), ailesi dine çok fazla önem verenlerin puanı, az, orta ve fazla önem verenlerden (sırasıyla, p <0,001, p <0,001, p = 0,021) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksektir. Öğrencilerin ailesinin dini aktarmadaki istek düzeyine göre DTÖ puanının anlamlı düzeyde değiştiği belirlenmiştir (p <0,001). Buna göre, ailesinin dini aktarma isteği çok fazla olanların DTÖ puanı, çok az, az, orta ve fazla olanlardan (sırasıyla, p = 0,001, p <0,001, p <0,001, p = 0,034), ailesinin dini aktarma isteği fazla ve orta olanların DTÖ puanı, az olanlardan (sırasıyla, p = 0,001, p = 0,044) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksektir (Tablo 5). Tablo 5. Katılımcıların ailesini tanımlama biçimine göre dini tutum ölçeği puanının dağılımı Dini tutum ölçeği puan (ort ± Değişkenler P SS) Ailesinin ideolojik yapısı Liberal Evet 22,4 ± 6,61 0,058 Hayır 26,2 ± 8,48 Apolitik Evet 22,38 ± 4,91 0,320 Hayır 24,83 ± 8,37 Otoriter Evet 25,35 ± 6,66 0,514 Hayır 23,88 ± 8,21 Milliyetçi Evet 21,71 ± 7,6 0,157 Hayır 25,09 ± 7,74 Muhafazakar Evet 28,62 ± 8,91 0,005 Hayır 21,97 ± 6,02 Politik Evet 24 ± 7,99 0,895 Hayır 24,36 ± 7,82 Ailesinin ekonomik durumu Kötü 30,25 ± 10,56 0,386 100 Orta 24,52 ± 7,74 İyi 22,86 ± 7,01 Çok iyi 24,25 ± 9,5 Çekirdek aile içi iletişim Çok kötü 27 ± 0,0 0,542 Kötü 30,5 ± 7,78 Orta 22,2 ± 8,06 İyi 25 ± 7,52 Çok iyi 25,14 ± 8,59 Ailesinin dine verdiği önem Az 17,29 ± 2,14a <0,001 Orta 20,77 ± 6,76a Fazla 25,95 ± 5,81b Çok fazla 32,82 ± 6,87c Ailesinin dini aktarmadaki isteği Çok az 18,25 ± 2,06ab <0,001 a Az 15,29 ± 3,45 Orta 22,81 ± 4,78b Fazla 26,4 ± 7,81b Çok fazla 33,88 ± 6,4c a,b,c : Farklı harflerle ifade edilen parametreler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardır (p<0,05). Katılımcıların ve ebeveynlerinin yaşı ile DTÖ puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon ilişkisi saptanmamıştır (p> 0,05) (Tablo 6). Tablo 6. Katılımcıların dini tutum ölçeğinden aldıkları puan ile yaş ve ebeveyn yaşı arasında korelasyon ilişkisi Dini tutum ölçeği puan Değişkenler r P Yaş (yıl) 0,051 0,697 Anne yaşı (yıl) -0,003 0,981 Baba yaşı (yıl) -0,031 0,817 101 4. SONUÇ VE TARTIŞMA Çalışmanın amacı, aile yapısı ve üniversite öğrencilerinin dini vaziyet alışları (tutumları) değişkenleri arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılmasını araştırmaktır. Araştırmanın örneklemi, Rastgele Örnekleme Yöntemiyle ulaşılmış 60 kişiden oluşmaktadır. Katılımcıların %73,3’ü kadın ve katılımcıların %26,7’si erkektir. Bu araştırmada ise katılımcıların annesi üniversite / yüksekokul mezunu olanlarla karşılaştırıldığında, annesi ortaokul mezunu olanların DTÖ puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazladır (p = 0,032). Kavas (2013) ve Kurt (2009)’un yaptığı araştırmalarında bulduğu sonuca göre eğitim düzeyi ile dindarlık eğiliminin ters orantılı olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu bulgular araştırmayı destekler niteliktedir. Yapılan çalışmada yaşanılan bölge değişkeni ile dini tutum arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Apaydın (2001)’in yaptığı çalışmada yaşanılan bölgenin dini tutuma bir etkisi olup olmadığını incelemiş ve sonuç olarak; köyde yaşayan bireylerin DTÖ puan ortalamasına bakıldığında diğer bölgelerde yaşayan bireylerin DTÖ puan ortalamalarından daha yüksek olduğu görülmüştür. Apaydın (2001), aile içi iletişimin ve ailedeki dini birikimin, dışavurumunun çocuğun dini tutumlarına önemli ölçüde bir etkide bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmanın sonucunda ise katılımcıların ailesinin dine verdiği önem düzeyine göre DTÖ puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde değişmektedir (p <0,001). Buna göre, ailesi dine fazla önem verenlerin puanı az ve orta önem verenlerden (sırasıyla, p = 0,011, p = 0,040), ailesi dine çok fazla önem verenlerin puanı, az, orta ve fazla önem verenlerden (sırasıyla, p <0,001, p <0,001, p = 0,021) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksektir. Kansu (2017)’nun çalışmasında, Dini Tutum Ölçeği toplam puan ortalamaları bakımından, aile tutumu grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark bulunamamıştır. Demokratik aile tutumu olan gruptaki katılımcılarla, otoriter aile tutumu olan katılımcılar arasında fark bulunamamıştır. Bu çalışmada, ailesini muhafazakâr olarak tanımlamayanlarla karşılaştırıldığında, ailesini muhafazakâr olarak tanımlayanların DTÖ puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Kavas (2013)’ın araştırmasının