T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ BİRİMİ YÜRÜYEN ROBOTİK SİSTEMLER İÇİN AYAK TASARIMI, ANALİZİ VE İMALATI Proje No: Bilimsel Araştırma Projesi SONUÇ RAPORU Proje Yürütücüsü: Dr.Öğr.Üyesi Davut AKDAŞ Mühendislik Fakültesi Araştırmacı: Doktora Öğrencisi Ömer PEKDUR Mühendislik Fakültesi Aralık 2020 BALIKESİR 2 ÖNSÖZ 3 İÇİNDEKİLER ÖZET ABSTRACT 1. GİRİŞ 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Elastik Aktüatörler 2.2. Seri Elastik Aktüatörler 2.3. Hava Yayı 2.4. Robot 14 2.4.1. Robot Tarihçesi 2.4.2. Robotların Gelişim Aşamaları 2.4.3. Robotların Sınıflandırılması 2.4.4. İnsansı Robotlar 2.4.4.1. İnsansı Robotların Gelişimi 2.4.5. Robotik Kollar 2.4.5.1. Robotik Kolların Çeşitleri 3. GEREÇ VE YÖNTEM 3.1. Deneysel Hava Yayı Çalışması 3.2. Birinci Tasarım: Düşük Güçler İçin 3.3. İkinci Tasarım: Yüksek Güçler İçin 3.4. Üçüncü Tasarım: Düşük Güçler İçin İkinci Versiyon 3.5. Robot Bacak Tasarımı 4. BULGULAR VE TARTIŞMA 5. KAYNAKLAR Sayfa 7 8 9 9 10 11 13 15 17 17 17 18 19 20 24 24 24 29 33 36 37 38 4 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 2.1: Paralel ve seri elastik aktüatör kullanım örnekleri Şekil 2.2. SEA’nın şematik gösterimi. Şekil 2.3. Seri Elastik Aktüatör Şekil 2.4. Seri elastik aktüatörde oluşan kuvvetler ve yönleri. Şekil 2.5 Hava yayı karakteristiği. Şekil 2.6 Abaküs Şekil 2.7 İskenderiye'li Heron'un Otomatı Şekil 2.8 Asimo ailesi Şekil 2.9 Toyota’nın koşan robotu Şekil 2.10 İnsansı robot örnekleri Şekil 2.11 Çeşitli robot kol tasarımları Şekil 2.12 İnsan ve robot kolunun karşılaştırılması Şekil 2.13 Direkt bağlanan aktüatörler Şekil 2.14 Robot kol örnekleri Şekil 2.15 Hibrit robot tasarımı Şekil 2.16 Robot çiğ yumurta taşırken Şekil 2.17 Robotun kontrolü Şekil 2.18 Robot kolu ve manipülatörü Şekil 3.1 Hava yayına dönüştürülen körük Şekil 3.2 Bilgisayarlı yay basma cihazı Şekil 3.3 Hava yayı karakteristiği çıkarma deneyi Şekil 3.4 Cihazdan alınan yay sabiti grafiği Şekil 3.5 Hava yayı karakteristik grafiği Şekil 3.6 SEA’nın katı modeli Şekil 3.7 SEA’yı oluşturan parçaların katı modeli Şekil 3.8 İmal edilen parçalar. Şekil 3.9 Montajı tamamlanan SEA. Şekil 3.10 Tasarımı yapılan hava yayı Şekil 3.11 Deney düzeneği. Şekil 3.12: İlk üç testin grafikleri Şekil 3.13: Daha sonraki üç testin grafikleri Şekil 3.14: Son iki testin grafikleri Şekil 3.15: Tüm testlerin grafikleri Şekil 3.16 Monte edilmiş hava yayı. Şekil 3.17 Yüksek güçlü seri elastik aktüatörün taslak tasarımıdır Şekil 3.18 SEA tasarımı Şekil 3.19 İmalatı gerçekleştirilen SEA Şekil 3.20 Vidalı mil Şekil 3.21 SEA deneysel test düzeneği örneği Şekil 3.22 SEA deneysel test düzeneği 5 Sayfa 10 11 12 13 14 15 15 18 19 19 20 20 21 21 22 22 23 23 24 25 25 26 27 27 28 28 29 29 30 31 31 32 32 33 33 33 34 34 35 35 Şekil 3.23 SEA’nın çalışırlığının görüldüğü robot ayağı çizimi 36 TABLO LİSTESİ Tablo 3.1 Hava yayı karakteristik tablosu Tablo 3.2: İlk üç test için hava yayı karakteristik tablosu Tablo 3.3: Daha sonraki üç test için hava yayı karakteristik tablosu Tablo 3.4: Son iki test için hava yayı karakteristik tablosu Tablo 3.5 DC Motorun Özellikleri 6 Sayfa 26 30 31 32 34 ÖZET Yaptığımız projede amacımız çoklu yay sabitine sahip Seri Elastik Aktüatör tasarlamak ve imal etmektir. İnsanın doğal kol ve bacak hareketlerini taklit edebilecek şekilde tasarlanan robotlarda ve dış iskelet sistemlerinde Seri Elastik Aktüatörler (SEA) kullanılmaktadır. Bu robotların ve dış iskeletlerin hareket mekanizmalarında kullanılan SEA sayesinde eklem hareketleri istenilen hassasiyette ve kuvvette yaptırılabilmektedir. Mevcut SEA 'lerde çeşitli elastik malzemeler veya yaylar kullanılmaktadır. Kullanılan tüm elastik malzemelerin ve yayların yay sabiti tek olması nedeniyle imal edilen tüm SEA 'lar tek bir karakteristik özelliğe sahiptir. Bu projede yapılan SEA 'da hava yayı kullanılmıştır. Tasarımı yapılan SEA 'da kullanılan hava yayının iç basıncı ayarlanabilirdir. İç basıncın değiştirilebiliyor olması nedeniyle SAE'de kullanılan hava yayının yay sabiti değiştirilebilmektedir. Bu sayede tasarlanan SAE'nın kullanılacağı yerlere, yapacağı hareket tarzlarına, hareket hızlarına ve maruz kalacağı darbelere göre kendisine etki edecek kuvvetleri farklı şekillerde karşılayacaktır. Bu sayede SAE'nin ileride kullanılacağı muhtemel robot ve dış iskelet tasarımlarında, yaptırılacak hareketlerin her zaman insanın doğal kol ve bacak (yürüme, koşma, zıplama, ağırlık kaldırma, yumruk atma vb.) hareketlerine en yakın şekilde olması sağlanacaktır. Projemizin ilk aşamasında SAE'de kullanılan hava yayının farklı iç basınçlardaki sahip olduğu yay sabiti değerleri çıkarılmıştır. Bu aşamada yapılan deney düzeneği ve otomatik yay tansiyon cihazı sayesinde kullanılacak hava yayının yay sabiti eğrileri hesaplanarak elde edilen veriler sayesinde tasarlanan ve imalatı gerçekleştirilen SEA 'nın kontrol algoritması yaratılabilmiştir. Projemizin ikinci aşamasında bilgisayar destekli tasarım yapılarak imal edilen SEA 'nın imalat ve montaj resimleri çizilmiştir. Yapılan resimler doğrultusunda tasarlanan SEA 'nın imalatı gerçekleştirilmiş, ardından kontrol için gerekli olan nihai iç basınç / kuvvet karakteristiği çıkarılmıştır. Projemiz in son aşamasında mekanik olarak imalatı gerçekleştirilen SEA 'nın kontrol ve elektronik sistemlerinin tasarım ve imalatı gerçekleştirilerek statik ve dinamik analizleri gerçekleştirilmiştir. Projemiz in özgün değeri olarak, ileriki dönemde robotlarda ve dış iskeletlerde kullanılabilecek literatürde yer almayan bir çoklu yay sabitine sahip Seri Elastik Aktivatör tasarlanmış, imal edilmiş, statik ve dinamik analizleri yapılmıştır. Anahtar Kelimeler : Robot tasarımı, Dış iskelet tasarımı, Seri elastik aktüatör, Hava yayı. 7 ABSTRACT Our goal in the project is to designed and manufactured a Series Elastic Activator with multiple spring constant. Series Elastic Activators (SEA) are used in robots designed to mimic human natural limb movements and in exoskeleton systems. By using SEA in the movement mechanisms of these robots and exoskeletons, joint movements can be made with the desired precision and strength. Various elastic materials or springs are used in ex isting SEAs. Since all elastic materials and springs used have a single spring constant, all manufactured SEAs have a single characteristic feature. In this project, the air spring is used in the SEA . The internal pressure of the air spring to be used in the SEA to be designed is adjustable. Since the internal pressure can be changed, the spring constant of the air spring used in the SEA is adjustable. This way the designed SEA meets the forces that affect it depending on where it is used, type of moves it performs, movement speeds and impacts it is exposed to in different ways. This ensures that the movements to be made are always the closest to the movements of the natural arm and leg (walking, running, bouncing, weight lifting, punching, etc.) in probable robot and exoskeleton designs that the SEA will be able to