Uploaded by Berke Arslantay

M.Berke Arslantay-070140240

advertisement
CRN:11469 , Muhammed Berke Arslantay , 070140240
III. RICHARD
Shakespeare’in III. Richard oyununu izleme fırsatı buldum. Oyun görsel ve gerçekçilik ki bu
sanat içindeki anlamıyla naçizane beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle sahne yerleşimi ve
sahnenin kullanımı konusunda açıkçası beni fazlasıyla şaşırttı. Oyunculardan birkaçını daha
önce oyuncu olarak görmem de başta dikkatimi çekti. Ayrıca yazımın kalanında daha ayrıntılı
bahsedeceğim üzere seyircilerin arasında konumlanmış bir oyuncu ve bu karakterin de oyuna
katılımı oyunun dikkat çekici yönlerinden biriydi. Metine kıyasla oyundaki karakterlerin
sayısının sayıca az olduğu fark edilmekteydi. Oyun çıkışı oyuncularla sohbetimiz sırasında da
metnin sadece otuz sayfasının oyun içerisinde yer aldığı söylendi. III. Richard oyununu oyun
tanıtımında da yer alan şu cümle ile özetlemekle başlayabiliriz. “ Shakespeare ustanın her şeyi
mübah gören omurgasızlığıyla eze çiğneye, kanata kanırta en tepeye yükselen krallarından III.
Richard, görmeyenler ve ille de görmek istemeyenler için kim bilir kaçıncı kez tiyatro
sahnesinde.” Bu cümle aslında tiyatronun konusu ve içeriği hakkında bir ilk izlenim
yaratmaya yardımcı olacaktır. Oyun izlendikten sonra III. Richard fazlasıyla gaddar, acımasız,
merhamet duygusu olmayan bir psikoloji ile tahta çıkmanın hikayesini anlatıyor. Oyun, III.
Richard ve onun azmettirdiği kişiler tarafından çok fazla kişinin öldüğü bir akış çerçevesinde
ilerliyor. III. Richard kral olabilmek için en yakınındakiler dahil olmak üzere genç, çocuk,
yaşlı ayırt etmeden adeta ölüm dağıtıyor. Örnek verecek olursam tahta çıkma yolunda
kendisine her türlü desteği veren Buckingham’ı bile amacına ulaştıktan sonra bir araç olarak
görüyor ve kendisine söz verdiği bölgeyi istediği için ufak bir düşünce uyuşmazlığı sebebiyle
öldürmesi III. Richard’ın ne kadar çirkin ve merhametsiz bir psikolojide olduğunun bir kanıtı
olarak gösterilebilir. Gücü elinde tutmayı seven III. Richard kendi menfaatleri için defalarca
oyunlar çeviriyor ve adeta kötülüklerin içinde kayboluyor. Bütün bu kötülükler III. Richard
için bazen vicdan azabı olarak karşısına çıkıyor. Öte yandan III. Richard için ölüm emirlerini
uygulayan iki oyuncu da zaman zaman vicdan azabı duyuyorlar. Vicdan azabı oyunda şiddetli
bir kaşıntı olarak temsil ediliyor. Yazımın başında da bahsettiğim gibi seyircilerin arasında
yer alan bir oyuncu bulunuyor. Oyuncu günümüzün kıyafetlerini taşıyarak diğer oyunculardan
ayrılıyor. Bu karakter metinde kahin/cadı olarak yer alıyor. Kahin/cadı karakteri metinde
soyut bir karakter iken izlediğim oyunda somut bir karakter olarak canlandırılıyor. Oyundaki
kahin/cadı karakterinin günümüz kıyafetlerini giymesi bu karakterin modern bir yorumlama
getirilmesinden kaynaklandığı görülüyor. Bu oyuncu zaman zaman oyunun içine girerek
özellikle III. Richard ve onun yanındaki kötülük yapan destekçilere ve Kraliçe Margeret gibi
karakterlere çeşitli felaketler ile ilgili kehanetler söyleyerek korkutmayı ya da endişe
uyandırmayı amaçlıyor. Kahin/cadı karakterinin metinde soyut biri olarak yer alması oyun
içinde diğer karakterlerin bu oyuncuya hiçbir fiziksel tepki vermemesiyle anlatılmaya
çalışılmış görünüyor. III. Richard karakteri özelinde bahsedecek olursam Shakespeare
tarafından gerçekten çirkin bir fiziksel görünüm kazandırıldığı görülüyor. III. Richard oyunda
kambur ve bir ayağı aksak biri olarak görülüyor. Oyunda birçok yerde III. Richard
karakterinin çirkinliğine vurgu yapıldığı görülüyor. Fakat III. Richard oyunda bu çirkinliğine
karşın çok ilginç bir olaya imza atıyor. Lady Anne’nın eşini ve babasını öldürmesine karşın
Lady Anne’nin kendisine karşı oluşan nefretini kıvrak dili ve laf cambazlığı yaparak ikna
ediyor ve onunla birlikte oluyor. Öte yandan oyunun geneline bakacak olursak karakterler
arasındaki konuşmalar sakin geçmiyor. Daha çok atışma şeklinde diyaloglar var. III.