sonucunda dinî tutumların cinsiyete göre farklılık göstermediği anlaşılmaktadır. Bu araştırmada da katılımcıların cinsiyeti ile dini tutumları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Çalışmanın sınırlılığı, katılımcıların çoğunluğunun kadın katılımcılardan oluşmasıdır. Bu sınırlılığın sebebi Psikoloji bölümünde kız öğrenci sayısının erkek öğrencilerden daha fazla olmasıdır. İleride yapılacak çalışmalarda kadın ve erkek dengesinin olduğu bir popülasyonun seçilerek araştırmaya dahil edilmesinde belki de bir anlam çıkacaktır. Sonuçlardan hareketle, araştırmanın başında oluşturulan hipotezlerden anne ve babanın eğitim durumunun üniversite öğrencilerinin dini tutumlarına etkisi vardır hipotezi ile verilerin analizinin sonucu uyuşmaktadır. Verilerin sonucunda katılımcıların annesi 102 ortaokul mezunu olanların DTÖ puanı istatiksel olarak anlamlı düzeyde fazladır. Ailenin ideolojik yapısı üniversite öğrencilerinin dini vaziyet alışlarına etkisi vardır hipotezi ile araştırma sonucu uyuşmaktadır. Katılımcılardan ailesini muhafazakâr olarak tanımlayanların DTÖ puanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir hipotez olan ailenin dini aktarmadaki isteği üniversite öğrencilerinin dini tutumlarını etkiler hipotezi ile araştırma sonucunda tespit edilen ailesinde dini aktarma isteği çok fazla olanlar az, orta ve fazlaya göre DTÖ puanına göre anlamlı düzeyde daha fazla olduğu ile uyuşmaktadır. Son olarak, yaşanılan bölgenin dini tutuma bir etkisi vardır hipotezi araştırma sonucuyla uyuşmamaktadır. Yaşanılan bölge ile üniversite öğrencilerinin dini tutumları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır ve bu hipotez desteklenmemiştir. 103 KAYNAKÇA Apaydın, H. (2001), Aile içi iletişimin çocuğun dinsel gelişimine etkisi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 12(12-13), 319-337. Apaydın, H. (2001), Kişilik Özelliklerinin Dini Tutum ve Davranışlara Etkisi, Doktora Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Arslan, H. (2009). Dinî Tutumların Oluşum, Gelişim ve Değişimi, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 9(1), 77-96. Aydın, C. (2017). Üniversite Öğrencilerinin Dini Tutum İle Hayattaki Anlam Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Itobiad: Journal of the Human & Social Science Researches, 6(4). Canatan, K. (2011), “Aile Kavramının Tanımı”, Canatan, K. ve Yıldırım, E. (ed.) Aile Sosyolojisi içinde, Genişletilmiş 2. Baskı, Açılımkitap, İstanbul, 53- 64. Canatan, K. ve Yıldırım, E. (2011), Aile Sosyolojisi, Açılım Kitap, İstanbul. Cirhinlioğlu, Z. ve Ok, Ü. (2013), Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Modernite, (1), Ankara: Nobel Yayınevi, 6. Dawson B. ve Trapp R.G. (2001), Temel ve Klinik Biyoistatistik, 3. Baskı, McGraw-Hill Tıbbi Yayıncılık, 69-72. (Dawson B. ve Trapp R.G. (2001), Basic & Clinical Biostatistics, 3rd Edition, McGraw-Hill Medical Publishing Division, 69-72.) Eyce, B. (2000), Tarihten Günümüze Türk Aile Yapısı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, 1(4), 223-244. Gürler, A. (2005), Çocuğun Suça Yönelmesinde Aile Faktörünün ve Akran Gruplarının Rollerinin İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kağıtçıbaşı, Ç. (1979), İnsan ve İnsanlar: Sosyal psikolojiye giriş (3. Baskı). Cem Ofset ve Matbaacılık Yayınları Karasar, N. (2011), Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Nobel Yayınları Karslı, E. (2019), Modernleşme Sürecinde Çözülen Aile Yapisi ve Kadinin Yeniden İnşası, Uluslararası Hukuk ve Sosyal Bilim Araştırmaları Dergisi, 1(1), 1-14. Kavas, E. (2013), Demografik değişkenlere göre dini tutum. Akademik Bakış Dergisi, 38, 1-20. Kızılaslan, N. (2012), Kente uzaklığın kırsal aile yapısına etkileri, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 2(3), 141-162. 104 Koç, M. (2008), Yetişkinlik Döneminde Dindarlık ile Benlik Kavramı Değişkenleri Arasındaki İlişki, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi Krech D. ve Crutchfıld, R. S. (1999), Sosyal Psikoloji, Çeviri: Erol Güngör, İstanbul: Ötüken Yayınları Kurt, A., (2009), Dindarlığı Etkileyen Faktörler, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt:18, Sayı:2, 20. Ok, Ü. (2011), Dini Tutum Ölçeği-Ölçek Geliştirme ve Geçerlik Çalışması, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 8, 2, 529-549. Özbaydar, B. (1970), Din Ve Tanrı İnancının Gelişmesi Üzerine Bir Araştırma, İstanbul: Baha Matbaacılık. Tural, S. (2006a), Tarihten Destana Akan Duyarlılık, 5. Baskı, Ankara: Yüce Erek Yayınevi. 105