use in the future. In the first phase of the project, the spring constant values of the air spring to be used in SEA at different internal pressures is deducted. The experimental setup to be built in this phase and the automatic spring tension device is used to calculate the spring constant curve of the air spring to be used and the control algorithm of the SEA to be designed and manufactured is created by means of the obtained data. In the second phase of the project, the production and installation drawings of SEA which is produced by computer aided design is drawn. The final internal pressure / force characteristic required for the control is derived after the construction of the SEA designed in line with the drawings is performed. In the final phase, control and electronics systems of the SEA , which is mechanically manufactured, is designed and its static and dynamic analysis' is realized. The original value of our project is to is designed, manufactured and analyzed static and dynamic static elastic actuators with multiple spring constants which can be used in robots and exoskeletons in the future. Keywords : Robot design, exoskeleton design, Series elastic actuator, air spring. 8 1. GİRİŞ Gerçekleştirdiğimiz projenin amacı, doğal dinamikleri kullanarak insan kol ve bacak hareketlerini taklit edebilecek bir robot ayak veya kol tasarımında kullanılabilecek çoklu yay sabitine sahip Seri Elastik Aktüatör (SEA) tasarlanması, tasarıma göre imalatın gerçekleştirilmesi ve SEA 'nın robot ayak veya kol sisteminde uygunluğunun ve çalışabilirliğinin kontrol edilmesidir. Proje çalışmamıza, imalatını yaptığımız SEA 'da kullanılan hava yayının değişik iç basınçlardaki yay sabiti karakteristiğinin deneysel olarak çıkarılmasıyla başladık. Çünkü tasarımımızda kullanılan hava yayının imalatçısı tarafından çıkarılmış herhangi bir yay karakteristik grafiği bulunmamaktadır. Bu karakteristiğe sahip olmak projenin önemli aşamalarından birini ihtiva etmektedir. Çünkü tasarlanan SEA 'nın kontrolünde deneysel olarak elde edilen bu veriler kullanılmıştır. Elde edilen verilerin kesinliği, tasarımı gerçekleştirilen SEA 'nın kontrol hassasiyetini ve muhtemel kullanım alanları olan robot ve dış iskelet hareket hassasiyetini sağlamaktadır. Projemizin ikinci aşamasında, robot ayak veya kol sistemlerinin, insanın doğal dinamiklerinin kullanarak hareket etmesini sağlayan çoklu yay sabitine sahip SEA 'ün tasarımı yapılmıştır. Bu aşama bilgisayarlı tasarım aşamasıdır. Bilgisayarlı tasarım aşamasında Solidworks programı kullanılmıştır. Kullanılan program sayesinde tasarlanan SEA 'nın ayrıntılı imalat ve montaj resimleri yapılabilmiştir. Ayrıca çizilen üç boyutlu parçaların montaj aşamasında nasıl hareket ettikleri ve çalışma şekilleri bilgisayar ortamında imalatı yapılmadan görülebilmiştir. Böylece imalat sırasında oluşabilecek aksaklıklar en aza indirilebilmiştir. Bu aşamada imalatta kullanılan malzeme çeşitleri de seçilmiştir. Projemizin bir sonraki aşamasında, hava yayı kullanılacak SEA 'nın yapılan tasarıma göre imalatı gerçekleştirilmiştir. SEA’nın imalatı sırasında. Çeşitli talaşlı imalat tezgahları (torna, freze, matkap), üç boyutlu yazıcı ve CNC tezgahı kullanılmıştır. Projemiz in daha sonraki aşamasında, daha önce karakteristiği çıkarılmış hava yayının tasarımdaki davranışı kontrol edilmiş ve nihai iç basınç / kuvvet karakteristiği deneysel olarak belirlenmiştir. Daha sonra SEA 'nın kontrol ve elektronik sistemlerinin tasarımı ve imalatı yapılmıştır. 9 Projemiz in daha sonraki aşamasında imalatı gerçekleştirilen ve elektronik olarak kontrol edilen SEA 'nın statik ve dinamik analizleri yapılmıştır. Projemiz in son aşamasında imalatı ve analizleri biten SEA 'nın robot ayak veya kol sisteminde çalışabilirliği ve uygunluğu kontrol edilmiştir. Proje çalışması aşamasında farklı robot tiplerinde kullanılabilecek üç farklı SEA tasarımı, imalatı ve analizleri yapılmıştır. 2. GENEL BİLGİLER Projemizin literatür çalışmasında özellikle üç çeşit tasarımını yaptığımız Seri Elastik Aktüatörlerden (SEA), SEA 'nın tasarımında kullandığımız hava yaylarından, SEA 'nın uygunluğunun ve kullanılabilirliğinin kontrol edildiği robot ayak ve kol sistemlerinden bahsedeceğiz. 2.1 Elastik Aktüatörler Aktüatörlerin karakteristikleri hareket oluşturmada ve kontrolünde anahtar elemanlardır. Canlılardaki hareket kabiliyetleri ve hareket esnasındaki enerji depolama özellikleri, canlılardaki ile kıyaslanabilir özellikte aktüatör olmaması nedeniyle, günümüzde gerçekleştirilen makinalarca yakalanamamaktadır. Canlıların kaslarının mekanik yapısı ve nörolojik kontrol yöntemi, özellikle eklemlerin sürekli ve gerçek zamanlı empedanslarının değiştirilebilmesi açısından, günümüz robotlarının çok ötesindedir. Günümüzdeki robot yapılarında genellikle eklemlerin konum kontrolü yapılmaktadır. Robot kolu istenen konuma geldiğinde bu konumu, dışarıdan bozucu kuvvetler uygulansa bile korur (ideal olarak sonsuz empedans durumunda) [1]. Bu yüksek empedans, motor şaftına bağlı yüksek dişli oranına sahip dişli kutusunca sağlanmaktadır. Endüstriyel robotlar için bu istenen bir durumdur, fakat çevresi ile etkileşen robotlar için eklem empedanslarının değiştirilebilir olması istenir [2]. Bu nedenle bir çok robot uygulamasında elastik aktüatörler kullanılmaktadır. Elastik Aktüatörlerin etkisini oluşturabilecek farklı mekanik yapıların pratikte uygulandığını görmekteyiz. Bu elemanların tüm türevleri karakteristik olarak kinetik enerjinin depolanması ve darbe emilmesi ortak özelliklerini taşımakla birlikte farklı fiziksel prensiplerle istenen eklem empedansı elde edilmektedir. Elastik Aktüatörler, robot veya dış iskeletlerde kullanılan hareket mekanizmalarıdır. Elastik aktüatörler, motor ile kuvveti ileten elastik elemanın birleşiminden oluşan bir mekanizmadır. İki çeşit elastik aktüatör bulunmaktadır[3]: a. Seri elastik aktüatörler b. Paralel elastik aktüatörler 10 Şekil 2.1: Paralel ve seri elastik aktüatör kullanım örnekleri Bizim çalışmamızda seri elastik aktüatör üzerine çalışıldığından bundan sonra o konuda bilgiler verilecektir. 2.2 Seri Elastik Aktüatörler Seri Elastik Aktüatörler yüksek oranda kuvvetin kontrol edildiği aktüatörlerdir [4]. Gill Pratt ve Matthew Williamson tarafından MIT AI Labratuvarında bulunmuştur [5]. Ayaklı robotlarda, robot kollarda, protezlerde ve dış iskeletlerde kullanılmaktadır. Seri elastik aktüatörde bir yay seri olarak motorun veya dişli kutusunun çıkışına yerleştirilmiştir. Aktüatörün çıktı kuvveti yayın sıkışmasına bağlıdır. Hooke kanununa göre çalışır (F=kx). Yayın sıkıştırılması üzerinden geri besleme alınarak kontrolü yapılır. Çıkış gücü böylece kontrol edilir. Yayın pozisyonu kontrol edilebilir bir cihaza dönmesinden dolayı, motor ve dişli kutusu da kuvvet kontrol edilebilir alete döner. Seri elastik aktüatörler içsel elastik yapıya sahip olduklarından, özellikle darbe şeklindeki yüklerin enerjilerinin emilmesinde diğer yapılara göre avantajlara sahiptir [5-19]. Elastik elemanlar, çıkışı yüksek empedansa sahip olan tahrik elemanlarına (yüksek dişli oranlı elektrik motorları) seri olarak bağlanmaktadır. Belirli empedans değerlerinin her zaman yakalanması için, elastik elemanlar her zaman ön yükleme altında olmak zorundadır. Bunun için aşağıda şekil 1 de gösterilen birbirleri ile zıt çalışan (antagonistik) yapı ve değişik türevleri kullanılmaktadır. Bu şekilde iki adet yay elemanın motor1 ve motor2 tarafından belirli oranlarda zıt veya birbirine göre aynı yönde ve farklı kuvvetlerde sürülmesi ile istenen çıkış empedansı sağlanmaktadır. Bu basit yapının dezavantajları eklem torkunun tek bir motorun azami torkundan daha fazla olamaması ve yayın uzama sınırlarında tork elde edilememesidir [20]. 