Richard’ın ölüm sahnesine değinecek olursam metinde ve tarihte bir çatışma esnasında öldüğü
söyleniyor. Fakat oyuna baktığımızda III. Richard yaptığı kötülüklerin sonucu olarak duyduğu
vicdan azabı sonucu kıvranarak öldüğü görülüyor. Ayrıca III. Richard’ın kral olmasından
sonraki kötü davranışları isyana sebep oluyor ve bu ilk isyan Buckingham tarafından
gerçekleştiriliyor. Buckingham öldürülerek bu isyan bertaraf ediliyor. Metinde Henry
tarafından ikinci bir isyanın olduğu görülüyor fakat oyunda bunun oynanmadığı gördüm.
Özetle III. Richard oyunu beni farklı sahne tasarımı ve kullanımı, oyuncuların kıyafetleri ve
davranışları ile fazlasıyla etkiledi. Özellikle III. Richard karakterini canlandıran oyuncunun
rolüne kendini tamamen kaptırması, yaşaması ve oyun içinde yaptığı uzun ve düzgün
konuşmalar ile benim beğenimi kazandı.
ÜÇ EVET OYUNU
Ders içerisinde çok farklı uygulamalar ve oyunlar gerçekleştirdik. Bunlardan benim için en
dikkat çekici ya da öğretici olanlardan bir tanesi adını şuan yaratsam da üç evet oyunu idi. Bu
oyunda iki ya da üç kişilik gruplara ayrılmıştık. Her gruptan bir kurgu yaratması istenmişti.
Kural olarak kurguda sözlü olarak bir diyalog geçmesi istenmiyordu. Sözlü olarak gruba
yalnızca üç kez evet diyebilme zorunluğu getirilmişti. Bu kurallara uygun bir kurgu yaratmış
ve bu kurguyu sınıfta sergilemiştik. Bu oyun günümüzde eksikliğini fazlasıyla gördüğümüz
beden dili kullanımın farkına varılmasına yardımcı oldu. Aslında neredeyse hiç konuşmayarak
sadece beden diliyle ne kadar çok şey ifade edebileceğimizi ve aslında beden dilinin ne kadar
etkili bir iletişim aracı olduğunun bir göstergesi oldu. Tüm bu nedenlerden dolayı üç evet
oyunu bu tiyatro dersinde bana pozitif anlamda bir şeyler katan uygulamalardan birsi oldu.
SAHNE 1: DONDURMACI
(Müşteri gelir)
Ayşe: Merhabalar, hoş geldiniz.
Müşteri: Merhaba, Nasıl dondurmalarınız var?
Ayşe: Sade, çikolatalı, vişneli, kavunlu, elmalı, tarçınlı… Ne ararsanız var.
Müşteri: Elma,Tarçın ve sade deneyelim o zaman
Ayşe: Tamamdır.3 top oldu. (Dondurmayı verir) Kasadan ödeyebilirsiniz.
Samet: (kasada bekliyordur) Merhaba, 3 top 5 lira ediyor.
Harun: Baba, baba ben de istiyorum dondurmaaa.
Samet: Dur oğlum tamam git annene söyle.
Müşteri: Buyrun. Teşekkürler. (müşteri masaya oturur dondurmasını yemeğe başlar)
Harun: Anne bana da dondurmaa…
Ayşe: Hayır oğlum sen çok yedin bugün, birazdan eve gidip yemek yiyeceğiz bekle.
Samet: Ayşe geç oldu çok sen al Harunu eve gidin. Ben buraları toparlar dükkanı kapatır
gelirim.
