İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU Travmatik Yaşantılar Gerçek bir ölüm veya ölüm tehdidinin bulunduğu, ağır yaralanmanın veya fiziksel bütünlüğe yönelik bir tehdidin ortaya çıktığı ve kişinin kendisinin yaşadığı ya da şahit olduğu olaylar travmatik yaşantılar olarak tanımlanmaktadır (APA, 1994). Travmatik yaşantıları 2 ana grupta inceleyebiliriz 1. İnsanlar tarafından yaratılan travmatik olaylar Savaş, işkence, taciz, kazalar vs. 2. Doğal olaylar Sel, deprem, ani ölüm vs. Genellikle travmatik olaylar, aniden ortaya çıkarlar, tehlikeli ve ezicidirler. Travmatik olaylar ortaya geri çekilme, korku ve kaçınma çıkarmaktadırlar. Travmatik olayların etkisi saniyeler, saatler ve günler boyu sürebilmektedir. Travmatik yaşantılar, günlük yaşama olaylarıyla uyumu sağlayan başa çıkma yollarının iflas etmesine neden olabilir. Travmatik yaşantılara verilen tepkiler, “normal dışı bir olaya verilen normal tepkiler” olarak tanımlanmaktadır. Travmatik yaşantılardan sonra gösterilen tüm tepkiler önemlidir ve üzerinde durulması gerekir. Travmatik olaylardan sonra ortaya iki durum çıkabilir: 1. Akut Stres Bozukluğu (ASB) 2. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu arasındaki en önemli fark zaman ayrımıdır. ASB, en az 2 gün, en fazla 4 hafta sürer. Olaydan sonraki 4 hafta içerisinde ortaya çıkar. TSSB’de ise herhangi bir zaman sınırlaması yapılmamaktadır. TSSB’nin belirtileri 3 ana kategoride toplanmıştır: Travmatik olayı tekrar yaşama Olayla ilgili uyarıcılardan kaçınma ya da tepki verme düzeyinde azalma Artmış uyarılma belirtileri Travmatik olayı tekrar yaşama Olay sıkça hatırlanır ve olayla ilgili kabuslara sıklıkla rastlanır. Olayı sembolize eden uyarıcılara ve belli olayların yıl dönümlerine karşı aşırı duygusal veya fiziksel tepki gösterilir. Olayla ilgili uyarıcılardan kaçınma Kişi travmayı hatırlatacak şeylerden uzak durmaya çalışır. Olayla ilgili amnezi yaşayabilir. Başkalarına ilgide azalma, boğuluyormuş duygusu ve olumlu hissedememe ortaya çıkabilir. Artmış uyarılma belirtileri Uykuya dalma ve uykuyu devam ettirme güçlükleri, Dikkati toplayamama, Aşırı uyarılmış olma durumu, Abartılmış irkilme tepkileri görülür. TSSB ile ilgili diğer belirtiler: Kaygı Depresyon Kızgınlık Suçluluk Madde kullanımında artış Evlilik sorunları İş güçlükleri İntihar veya şiddet düşünceleri Sırt, baş, mide ağrısı gibi stresle ilgili psikofizyolojik tepkiler Çocuklukta TSSB Travmanın niteliği, şiddeti; anne-babanın olaya veya duruma verdiği tepki, duygu ve anlamlar, toplumun olayla ilgili temel değer yargıları, çocuğun kişilik yapısı, gelişim düzeyi, içinde bulunduğu ortam, travmanın çocuğun hayatında yarattığı değişiklikler, travmanın tekrarlanma olasılığı, beklentiler, koruyucu etkenler ve çocuğun yaşı gibi faktörler TSSB oluşup oluşmamasını etkiler (Rossman ve ark, 1997). Çocuklarda TSSB, yetişkinlerden farklı şekillerde görülmektedir. Uyku ve yeme bozukluklarına rastlanmaktadır. Aşırı bağımlılık gösterebilirler. Çocukta davranış değişiklikleri görülebilir. Örneğin çocuğun aniden içe kapanması yada sessiz bir çocuğun saldırgan ve gürültücü olması gibi. Çocuklar kazandıkları gelişimsel becerileri kaybedebilirler (tuvalet alışkanlığı, konuşma gibi) NEDENLERİ Kişide önceden var olan biyolojik ve psikososyal etkenler ile travmadan önce ve sonra gelen olaylar bozukluğun çıkmasında etken olabilir. Biyolojik görüşe göre, travma noradrenerjik (Uçlarından noradrenalin salgılanan sempatik sinir sisteminin sinir telleri) sisteme zarar vererek norepinefrin(kalp atım hızını ve kan basıncını ayarlayan hormon) düzeylerini yükseltir ve normallere kıyasla daha fazla duygusal tepki vermesine yol açar. NEDENLERİ Horowitz (1990) tarafından ileri sürülen psikodinamik görüşe göre travmatik olay kişinin zihninde sürekli olarak tekrarlanır ve o kadar acı verici olur ki ya bilinçli olarak uzaklaştırılır ya da bastırılır. Kişinin travmayı kendisi ve dünyayla ilgili varolan inanç sistemiyle bütünleştirebilmesi için bir iç mücadele yaşadığına inanılır Davison ve Neale, 2004) NEDENLERİ Mowrer’in (1960) öğrenme modeline göre, travmatik yaşantı sırasında nötr olan bir çok uyaran koşulsuz uyarıcı ile eşlenmekte ve korku ortaya çıkaracak koşullu uyaranlara dönüşmektedir. Varoluşçu yaklaşıma göre travmatik olayla yüzleşen kişi aynı zamanda kendi ölümlülüğü, yaşama dair mutlak sorumluluğu, mutlak yalnızlığı ve yaşamın derin anlamsızlığıyla yüzleşmektedir. Bu yüzleşmeden kaçınmak için yoğun bir şekilde savunma mekanizmalarını kullanan kişiler, travmatik yaşantılardan daha fazla etkilenebilmektedir. Travma Sonrası Büyüme Travmatik yaşantılar, sıkıntı yaratan pek çok belirti ortaya çıkarsa da, bazı durumlarda kişisel gelişim için bir fırsat olabilmekte, travma öncesine göre daha iyi bir işlevsellik düzeyine ulaşılabilmektedir. Travma sonrası ortaya çıkan olumlu değişmeleri “travma sonrası büyüme” olarak tanımlamaktayız. Travma Sonrası Büyüme Travma sonrası büyümede olayı yaşayan kişiler 3 alanda olumlu değişiklik belirtmektedir. 1. Kişiler arası alanda gelişme olmakta 2. Kişilerin kendilerine bakış açıları değişmekte 3. Kişilerin yaşama bakış açıları değişmektedir. TEDAVİ TSSB ile çalışırken uzmanlar imgelemde maruz bırakma tekniğini kullanmaktadır. Danışan TSSB konusunda bilgilendirilir. Böylece verilen tepkilerin normal olduğunun farkına varılması sağlanır. Tedavide gevşeme ve nefes egzersizleri önemli yer tutmaktadır. Atılganlık eğitimi ve eş tedavisine başvurulabilir. Tedavide sosyal destek önemli yer tutmaktadır. TEŞEKKÜRLER