11 Şekil 2.2. SEA’nın şematik gösterimi. Literatürde her bir yayın ayrı ayrı veya birlikte başka yay elemanlarına bağlanması ile motorların tork-yay elemanlarının hareket sınırları geliştirilmiştir [21]. Başka bir çalışmada ise Şekil 2.1’dekinden farklı olarak her bir motora sağlı-sollu iki adet yay elemanı bağlandığı ve bunun yay davranışını olumlu geliştirdiği sunulmuştur [22]. Fakat her bağlantı şeklinde sürülen eklem empedansı ve eklem konumu motorların birbiri ile senkronize çalışmasıyla gerçekleşmekte ve eklem konumu ve eklem empedansı aynı motor çifti ile sağlanmaktadır. Bazı çalışmalarda üçüncü bir motor kullanılarak eklem konumu ve eklem empedansı birbirinden bağımsız hale getirilmiştir [23 ve 24]. Bu çalışmalarda kısıtlı iyileştirmeler elde edilmesine rağmen yapıların büyüklüğü ve ilave motor gereksinimi mobil robot uygulamalarında uygulanmalarını güçleştirmektedir. Aktüatörün çıktı kuvveti yayın sıkışmasına bağlıdır ve Hook Kanunu (F=k.x) temeline dayanmaktadır. Yayın sıkıştırılması bir sensör yardımıyla hesaplanır. SEA’da kullanılan yayın sabiti bilindiği için yayın sıkışma miktarına göre çıktı kuvveti otomatik olarak hesaplanır. Bu hesaba göre motora sinyal gönderilerek kuvvetin kontrol edilmesi sağlanır. Şekil 2.3 seri yay elemanların kullanımı ile gerçekleştirilen aktüatörü göstermektedir. Şekil 2.4’te ise bu seri elastik aktüatörün çalışması esnasında kuvvet yönlerine bağlı olarak yay elemanlarının şekil değiştirmeleri gösterilmektedir. Bu çalışmada yaylar, uygulanan kuvvetle doğrusal olarak şekil değiştirmektedir. Yay katsayısı ve yaylara uygulanan ön gerilme, robot tarafından manipüle edilecek cisimler (eğer bu sistem robot kollarında kullanılırsa) sadece benzer boyutlarda ve ağırlıklarda olduğu durumlarda verimli kullanım olacağı görülmüştür. Çünkü yayların ön gerilmelerinin değişimi el ile yapılmaktadır. Ayrıca bu tasarımda aktüatörün bağlı olacağı robot yapının konum ve empedansının birlikte değiştiği görülmüştür. Dışarıdan gelebilecek bozucu kuvvetler eklem konumunu değiştirmiştir. Sonuç olarak eklem konum ve eklem empedansı bu tasarımda birbirinden bağımsız olarak korunamamıştır. Ayrıca mekanik yapı sabit robot kolları için bir alternatif aktüatör yapısı oluştursa da, yürüyen robotlar için bu yapı oldukça büyük ve ağırdır. Özellikle mobil robotun tüm elektronik ve mekanik elemanları ve enerji depolama birimleri üzerinde taşıma olasılığı düşünüldüğünde, seri elemanın, 12 hâlihazırda oldukça ağır olan motorlara çok fazla ilave ağırlık oluşturmaması gerekir. Bu çalışma sonucunda hava yayının daha iyi bir alternatif olacağı sonucuna varılmıştır. Şekil 2.3. Seri Elastik Aktüatör Şekil 2.4. Seri elastik aktüatörde oluşan kuvvetler ve yönleri. 2.3 Hava Yayı Hava yayları genellikle titreşimli yerlerde titreşim sönümleyici olarak kullanılırlar. En çok kullanıldığı yerler otomobil, kamyon, otobüs, tren gibi araçlar ile titreşimli çalışan makinelerdir. Hava yayları birçok biçimde imal edilmektedirler. Bağlandıkları yerlere, çalışma koşullarına ve maruz kaldıkları kuvvetlerin büyüklüklerine göre hava yaylarının şekil ve büyüklükleri değişmektedir. Hava yaylarının çalışma prensibi (içerisinde hava veya azot gazı bulunabilir.) kapalı hacimdeki gazların elastik davranışlarının yay olarak kullanılmasına dayanmaktadır. Hava yayları progresif yay karakteristiğine sahiptirler. Hava yayının yay sabiti içindeki hava basıncının değişimine bağlı olarak değişmektedir. Hava yayının bir diğer önemli yanı ise artan yük ile hava yayının artan iç basıncı neticesinde yay katsayısının artması ve azalan işletme basıncında ise uygun bir şekilde azalmasıdır. Örnek bir hava yayının yay karakteristiği Şekil 2.5’te görülmektedir [25 ve 26]. Bu şekilde hava yayının doğrusal olmayan karakteristiğe sahip olduğu görülmektedir. 13 Literatürde de bu tür kuvvet-konum ilişkisinin seri elastik aktüatörlerden istenen bir özellik olduğu belirtilmektedir. Özellikle zıplama hareketi yapan robotlar üzerine çalışma yapan araştırmacılar [27] bu karakteristiğin ani darbelerin emilmesi için gerekli olduğu sonucuna varmışlardır. Bizim nihai amacımız, seri elastik aktüatörü yürüyen robotlarda kullanılması için geliştirmektir. Yürüme esnasında zemin ile ayakaltı arasında ani kuvvet aktarımı olacağından aşağıda yer alan Şekil 2.5’deki hava yayı karakteristiğinin amaca uygun olduğu görülmektedir. Literatürde hava yaylarının doğrudan robot eklemlerini sürdükleri uygulamalarda vardır. Bu tür uygulamalarda havalı eleman doğrudan aktüatörün kendisi olmaktadır ve yapay kas olarak adlandırılmaktadır. En yaygın kullanılan tasarım McKibben yapay kasıdır [28]. Yapay kaslar kendi içyapılarında yüksek sürtünmeye sahiptir. Ayrıca çalışmaları esnasında histeresis ve ölü bölge konum ve empedans kontrolü yapılmasını oldukça güçleştirmektedir. Yapay kaslar parçalı (pleated) yapılarak bu olumsuzluklar azaltılmaya çalışılsa da önemli bir ilerleme kaydedilememiştir [29 ve 30]. Bu sebeplerden dolayı seri elastik aktüatörler pratik uygulamalarda yer almaktadır ve eklem empedans kontrolünde başarılı sonuçlar vermektedir [31]. Şekil 2.5 Hava yayı karakteristiği. 14 2.4 Robot Seri Elastik Aktüatörlerin kullanım yerlerine bakıldığında robot bacak ve kolları olduğu görülmektedir. Robot, otonom veya önceden programlanmış görevleri yerine getirebilen elektromekanik bir cihazdır. Robotlar doğrudan bir kullanıcı tarafından yönetilebildiği gibi bağımsız olarak bir bilgisayar programının kontrolünde de çalışabilir [32]. Günümüzde robot teknolojisinin gelişmesi sonucu robotlar hayatımızın her safhasında karşımıza çıkmaya başlamıştır. Robotlar eğlence, sağlık, sanayi, askeri vb. alanlarda kullanılmaktadır. Robotlar çevreyi sensörler vasıtasıyla algılar, aldığı verileri işler ve işlenen veriler doğrultusunda aktüatörler yardımıyla hareket ederler. 2.4.1 Robot Tarihçesi ”Robot” sözcüğünü ilk olarak Karel Capek adlı Çekoslovak bir yazar 1921’de yazdığı RUR (Rossum’s Universal Robots) adlı tiyatro oyununda kullanmıştır. Çekoslovakça’da ”robota” sözcüğü ”zorla çalıştırılan işçi” demektir[33]. Aslında Karel robot sözcüğünü 1917 yılında yazdığı kısa hikaye olan Opilec’te kullanmış ancak terim olarak ilk defa oyunda geçmiştir. Robotlar oyunda Rossum ve oğlunun topluma hizmet etmek için oluşturduğu insan görünüşlü yaratıklardır. Fakat robot fikri 3000 sene öncesine kadar uzanır. Homeros İlyada adlı eserinde hareketli üçayaklılardan bahsetmektedir[34 ve 35]. Sadece mekanik yapıda olan ve daha çok otomat denilebilecek bu ilkel robotların zeki olarak tanımlanmasına katkı sağlayan, aynı zamanda da dijital bilgisayarların atası olan Şekil 2.6’daki Abaküs ise M.