Ayşe: İyi peki. Ben yemeği hazır ederim sen de çok geç kalma (ayşe harunu da alıp sahneden
çıkar)
(müzik artar)
SAHNE 2: KUMARHANE
Samet kumarhaneye girer.
Hostes kız: Hoş geldiniz, Samet Bey size oynamak istediğiniz Alana kadar eşlik edebilirim.
Samet: Merhaba, Black Jack istiyorum
Hostes kız: Tabi buyrun, şu taraftan.(giderler beraber) Bir şey içer misiniz?
Samet: Bira alıyım.
Kurpiyer: Merhaba kaç ile başlayalım.
(müzik artar, samet mutsuzdur)
Muharrem bey oralarda dolaşır ve sametin kaybettiğini görür yeniden. Hostese onu
çağırmasını söyler.
Hostes kız: Samet Bey, malesef limitiniz kalmadı. Muharrem Bey sizinle görüşmek istiyor.
(odaya giderler)
Muharrem Bey: Sen neyine güveniyorsun be adam.boyundan büyük işlere bulaşıyorsun. Evini
sattın, arsanı sattın. Hala borç içindesin. Sürekli ödeyeceğim diye oyalıyorsun bizi. Bu artık
son nokta. Yarın ne yap ne et bu parayı bana getireceksin! 24 saatin var. 1 dakika geçerse
olacaklardan ben sorumlu değilim! Biliyorsun benim neler yapabileceğimi.
Samet: Abi yapma, benim borcum borç. Vallahi ödeyeceğim. Nolur biraz daha süre ver.
Dükkanda işler düzeldi bu aralar, her şeyi yoluna koyacağım.
Muharrem Bey: Ben onu bunu bilmem. En geç yarın akşam o para burada olacak. Seninle mi
uğraşacağım ben ya. Çok gördük aslanım senin gibilerini! Hadi çık dışarı!
(müzik artar)
SAHNE 3: EV
Samet eve girer, yıkık bir şekildedir.
Ayşe seslenir: Saat kaç oldu? Neredeydin bu saate kadar? Yine mi o illet yere gittin? Kaç kere
konuştuk bunu Samet. Hani gitmeyecektin bir daha? Çocuklarımızın rıskını yiyorsun orada!
Samet başı önde eğik duruyordur. Sonra Ayşe’ye dönüp: Ayşe lütfen sus. Çok kötüyüm.
Bittim ben. Bittim. Hayatım bitti. Bundan sonra ne yapacağım bilmiyorum.
Ayşe: Ne demek bittim. Her zaman bitiksin sen.Tamam sakin ol. Bir anlat hele. Ne oldu?
Yine mi kaybettin?
Samet: Kaybetmek değil sadece. Artık peşimizdeler Ayşe. Bana 1 gün verdiler. Sadece
24saat! Inanabiliyor musun? 24 saat içinde 100 milyar bulmamız gerek.
Ayşe: Samet ne diyorsun? Nasıl buluruz biz o parayı? Kiramızı zor ödüyoruz.
Samet: Ayşe çok üzgünüm.. ama başka seçeneğimiz kalmadı sanırım (biraz durur, gözleri
dolacak gibi olur) Yarın dükkanı satışa çıkarıyorum. Gelen ilk müşteriye verelim. Sonra
gidelim buralardan. Yeni bir sayfa açmak istiyorum hayatımızda. Çok pişmanım her şeyden.
Sizi çok üzdüm. Bunları haketmiyorsunuz.(çok kötü bir durumdadır)
Ayşe: Tamam gel elini yüzünü yıkayalım, sakinleş (sahneden çıkarlar)
SAHNE 4: DÜKKAN SATILIK
Samet sabah istemeye istemeye dükkan satılıktır yazısını asar. Dükkanı açar, masalarını falan
düzeltir.
Ahmet girer: Hayırdır Samet sabah sabah aradın beni. Merak ettim. Bu dükkan satılıktır yazısı
ne yahu neler oluyor?
Samet: Gel Ahmet bir konuşalım. (masaya otururlar) Ben çok dara düştüm, acil paraya
ihtiyacım var dükkanı satmam ve borcumu ödemem gerek. Ayrıca büyük şehir yordu beni.
Doğduğumuz büyüdüğümüz yere dönmek istiyoruz artık.
Ahmet: Şaşırdım Samet çok. Şaka ile karışık sürekli bu dükkanı bana sat derdim sana ama bu
şekilde olunca ne biliyim garip hissettim.