Ö. 1000 yıllarında Hindistan' da geliştirilmiştir. Şekil 2.6 Abaküs Otonomi kavramı da Aristo'nun M.Ö. 4. Yüzyılda yazdığı, "Eğer her araç kendi işini görebilseydi, mekik insan eline ihtiyaç duymadan kendi dokuyabilseydi, lir kendi çalabilseydi, yöneticilerin elemanlara ihtiyacı kalmazdı." sözüyle tarihteki yerini almıştır [35]. 15 M.Ö 300'lü yıllarda İskenderiye'li Hero, Herkül'ün bir ejderhayı okla öldürüşünü ifade eden bir otomat (Şekil 2.2) ve M.Ö. 250'de de İskenderiye'li mucit Ctesibius suyla çalışan bir saat mekanizması yapmıştır. Bu icatların önayak olduğu otomatlar ilk nesil robotlar sayılabilir. Otomatların çoğu basit saat zembereği ile çalışan süs ve oyuncaklardır[34 ve 35]. Şekil 2.7 İskenderiye'li Heron'un Otomatı 1350 yılında Strazburg’daki katedralin tepesine otomatik bir horoz yerleştirilmişti. Her gün öğle saatinde kanatlarını çırparak ötüyordu. 1947’de Venedik’te San Marco meydanındaki büyük saat kulesine iki dev zangoç yapıldı. Aynı dönemde Eb-ül-İz-el-Cezeri adlı bir Arap otomatlar hakkında bir kitap yazdı. Kitapta çamaşır teknesini doldurup boşaltabilen otomatik bir Arap kadını resmediliyordu. 17. ve 18. yüzyılda Avrupa’da robotların bazı özelliklerine sahip olan çok çeşitli otomatlar yapılmıştır. Bunlar çoğunlukla insan veya hayvan hareketlerini taklit eden mekanik oyuncaklardı. Bu otomatların ortak özellikleri şöyledir: • Eğlence amacı ile tasarlanmışlardı. İnsanlar bu oyuncakların çalışma prensipleri veya mekanizmaları ile değil daha çok görüntüleriyle ve marifetleriyle ilgileniyorlardı. • Sadece belli bir görevi yerine getirmek için mekanik olarak programlanmışlardı. Başka bir iş yapabilmeleri için sökülüp baştan yapılmaları gerekliydi. • Algılayıcı veya dedektör benzeri aygıtlar ta¸sımıyorlardı ve çevrelerine bir tepki veremiyorlardı. Bu otomatlara halkın ilgisi oldukça büyüktü. İnsanlar sadece bu oyuncakları görmek için uzun yolcuklar yapmayı göze alıyorlardı. Krallar ve imparatorlar bu tip insan taklidi mekanik sanat eserlerinin sunulmasından memnuniyet duyuyorlardı. Bu sebeple yetenekli birçok bilim adamı bu alanda çalışma yapmayı tercih etmiştir. Robotlarla ilgilenen bilim dalına "Robotik" ifadesini ilk olarak kullanan kişi Isaac Asimov'dur. Robotik; Makine Mühendisliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği disiplinlerinin ortak çalışma alanıdır. Robotlar değişik görevlerde insan işgücünün yerini alarak yararlı bir amaç için iş ve değer üreten, bir yazılım aracılığı ile yönetilen, belirli derecelerde karar verme ve iletişim yeteneği olan ve ayrıca canlı organizma 16 biçimselliğide gösterebilen makinelerdir. Isaac Asimov’a göre robot kavramında insanlığın geleceği için üç önemli kuram vardır. Bu kuramlara "Asimov Robot Kanunları" denmiştir [36]. • Bir robot insana zarar vermez ve bir insanın zarar görmesine izin vermez. Diğer aşağıdaki kuramlar tarafından aksi iddia edilemez. • Bir robot birinci kanuna aykırı olmadığı sürece insanlar tarafından verilen tüm emirlere itaat eder. • Bir robot birinci ve ikinci kanuna aykırı bir durum olmadığı sürece kendi varlığını korur. Daha sonradan 0’ncı kuramı eklemiştir, • Robotlar asla insan olgusuna zarar vermemelidir. Daha sonradan 0’ncı kuramı eklemiştir, • Robotlar asla insan olgusuna zarar vermemelidir. Hiçbir insan müdahalesi olmadan çevresindekileri algılayıp tepki vermek üzere programlanabilen ilk robot, yapay zekâ laboratuvarlarında algılama ve görme ile ilgili teorileri test edebilmek amacı ile tasarlanmıştır. Bu tip çalışmalardan biri de 1940'lı yıllarda Shannon’un geliştirdiği labirent çözebilen faredir. Bu fare basit bir öğrenme algoritması ile çalışmaktadır. 2.4.2 Robotların Gelişim Aşamaları Robotların gelişimleri 3 aşamaları incelenebilir. Birinci kuşak robotlar öğrenen robotlardır. Gerek operatör tarafından verilen komutlar, gerekse kontrolcü tarafından yönlendirilen bir robot kolunun hareketleri robotun hafıza elemanları tarafından saklanır. Çalışma esnasında alınan veriler ile hareket tekrarlanarak gerçekleşmeye başlar. Bu çeşit robotlar çevreden bilgi alamazlar. Bu geri beslemenin olmayışı robotun değişken çevresel etkilere adapte olmasını zorlaştırır. İkinci kucak robotlar ise kendi duyuları olan, dış çevredeki değişkenlere uyum sağlayabilen, duyma görme ve hissetme özellikleriyle seçim yapabilen robot türleridir. Çalışma esnasında sensörlerden alınan bilgilerin yardımıyla konumunu akıllıca ayarlayabilen bu robotlar ve çevresel değişimlerden etkilenmez. Alınan kararlar tamamen sensör bilgilerinin önceden oluşturulmuş bir algoritmaya göre yorumlanmasıyla elde edilir. Üçüncü kuşak robotlar ise akıllı robotlardır. İkinci kuşakta olduğu gibi birçok sensörler ve ölçüm cihazları ile çevreden bilgiler alınır. Bu veriler yapay zekâ teknolojisi ile robotun bağımsız düşünme, öğrenme, tanıma akıl yürütme ve yargılama gibi ileri düzey özelliklerini geliştirir [37]. 2.4.3 Robotların Sınıflandırılması Robotlar, yapısal durumları, kullanıldıkları çevre, yaptıkları iş vb. pek çok konuda sınıflandırılabilmektedir. Genel olarak bakıldığında robotlar yapısal olarak; 17 • • • • • Mobil robotlar ( tekerlekli, paletli ve ayaklı) Su altı ve uçan robotlar Robot görüşü (robot vision) Öğrenebilen robotlar (artificial intelligence) Endüstriyel otomasyon gibi ana sınıflara ayrılabilir [38]. Bu projede imalatı yapılacak SEA 'nın insansı robotlarda ve robot kollarda kullanılabileceği için buradan sonra bunlardan bahsedilecektir. 2.4.4 İnsansı Robotlar İnsansı robotlar, adından anlaşılacağı üzere yapısal ve davranışsal olarak insana benzeyen robotlardır. İnsansı robot çalışmaları başlıca üç kullanım alanı için yapılmaktadır: • • • Eğlence alanında ( filmler vb.) Sağlık alanında ( yapay eklemler vb.) Endüstriyel ve askeri alanlarda ( robot askerler vb.) 2.4.4.1 İnsansı Robotların Gelişimi İlk kayda alınmış insansı robot tasarımı Leonardo da Vinci tarafından 1495 yılında yapılmıştır. Da Vinci’nin 1950 ‘lerde yeniden bulunan el kitabında detaylı çizimleri bulunan mekanik bir şövalye tasarımı vardır. Bu şövalye oturup kalkabiliyor, el sallayabiliyor ve başını hareket ettirebiliyordu [39]. İlk bilinen fonksiyonel robot 1738 yılında Jacques Vaucanson tarafından yapılan ve flüt çalabilen bir androidtir. 1893 yılında George Moor bir buhar adam yaratmıştır. Westinghous, 1939 ve 1940 yıllarında dünya fuarlarında sunulan Electra adında bir insansı robot yapmıştır. Bu arada ilk elektronik otonom robot Grey Walter tarafından 1948 yılında İngiltere’nin Bristol Üniversitesinde yaratılmıştır [39]. Tamamen aktif sistemlerden bahsedersek, teknolojideki önemli ilerlemeler (sensör, sürücü ve bilgisayar teknolojileri) ileri kapasiteli birçok insansı robotun yapılmasına izin vermiştir. Tamamen aktif insansı robot alanında öncü çalışma Japonya’nın Waseda Üniversitesinden KATO tarafından yapılmıştır.1973 yılında WABOT-1 yaratılmıştır. Bu robot dünyanın ilk tam boyutlu insan biçimindeki robotudur [40]. En ileri ve en bilinen insansı robotlarla ilgili çalışmalar Honda Motor Şirketi tarafından yapılmaktadır. Asimo olarak bilinen bu robot aslında 1986’dan günümüze gelen birçok prototip robotun oluşturduğu ve evrim geçirdiği bir çalışmanın sonucudur. Bu robot 5-6 18 km/s’lik hızlarda koşabilmekte ve 2,7 km/s’lik hızla yürüyebilmektedir. Çok rahat bir şekilde merdiven inip çıkabilmektedir. Şekil 2.8 Asimo ailesi Honda’dan sonra Toyota’nın koşan robotu en hızlı insansı robottur. 7 km/s’lik hızla koşabilmektedir. Ancak yürümesi ve koşması sadece düz yüzeylerde mümkündür [40]. Şekil 2.9 Toyota’nın koşan robotu Günümüzdeki diğer önemli insansı robotlara baktığımızda ise FLAME, LOLA, WABIAN-2R, HRP-2, HRP-3, H7, KOJİRO, JOHNNİE, CB-I isimli robotlar gelmektedir. Gün geçtikçe insansı robotların sayıları, çeşitleri ve insana benzeme oranları daha çok artmakta ve günün birinde insandan ayırt edemeyeceğimiz robotlar yapılacaktır. 19 Şekil 2.10 İnsansı robot örnekleri 2.4.5 Robotik Kollar Robotik kol, programlanabilir, mekanik parçaların bütünü ya da komplex bir robotun bir parçası olarak nitelendirilebilir. Günümüzde robotik kollar endüstrinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. İnsan gücünü en aza indirerek, hata payı oranını azaltıp üretim miktarını üst sev iyelere getirerek, günümüz teknolojisine önemli derecede katkı sağlamaktadır [41]. Şekil 2.11 Çeşitli robot kol tasarımları Robotik kolların tasarımları insan kolunun kopyası şeklindedir. Yapısı ve hareketleri insan kolunun yapısını ve hareketlerini taklit eder. 20 Şekil 2.12 İnsan ve robot kolunun karşılaştırılması 2.4.5.1 Robotik Kolların Çeşitleri Robotik kolların çeşitlerine bakıldığında: a. Silindirik robot kolu: Yüksek dönüş kabiliyetleri sayesinde kartezyen robot kollarına göre hareket etme kapasitesi daha yüksektir. Kolun biri dikey, diğeri yatay vaziyettedir. Bundan dolayı tut ve taşı komutlarını yerine getirirler. Ancak esnek bir kullanıma sahip değillerdir. Hidrolik, pnömatik ve elektrik motorlu çeşitleri bulunmaktadır [42 ve 43]. b. Kartezyen robot kolu: x,y ,z koordinat düz leminde her kol bir önceki kola göre dik açıyla hareket eder. Belirli noktalara ulaşımı kolay olmasına rağmen hareketi bir o kadar kısıtlıdır. Tut ve taşı komutlarını yerine getirirler. Büyük boyutlu ve ağır yükleri taşımak için uygun bir robot koludur. c. Scara robot kolu: Yüksek hız ve iş kapasitesine sahiptir. Üzerinde (eklem noktalarında ) bulunan elektrik motorları, kolun kendi ekseni etrafında dönmesini sağlar; (ağız kısmında ) bulunan pnömatik motorlar ise kola esneklik kazandırır. d. Küresel robot kolu: Bir diğer adı Polar Koordinatlı Robot Koludur. Programlanması zordur. Kollarının büyüklüğü ile hareket alanları birbirine zıttır. Yani kolun büyüklüğü arttıkça hareket alanı kısıtlanır. Kaynak, eğme, bükme,yapıştırma vb. işlemlerde kullanılır. Robotik kolların eklemlerinin hareketini sağlayan aktüatörler elektrikli (elektrik motorları), hidrolik veya pnömatik aktivatörlerdir. Aktivatörlerin robot kolu üzerinde yerleştirildiği yerlere bakıldığında iki çeşit oldukları görülmektedir [44]. a. Hareket noktasına direk bağlanan aktüatörler b. Hareket noktasının dışına bağlanan aktüattörler 21 Şekil 2.13 Direkt bağlanan aktüatörler Robot kol örnekleri incelendiğinde çok fazla çeşitte ve yapıda robot kolu tasarlandığı görülmektedir. Şekil 2.14 Robot kol örnekleri Disney Research tarafından tasarlanan yeni bir hibrit robot bulunmaktadır [45 ve 46]. Bu robotta hareket sistemi olarak hem hidrolik hem de pnömatik kullanılmıştır. Robot o kadar hassastır ki çiğ yumurtayı kırmadan taşıyabilmektedir. Robot bir insan tarafından kontrol edilmektedir. Robotun bir benzeri kullanan insan tarafından hareket ettirilmektedir. İki robot arasındaki hidrolik ve pnömatik borular sayesinde insan tarafından yapılan hareket aynen asıl robota iletilmektedir. Robotun bir diğer özelliği ise hidrolikle verilen hareketin geri döndürülmesi pnömatikle yapılmaktadır. Buda robotta bir hava yayı kullanılmış gibi işlev görmektedir. Robotun ileriki aşamalarında tasarımının iyileştirilerek ameliyatlarda kullanılması planlanmaktadır. 22 Şekil 2.15 Hibrit robot tasarımı Şekil 2.16 Robot çiğ yumurta taşırken Şekil 2.17 Robotun kontrolü 23 Başka bir robot kol tasarımında hava ile uzayıp kısalarak eklemi hareket ettiren körükler kullanılmıştır. Körüklerin çeşitli tasarımları yapılarak farklı yapılarda eklemleri hareket ettiren havalı aktivatörler tasarlanmıştır [47]. Şekil 2.18 Robot kolu ve manipülatörü 3. GEREÇ VE YÖNTEM 3.1. Deneysel Hava Yayı Çalışması Hava yaylarının imalinde kullanılan lastiğin boyutları ve kuvvetlere karşı dayanım değeri o hava yayının kullanılacağı kuvvet aralığını belirlemektedir. Eğer robot düşük kuvvetlerin etkisi altında çalışacaksa bu robotta kullanılacak SEA’daki hava yayının boyutları ve dayanım değerleri de ona göre düşük olacaktır. Yüksek ise hava yayının değerleri de yüksek olacaktır. Balıkesir Üniversitesi’nde gerçekleştirilen insansı robot çalışmasında [48], robot eklemlerinin tork değerlerinin gerçekleştirilen hareket esnasında birbirlerinden farklı olduğu gösterilmiştir. Ayrıca genel amaçlı tek bir yay tasarımının robotun tüm eklemleri ile boyutsal uyumu da genelde mümkün olmamaktadır. Bu nedenle bu çalışmada ikisi benzer olmakla birlikte üç farklı SEA tasarımı üzerinde çalışılmıştır. Tasarlanan SEA’lardan ikisi düşük kuvvetler de çalışmakta diğeri ise daha büyük kuvvetlerde çalışabilmektedir. SEA’da kuvvet kontrolünün yapılabilmesi için yay sabitinin 24 çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Hava yaylarının yay sabitinin iç basıncına göre değişmesinden dolayı öncelikle tasarımda kullanılacak yayların değişik iç basınçlardaki yay sabiti karakteristiği çıkarılmıştır. 3.2. Birinci Tasarım: Düşük Güçler İçin Piyasada satılan hava yayları genelde çok yüksek yükler altında çalıştığı için bu çalışmada düşük yükler altında çalışabilecek hava yayı ihtiyacına yönelik olarak hava yayları imal edildi. Piyasada sönümleyici olarak çalışan ve içi silikon dolu olan bir körük alınarak tasarımda kullanılacak hava yayına dönüştürülmüştür. Körüğün içindeki silikon boşaltılmış, normal yay alınmış ve alın kısmına iç basıncı dışarıdan değiştirebilmek için delik açılmıştır. Kullanılan körük Şekil 3.1’de gösterilmiştir. Şekil 3.1 Hava yayına dönüştürülen körük Hava yayına dönüştürülen körüğün öncelikle hazırlanan deney düzeneğinde değişik iç basınçlarda sahip olduğu yay sabiti çıkarılmıştır. Yay karakteristiğinin çıkarılması için Bilgisayarlı Yay Basma Cihazı kullanılmıştır. Otomatik olarak hazırlanan program dahilinde cihaz kendisine bağlı olan hava yayının farklı basınçlardaki yay karakteristiğini grafiksel olarak çıkarmıştır. 