Samet: Evet o yüzden aradım seni. Hep isterdin burayı satın alıp kendi dükkanını
büyütmek.Hala istiyor musun?
Ahmet: Kaç para istiyorsun?
Samet: 150 milyar.
Ahmet: Naptın Samet o kadar veremem. Ancak 110 milyar var birikmiş param. Fazlası asla
çıkmaz benden.
Samet: Biraz az oldu sanki burası için ama….
Ahmet: Vallahi bilemedim Samet. Ne yapsak ki? (biraz düşünür)İstersen benim motoru da
veriyim sana. Biraz eskidir meskidir ama idare eder.
Samet: Peki madem yabancıya gitmesin Kabul. Ama bugün içinde parayı almam gerek.
Yoksa biraz vahim durumum. Öğleden sonra gidip işlemleri halledelim.
Ahmet: Tamamdır Samet. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim ama.
Samet: Hadi hayırlısı olsun (el sıkışırlar)
(müzik yükselir)
SAHNE 5: BORÇ ÖDEME
Muharrem Bey yerinde oturuyordur.
Samet kapıyı çalar.
Muharrem Bey: giiir
Samet: Getirdim parayı
Muharrem Bey: Oo Samet getirdin demek.
Samet: Hiç gerek yok ben borcumu ödeyip gideceğim hemen.
Muharrem Bey: Peki, hepsini getirebildin mi.
Samet: Evet tam 100 milyar. Burada bakabilirsiniz. (çantayı gösterir)
Muharrem Bey: Demekki seni böyle korkutmak gerekmiş. Aferin akıllı ol
Samet çıkarken: Umarım bir daha karşılaşmayız.
SAHNE 6: EVDEN AYRILIŞ
Samet evine girer, Ayşe eşyalarını topluyordur.
Çocuklar mutsuzdur
Harun: Ben gitmek istemiyorum bütün arkadaşlarım burda. Ben Süleymanlarda kalıcam
Samet: Köye gideceğiz oğlum. Sen çok seversin. Orada da arkadaşların var daha da olacak.
Aile sarılır evine bakar. Kapıyı kilitleyip sahneden çıkarlar.
SİNOPSİS
Samet Bey, 30-40 yaşlarındadır. Ufak bir çocuğu ve karısıyla dondurma dükkanları ile
hayatını geçindirmektedir. Kumarhaneye olan düşkünlüğü yüzünden evini, arabasını
kaybetmiştir. Yine bir gün dükkanını kapattıktan sonra kumarhaneye gider. O gece de çok
kaybetmiştir. Biriken borçlarının üstüne o gece de eklenince kumarhanenin sahibi onu yanına
çağırır. Sınırları aştığını, bugüne kadar ona verilen tavizin bittiğini çok sert bir şekilde belirtir
ve borcu olan parayı 24 saat içinde getirmesi gerektiğini söyler. Kumarhane sahibi olan
Muharrem Bey, acımasızlığıyla tanınan biridir. 24 saat içinde parayı getirmezse gerçekten
kötü şeyler olacaktır. O gece Samet Bey, çaresiz bir şekilde evine gider. Geldiğini duyan
karısı onu karşılar ve her zamanki bağrışlarıyla karşılar. Bu duruma alışıktır. Ancak Samet, o
gece çok kötüdür durumu da söyleyince karısı endişelenir. Samet çok pişman olduğundan ve
her şeyin farkına yeni vardığından bahseder. Çok özür diler ve hayatına yeni bir sayfa açmak
istediğini anlatır. Karısı onun bu durumuna üzülür ve yardımcı olmaya çalışır. Samet, ertesi
gün dükkanı satılığa çıkarır. Aklına kendi dükkanını büyütmek isteyen ve sürekli bu dükkanı
almak isteyen esnaf arkadaşı Ahmet gelir. Onunla bir pazarlık yaparlar, nakit parası
yetmeyince motorunu da verir Ahmet. Samet o günün akşamına hemen gidip borcunu öder.
Eve döndüğünde karısı ve çocuğu toplanmıştır. Son bir evlerine bakıp hayatlarına yeni bir
sayfa açmaya doğru yol alırlar. Yıllar geçtikçe 3 çocuğu daha olmuş, evleri motorları ile çok
daha mutlu bir hayat sürmektedirler.
Download