25 Şekil 3.2 Bilgisayarlı yay basma cihazı Hava yayının cihazda karakteristiğinin çıkarılması esnasında, yaya uygulanan kuvvet sıfırdan sonsuza gidene kadar uygulanmıştır. Sonsuza gitme ibaresi kuvvetin uygulanması sonucu yayın üst kısmındaki metal kısmın yayın altındaki metal saca değmesi sonucu cihaz tarafından uygulanan kuvvetin bir anda logaritmik olarak artması anlamında kullanılmıştır. Hava yayında meydana gelen bu durum sayesinde belli bir orandaki kuvvetten sonra yayın zarar görmeden kuvveti doğrudan üzerinden aktarmasını sağlamaktadır. Kuvvet belli bir seviyeye gelene kadar sönümleme işlemini gerçekleştirmekte daha sonra ise kuvvet iletimine devam etmektedir. Şekil 3.3 Hava yayı karakteristiği çıkarma deneyi Tasarımda kullanılan hava yayının karakteristiği çıkarılırken cihazdan yay sabiti grafikleri elde edilmiştir. Her bir iç basınç için farklı yay sabiti elde edilmiştir. Bunlar birleştirilerek yayın farklı iç basınçlarda hangi karakteristikte hareket ettiği anlaşılmaktadır. Böylece imal edilen SEA’nın farklı çalışma ortamlarında farklı hareket tarzı göstermesi sağlanmıştır. 26 Şekil 3.4 Cihazdan alınan yay sabiti grafiği Yapılan deneyler sonucunda imal edilen hava yayının iç basınç farkına göre çıkarılan yay sabiti, maksimum çökme ve kuvvet sonsuza gitmeden önce üzerinde taşıyabildiği maksimum kuvvetin gösterildiği tablo aşağıda gösterilmiştir. Tablo 3.1 Hava yayı karakteristik tablosu İç Basınç (Bar) Yay Sabiti (N/mm) Maksimum Çökme (mm) Maksimum Kuvvet (N) 0,1 3,32 17,1 56,77 0,2 3,71 19,4 71,97 0,3 4,03 22,1 89,06 0,4 4,3 24,4 104,92 0,5 4,37 26,1 114,06 0,6 4,84 31,3 151,49 0,7 5,32 40,8 217,06 Cihaz tarafından elde edilen hava yayı karakteristiğini gösteren grafik Şekil 3.5 ‘te görüldüğü gibi elde edilmiştir. 27 Şekil 3.5 Hava yayı karakteristik grafiği Grafikte hava yayının iç basıncının değişmesiyle birlikte yay katsayısı değerinin de değiştirilebildiği gösterilmiştir. Bu SEA eğer bir robotun parmaklarını kontrol etmede kullanılacaksa, tutma kuvveti aktüatörün içsel karakteristiği olarak cisimleri yumuşak veya daha sert kavrama olanağı sağlayacaktır. Hava yayının karakteristiği çıkarıldıktan sonra imal edilecek SEA’nın tasarımı gerçekleştirilmiştir. Bilgisayar programı (Solidworks) kullanılarak yapılan tasarım sayesinde SEA’nın imalatı için gerekli olan teknik resimler oluşturulmuş, böylece imalatın uygun bir şekilde yapılması sağlanmıştır. Ayrıca kullanılan program sayesinde aktüatörün kuvvet altında nasıl bir hareket göstereceği imalat gerçekleştirilmeden önce görülebilmiştir. Tasarımı gerçekleştirilen SEA’nın katı model çizimi Şekil 3.6 ‘da görülmektedir. Şekil 3.6 SEA’nın katı modeli 28 Şekil 3.7 SEA’yı oluşturan parçaların katı modeli Tasarımda hareketi vermesi için hidrolik piston kullanılmıştır. Yay olarak sırt sırta monte edilmiş iki adet eşit hava yayı (Şekil 3.1’deki) kullanılmıştır. Tasarımı gerçekleştirilen SEA’nın imalat parçaları tasarıma uygun olarak imal edilmiş ve daha sonra parçaların montajı yapılmıştır. İmalatı gerçekleştirilen SEA’nın parçaları Şekil 3.8’de ve montaj işlemi gerçekleştirilmiş SEA Şekil 3.9’da görülmektedir. Şekil 3.8 İmal edilen parçalar. 29 Şekil 3.9 Montajı tamamlanan SEA. 3.3. İkinci Tasarım: Yüksek Güçler İçin Daha büyük yükler altında çalışabilecek ikinci SEA tasarımı içinde öncelikle hava yayı imalatı yapılmıştır. Hava yayı için piyasada satılan bir körük alınmış ve körük kesilerek lastiği imal edilecek hava yayında kullanılmıştır. Tasarlanan hava yayı Şekil 3.10’da gösterilmiştir. Şekil 3.10 Tasarımı yapılan hava yayı Daha sonra yayın yay sabiti karakteristiğinin çıkarılması için deney düzeneği hazırlanmış ve yay ölçme tezgâhında deneyleri yapılarak değerler çıkarılmıştır. Şekil 3.11’de deney düzeneği görülmektedir. 30 Şekil 3.11 Deney düzeneği. Yapılan deneyler sonucu imal edilmiş olan hava yayının yay sabiti karakteristiği çıkarılmıştır ve Tablo 3.2, 3.3 ve 3.4’deki sonuçlar elde edilmiştir. Tablo 3.2, 3.3 ve 3.4’deki değerler Tablo 3.1’deki değerlere benzer olarak, azalan basınç değerleriyle elastik elemanın yay katsayısının azaldığını (beklenildiği gibi) göstermiştir. Şekil 3.12, 3.13 ve 3.14’de yapılan testlerin iç basınç ve kuvvet grafikleri verilmiştir. Şekil 3.15 ‘te ise grafiklerin birleştirilmiş hali görülmektedir. Şekil 3.16 ve 3.17’da bu hava elemanın tasalanan montaj taslağı gösterilmiştir. Hava yaylarının içinden boru şeklinde mil geçmektedir. Sızdırmazlık o-ring ve keçelerle sağlanmaktadır. Hava yaylarının iç basınçları milin yayların içinde kalan kısımlarına açılan deliklerle değiştirilmektedir. Tablo 3.2: İlk üç test için hava yayı karakteristik tablosu BAŞLANGIÇ TEST NU. YAY BOYU (mm) TEST SIRASINDA İÇ BASILAN İÇ KUVVET BASINÇ MESAFE BASINÇ (N) (mbar) (mm) (mbar) 1 90 350 2 87 300 3 85 250 5 10 15 20 25 30 35 5 10 15 20 25 30 35 5 10 15 20 25 30 35 40 31 33,2 57 80,8 113,3 148 171 185 29,4 50 74 105 130,6 146 186,5 22,3 42,4 65,1 89,7 108,6 127,4 164,5 209 370 390 420 440 480 535 590 320 345 370 400 440 495 555 270 295 325 355 400 440 495 560 Şekil 3.12: İlk üç testin grafikleri Tablo 3.3: Daha sonraki üç test için hava yayı karakteristik tablosu BAŞLANGIÇ TEST NU. YAY BOYU (mm) TEST SIRASINDA İÇ BASILAN İÇ KUVVET BASINÇ MESAFE BASINÇ (N) (mbar) (mm) (mbar) 4 81 200 5 75 150 6 68 100 32 5 10 15 20 25 30 35 40 5 10 15 20 25 30 35 40 5 10 15 20 25 30 35 40 18,1 36,1 55,4 75,8 96 114,9 139,5 169,6 18,2 35,7 54,3 72,3 90,8 113,5 142,3 185,9 14,9 31,9 50,3 68,1 87,6 114,2 154,3 213,4 225 255 290 328 375 430 490 562 182 220 260 308 355 415 485 575 135 178 230 278 330 400 485 600 Şekil 3.13: Daha sonraki üç testin grafikleri Tablo 3.4: Son iki test için hava yayı karakteristik tablosu BAŞLANGIÇ TEST NU. YAY BOYU (mm) TEST SIRASINDA İÇ BASILAN İÇ KUVVET BASINÇ MESAFE BASINÇ (N) (mbar) (mm) (mbar) 7 55 50 8 42 0 5 10 15 20 25 30 5 10 15 20 23 17,2 37,1 60,1 87,2 126,4 193 19,9 44,8 77,2 128,9 214,8 105 170 242 320 430 595 82 170 275 430 600 Şekil 3.14: Son iki testin grafikleri Elde edilen test sonuçları incelendiğinde : 1. Basılan mesafeye karşılık gelen kuvvetin ve test esnasındaki iç basıncın, başlangıç basıncı 350 mbar ‘dan 200 mbar’a kadar birbirine yakın değerler olmak kaydıyla azaldığı ancak 200 mbar’dan 0 mbar’a kadar hızlı bir şekilde arttığı, 2. Kuvvet ve test esnasındaki iç basıncın, iki farklı karakteristik izlediği görülmektedir. 33 Şekil 3.15: Tüm testlerin grafikleri Şekil 3.16 Monte edilmiş hava yayı. Şekil 3.17 Yüksek güçlü seri elastik aktüatörün taslak tasarımıdır 3.4. Üçüncü Tasarım: Düşük Güçler İçin İkinci Versiyon Bu tasarımda birinci tasarımda kullanılan hava yayı kullanılmıştır. Daha önce yayın karakteristiği çıkarıldığı ve yukarıda verildiği için bu kısımda verilmemiştir. İlk tasarımda kuvvet hidrolik piston tarafından verilmektedir. Bu tasarımda ise hidrolik pistonun yerini elektrik motoru almıştır. Bunun nedeni hidroliğin daha çok yüksek kuvvetler elde edilmek için kullanıldığından ve hidrolik tanka ihtiyaç duymasından dolayı düşük güçler için elektrik motorlu yeni tasarım yapılmıştır. 34 Bu tasarımda ayrıca SEA’nın hareketi sırasında oluşabilecek kasılmaları önlemek ve iç sürtünmeyi azalmak için vidalı mil kullanılmıştır. Ayrıca SEA nın boyutlarını küçültebilmek için tasarımda kullanılacak elektrik motoru SEA’nın yan yüzeyine monte edilmiştir. Bu nedenle motorun hareketini SEA’ya aktarabilmek için dişli mekanizması kullanılmıştır. Tasarımı yapılan SEA’nın katı model resmi Şekil 3.18’de görülmektedir. Şekil 3.18 SEA tasarımı Tasarımı yapılan SEA’nın imal edilmiş fotoğrafı Şekil 3.19 da görüldüğü gibidir. Şekil 3.19 İmalatı gerçekleştirilen SEA İmal edilen SEA’da hareket ve kuvvet iletimini sağlamak için Johnson marka düşük voltajlı bir DC elektrik motoru kullanılmıştır [49]. Motorun Teknik özellikleri Tablo 3.5’te verilmiştir. Tablo 3.5 DC Motorun Özellikleri Boyutları Şaft çapı Giriş voltajı Yüksüz hızı Tutma torku Maksimum çıkış gücü Maksimum verim Özellikleri Ø 35.8 X 50.0 mm Ø 3.175 mm 24.0 V DC 4465 d/dak 214.65 mNm 25.08 W 77 % Vidalı mil olarak 3 ağızlı kare vidalı mil imal edilerek kullanılmıştır. Vidalı milin mili çelikten, somunu pirinçten imal edilmiştir. 35 Şekil 3.20 Vidalı mil İmal edilen SEA’nın testlerini gerçekleştirmek için Şekil 3.21’de görülen deney düzeneğine benzer bir düzenek hazırlanmıştır. Bu düzenek sayesinde SEA’nın çalışma mekanizması incelenmiş ve SEA’nın sorunsuz çalıştığı görülmüştür. Şekil 3.21 SEA deneysel test düzeneği örneği [50] 36 Şekil 3.22 SEA deneysel test düzeneği 3.5. Robot Bacak Tasarımı Tasarımı yapılan SEA’ların robot ayağında nasıl kullanılacağı, nasıl bir hareket tarzı izleyeceği ve çalışıp çalışmayacağı bilgisayar programı üzerinde yapılan robot bacağı tasarımında incelenmiş ve imal edilen SEA’ların robot bacağında nasıl çalışacağı görülmüş ve başarılı şekilde çalışacakları görülmüştür. Tasarımı yapılan robot bacağı Şekil 3.23’te görülmektedir. 37 Şekil 3.23 SEA’nın çalışırlığının görüldüğü robot ayağı çizimi 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çalışmamızın başlangıcında taranan literatür’den çıkartılan sonuç, gelişen robot teknolojisi ile insan makine etkileşiminin arttığı ve bunun sonucunda hem insan hem robot için güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğidir. Ayrıca ayaklı robotların da çok sayıda araştırmacı tarafından geliştirilmekte olması ve deneylerde değişik hızlarda yürüyen robot ayaklarının bilinmeyen zemin yüzeyleri ile darbeli etkileşimi SEA’ları gerekli kılmaktadır. Özellikle darbe (impulse) şeklinde gelen kuvvetlerin, aktüatör tarafından emilmesi ve enerji olarak depolanması robotun bilinmeyen yüzeylerle etkileşiminde eklem konum kararlılığını 38 artırırken, SEA’da depolanan enerjinin geri kullanımı ile robotun hareket verimliliği de artırılmış olacaktır. Tüm canlılarda bu mekanizmalar vardır ve bu nedenle canlıların hareketleri her hareket koşulu altında en verimlidir. Robot eklemlerinde farklı tork (kuvvet) gereksinimleri ortaya çıkmaktadır. Örneğin robot elleri ve ayakları için aynı aktüatörü kullanmak mümkün değildir (boyut ve kuvvet açısından). Ayrıca seri elastik aktüatörün robot eklemlerinde ortaya çıkaracağı empedans değerlerinin, canlılarda olduğu gibi, robot ekleminin hareketine bağımlı olarak değiştirilmesi gerektiği literatürde sunulmuştur. Bu nedenle iki farklı kuvvet aralığı için tasarım yapılması öngörülmüştü. Seri elastik aktüatörlerin karakteristiğini belirleyecek olan hava yaylarını hazır bulmak mümkün olmamıştır. Deneysel amaçlarla geliştirilen hava yayları ya çok iyi üretim imkanları olan araştırma kurumlarında geliştirilmiş veya bu çalışmada olduğu gibi farklı amaçlarla kullanılan ürünleri hava yaylarına dönüştürme yoluna gidilmiştir. Gerçekleştirilen iki hava yayı için, sönümleyici olarak kullanılan iki farklı körük türü kullanılmıştır. Test düzenekleri ile hava yayı elamanlarının karakteristikleri çıkartılmıştır. Tablo 3.1 ve Tablo 3.23.4 yaylar için elde edilen verileri içermektedir. Tabloların kıyaslandığında değişen iç basınçla birlikte, hava yayının yay sabitinin değiştirilebildiği görülmüştür. İkinci tasarım için tabloda 2’de sadece 0.35 Bar değerine kadar veriler sunulmuştur. 0.3 Bar yüksüz iç basınç değeri için ilk tasarım 3407 N/m, ikinci tasarım ise 5060 N/m yay katsayısına sahiptir. Hava yaylarının doğrusal olmayan karakteristiği nedeniyle, iki hava yayı arasındaki oran eşit değişmemektedir. İki hava yayı da artan basınç değerleriyle doğrusal olmayan bir şekilde artan yay katsayısı karakteristiği göstermektedir. Özellikle ikince hava yayında aratan basınç neredeyse logaritmik konum-kuvvet değişimi göstermektedir. Üçüncü bölümde bahsedildiği gibi, doğrusal olmayan davranış canlıların kas sistemlerinde görülmektedir ve yürüyen robotlarda istenen bir durumdur. Bu sayede darbelerin aktüatörce emilmesi sağlanmaktadır. Şekil 3.6, 3.17 ve 3.18 de verilen seri elastik aktüatörler olası bir tasarımı göstermektedir. Bu tasarımlar oldukça uzundur. Ayak ve gövde eklemlerini doğrudan sürmek için uygundur fakat parmak ve benzeri küçük uzuvları bu aktüatörlerle doğrudan sürmek fiziki olarak mümkün değildir. Bu durum canlılar içinde benzerdir ve canlılardaki tendonların işlevini yerine getirecek kablo sistemleri aktüatöre bağlanarak fiziki olarak küçük uzuvların sürülmeleri ve eklem empedanslarının da ayarlanabilmesi mümkündür. Çalışmamızda seri elastik aktüatörün istenildiği gibi yay katsayısı değişebilen ve iki farklı yük aralığındaki kuvvetlerde kullanılabilecek hava yayı karakteristiği çıkarılmıştır. Bu geliştirilen hava yaylarının kullanıldığı seri elastik aktüatörlerin ilk tasarımları ve imalatları yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar çalışmanın eklem empedansının istenildiği gibi ve gerçek zamanlı değişebilen robotlarda kullanılmasının mümkün olduğudur. Fakat robotlarda uygulamak için SEA’nın tasarımının çok daha fazla iyileştirilmesi gereklidir. 5. KAYNAKLAR [1] [2] Salisbury, K., Eberman, B., Levin, M., Townsend, W., The design and control of an experimental whole-arm manipulator, The Fifth International Symposium on Robotics Research, MIT Press, 233–241, (1991). Vanderborght, B., Albu-Schaeffer, A., Bicchi, A., Burdet, E., Caldwell, D., Carloni, R., Catalano, M., Ganesh, G., Garabini, M., Grioli, G., Haddadin, S., Jafari, A., 39 [3] [4] [5] [6] [7] [8] [9] [10] [11] [12] [13] [14] [15] [16] [17] [18] [19] [20] Laffranchi, M., Lefeber, D., Petit, F., Stramigioli, S., Grebenstein, M., Tsagarakis, N., Van Damme, M., Van Ham, R., Visser, S., Wolf, S., Variable impedance actuators: moving the robots of tomorrow, IEEE/RSJ International Conference on Intelligent Robots and Systems, IROS 2012, (2012) Y.Yesilevskiy ve C.D.Remy, “Series or Parallel Elasticity - Which is Better?” H.van der Kooij, J.F.Veneman, R.Ekkelenkamp, “Compliant Actuation of Exoskeletons.”, Mobile Robots Towards New Applications, ISBN 3-86611-314-5, Edited by Aleksandar Lazinica, pp. 784, ARS/plV, Germany, December 2006. D.W.Robinson, J.E.Pratt, D.J.Paluska, ve G.A.Pratt, “Series Elastic Actuator Development for a Biomimetic Walking Robot.” International Conference on Advanced Intelligent Mechatronics, September 19-23, 1999 Atlanta, USA. Arumugom, S., Muthuraman, S. ve Ponselvan, V., Modeling and application of series elastic actuators for force control multi legged robots, Journal of Computing, 1(1), 2633, (2009). Rouse, E.J., Mooney, L.M. ve Martinez-Villalpando, E.C., Clutchable serieselastic actuator: design of a robotic knee prosthesis for minimum energy, 13th International Conference on Rehabilitation Robotics, ICORR, (2013). Vanderborght, B., Verrelst, B., Ham, R.V., Damme, M.V., Lefeber, D., Duran, B.M.Y. ve Beyl, P., Exploiting natural dynamics to reduce energy consumption by controlling the compliance of soft actuators, The International Journal of Robotics Research, 25(4), 343-358, (2006). Pratt, J.E., Exploiting inherent robustness and natural dynamics in the control of bipedal walking robots, Doktora Tezi, MIT (2000). Kawamura, A. ve Zhu, C., The Development of biped robot MARI-3 for fast walking and running, IEEE, (2006). Goris, K., Autonomous Mobile Robot Mechanical Design, (2005). Yesilevskiy,Y. ve Remy, C.D., Series or parallel elasticity - Which is better?, Dynamic Walking, (2014). Junior, A.G.L., de Andrade, R.M. ve Filho, A.B., Linear serial elastic hydraulic actuator: digital prototyping and force control, IFAC (International Federation of Automatic Control), (2015). Pratt, J.E. ve Krupp, B.T., Series elastic actuators for legged robots, Proc. SPIE 5422, Unmanned Ground Vehicle Technology VI, (2004). Pratt, J.E., Krupp, B.T. ve Morse, C.J., The RoboKnee: An exoskeleton for enhancing strength and endurance durin walking, IEEE International Conference on Robotics and Automation, New Orleans, (2004). Pratt, G.A., Low Impedance walking robots, Integrative and Comparative Biology, 42(1), 174-181, (2002). Pratt, J., Krupp, B., Design of a bipedal walking robot, Proc. SPIE 6962, Unmanned Systems Technology X, Orlando, (2008). Robinson, D.W., Design and Analysis of Series Elasticity in Closed-loop Actuator Force Control, Doktora Tezi, MIT, Department of Mechanical Engineering, Massachusetts, (2000). Pratt, J., Legged Robots at MIT: What’s new since raibert, IEEE Robotics & Automation Magazine, 7(3), 15-19, (2000). Verrelst, B., Van Ham, R., Vanderborght, B., Lefeber, D., Daerden, F., VanDamme, M., Second generation pleated pneumatic artificial muscle and its robotic applications, Advanced Robotics, 20(7), 783–805, (2006). 40 [21] [22] [23] [24] [25] [26] [27] [28] [29] [30] [31] [32] [33] [34] [35] [36] [37] [38] [39] [40] [41] [42] Tonietti, G., Schiavi, R., Bicchi, A., Design and control of a variable stiffness actuator for safe and fast physical human/robot interaction, IEEE International Conference on Robotics and Automation, ICRA 2005, 526–531, (2005). Schiavi, R., Grioli, G., Sen, S., Bicchi, A., VSA-II: a novel prototype of variable stiffness actuator for safe and performing robots interacting with humans, IEEE International Conference on Robotics and Automation, ICRA 2008, 2171– 2176, (2008). Eiberger, O., Haddadin, S., Weis, M., Albu-Schäffer, A., Hirzinger, G., On joint design with intrinsic variable compliance: derivation of the DLR QA-joint, IEEE International Conference on Robotics and Automation, ICRA 2010, 1687–1694, (2010). Hurst, J.W., Rizzi, A.A., Series compliance for robot actuation: application on the electric cable differential leg, IEEE Robotics & Automation Magazine 15(3), (2008). Topaç, M.M. ve Kurulay, N.S., Computer aided design of an anti-roll bar for a passenger bus, Mühendis ve Makina, 50, 594. (2009). Buzluk, S., Mekanik sistemlerde titreşim kontrolü, Yalıtım Kongresi, Eskişehir, (2001). Seyfarth, A., Geyer, H., Blickhan, R., Lipfert, S., Rummel, J., Minekawa, Y., Iida, F., Fast motions in biomechanics and robotics, Vol. 340, Springer, Berlin, Heidelberg, 383–401 (Chapter Running and walking with compliant legs), (2006). Tondu, B., Lopez, P., Modeling and control of mckibben artificial muscle robot actuators, IEEE Control Systems Magazine, 20(2), 15–38, (2000). Verrelst, B., Van Ham, R., Vanderborght, B., Lefeber, D., Daerden, F., Van Damme, M., Second generation pleated pneumatic artificial muscle and its robotic applications, Advanced Robotics, 20(7), 783–805, (2006). Villegas, D.C., Van Damme, M., Vanderborght, B., Lefeber, D., Third generation pleated pneumatic artificial muscles for robotic applications: development and comparison with McKibben muscles, Advanced Robotics, 26 1205–1227, (2012). De, A., Tasch, U., A two-DOF manipulator with adjustable compliance capabilities and comparison with the human finger, Journal of Robotic System, 13, 25–34, (1996). Erden, A., “Robot Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi”, Sunum, Atılım Üniversitesi, 2010. Aksoy,R., Kurnaz,S., “İnsansız Kara Araçları ve Muharebe Gereksinimleri”, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, Ocak 2009, Cilt 4, Sayı 1, Syf 1-10 Conner, Clinton D., “Sensor Fusion, Navigation and Control of Autonomous Vehicles”, Yüksek Lisans Tezi, Virginia Polytechnic Institute and State University, 2000, Syf. 17-40 Aksöz,E.,A., “Operatör Tarafından Kontrol Edilebilen Kuvvet Geri Beslenimli Gezgin Bir Robot Tasarımı”, Yüksek Lisans Tezi, Başkent Üniversitesi, 2011 Appin Knowledge Solution, “Robotic”, Infınıty Science Press LLC, 2007. Siegwart,R., Nourbakhsh,I.,R., “Introduction to Autonomous Mobile Robots”, Intelligent Robotics and Autonomous Agents, 2004. Vukobratović,M., “Humanoid Robotics- Past, Present State, Future-“, SISY 2006, 4th Serbian-Hungarian Joint Symposium on Intelligent Systems. Lohmeir,S., “Design and Realization of a Humanoid Robot for Fast and Autonomous Bipedal Locomotion”, Münih Teknik Üniversitesi, 2010. Sakarya,B.,A., “Humanoid Robot Bacağı Tasarımı ve Yürüme Konumlarına Göre Analizi”, Bitirme Projesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2010. http://www.elektrikport.com/teknik-kutuphane/robot-kolu-nedir http://www.mekatronikmuhendisligi.com/robotun-kollari.html#attachment 41 [43] [44] [45] [46] [47] [48] [49] [50] O. E. ALP, "Genel Amaçlı Robot Kolu Tasarımı". Yüksek Lisans Tez i, Dokuz Ey lül Üniversitesi, 2012. B. van Ninhuijs, L.A . van der Heide, J.W. Jansen, B.L.J. Gysen, D.J. van der Pijl and E.A . Lomonova, "Overv iew of Actuated Arm Support Systems and Their Applications", ISSN 2076-0825, 2013 http://www.fiz ikist.com/disney-insanlari-taklit-eden-robot-yapti/ "A Hybrid Hydrostatic Transmission and Human -- Safe Haptic Telepresence RobotPaper", IEEE Conference on Robotics and Automation, ICRA 2016, May 17 in Stockholm, Sweden Compliant Robotics and Automation with Flex ibleFluidic Actuators and Inflatable Structures", Chapter 22, INTECH. Akdas, D., An effective mechanical design and realization of a humanoid robot BUrobot, ACTA, Mechatronics, 11(10), (2014). Johnson Motor Kataloğu K.IŞIK, S.HE, J.HO, L.SENTİS, “Re-Engineering a High Performance Electrical Series Elastic Actuator for Low-Cost Industrial Applications” Actuators, 2017. 42